İslam dünyasının yeniden kuşatılmasının adı: ‘Yüzyılın Anlaşması’
Yerli ve yabancı zalimlerin üzerinde birleştiği ‘yüzyılın anlaşması’ planı için hazırlıklar devam ediyor. Haziran ayında açıklanması beklenen planın şeytanî ve fitne dolu olduğundan şüphe yok.
Söz konusu zalimce planın en önemli ayağı, Filistin’in kendi içinde dahi parçalanması hedefleniyor olması.
Hazırlanan zalimnamede; Filistin’in Batı Şeria ve Gazze diye parçalanması, Yahudi yerleşim yerlerinin korunması, Kudüs’ün siyonist çetenin başkenti olarak kabul edilmesi ve öyle kalması, hicret/göç eden Filistinlilerin geri dönüşlerinin tamamen önlenmesi gibi Filistin’i külliyen ve ebeden siyonist çeteye verecek, ona mahkum edecek planlar söz konusu.
Planın pürüzsüz uygulanabilmesi için de fikrî ve siyasî olarak karşı duracak hareketlerin ‘terör listeleri’ne alınmak suretiyle diskalifiye edilmeleri hazırlıkları yapılıyor.
Bu bağlamda öncelikli olarak bütün dünyada İhvan fikriyatının oluşturacağı tepkinin etkisinden kurtulmanın yolları aranıyor. Tabi buna bağlı olarak bu fikriyata sahip veya arka çıkacak ülkelerin de canına okumanın hesapları yapılıyor.
Trump’ın damadı ve başdanışmanı Yahudi Jared Kushner, Washington Enstitüsü’nde katıldığı bir etkinlikte, Trump yönetimin haziran ayında açıklaması beklenen “İsrail-Filistin barış planı”na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Trump'ın açıklayacağı planı 'derinlikli operasyonel bir doküman' olarak niteleyen Kushner, "Bir araya getirdiğimiz şey, siyasi konular için iyi bir başlangıç noktası olabilecek” değerlendirmesinde bulundu. Kushner konuşmasında, Kudüs'ün İsrail'in başkenti ve Golan Tepeleri'nin İsrail toprağı olarak tanınmasını da 'görülmesi gereken gerçekler' diye tanımlaması dikkatlerden kaçmadı.
Suudi veliahdı Muhammed bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri(BAE) veliahdı Muhammed bin Zayed’in yakın dostu Jared Kushner’in bahsini ettiği “derinlikli operasyonel döküman”ın, yeni siyasi gelişmeler ve İslam coğrafyası ile ilgili yeni dizayn ve düzenlemelerin başlangıç noktasını oluşturacağı işaretini veriyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Trump’ın Suudi ziyareti esnasında dünyaya servis edilen küre resminin altının doldurulacağı anlaşılıyor. Malumunuz o resimde Suudi Kral Selman, Mısır darbecisi Sisi ve ABD despotu Trump, ellerini üzerinde birleştirdikleri ışıklı dünya küresi önünde poz vermişlerdi.
Hazırlanan planda Gazze’nin özerk bir bölge(ülke) olarak Mısır’a bağlanması projesi ile Suud’un ‘planın kabul görmesi için Filistin yönetimine 10 milyar dolar rüşvet teklifi’ gibi arayışlar, kirli ve süfli işbirliğini ortaya koyması açısından çok önemli.
Haberlere göre Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman, Filistin lideri Mahmut Abbas'a "Yüzyılın Anlaşmasını" kabul etmesi için 10 milyar dolar teklifte bulundu. Ancak şimdilik Abbas’ın ‘Siyasi kariyerim biter’ gerekçesiyle teklifi kabul etmediği iddia edildi.
Evet, şimdi yine ve tekrardan çökertmek için iç ve dıştakilerin hepsi devrede. Kimisini terörist ilan ederek; kimisini rüşvetle susturmaya çalışarak; kimisini silah zoruyla devirerek, darbe yaparak; kimisini de ambargoyla mecalsız bırakarak ortadan kaldırmaya çalışıyorlar, çalışacaklar.
İhvan’ın terör listesine alınmasıyla sadece Mısır’daki İhvan hareketine veya ona özgü bir plan içerisinde olacaklarını sanmak saflık olur. Orada zaten yerli uşak tarafından İhvan’a şiddet uygulanarak zalimce muamele ediliyor.
Burada asıl amaç, Sisi’nin elinden tabir yerindeyse kurtulanların gittikleri yerlerde baskılanmalarıdır. Burada asıl gaye, dünyanın değişik yerlerinde bu fikriyata gönül verenler üzerinden ilgili ülkelere müdahale etmeyi meşrulaştırmaktır. Bu noktada ilk akla gelen ülkeler de Türkiye ve Katar’dır.
Bütün bunlar onların kotaradurdukları hesaplardır; bir de Mevlâmızın hesabı vardır. Bakalım Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler! Buna inanıyoruz!
Selam ve dua ile...