• DOLAR 34.643
  • EURO 36.395
  • ALTIN 2913.171
  • ...

İslam ülkeleri, kendi kaderlerini belirleme noktasında birliktelik oluşturamadıkları müddetçe, kıtalar ötesi yabanilerin çözümlerini uygulamaktan veya onlar tarafından kotarılanlara uymak için bekleşmekten başka bir tercihe sahip olamayacaklardır.

Bugün onların, yani ecnebilerin çözümlerine odaklanmak, onların çözümlerini esas alarak tavır geliştirmek gibi örnekler, düşülen durumu gözler önüne sermesi açısından dikkat çekici.

Bir twitle oluşturdukları gündemin tam tersini, yine aynı yolla oluşturabilmeleri, İslam ülkelerinin kendi coğrafyalarında hali pür melalini gözler önüne sermesi açısından önemli.

Suriye`de şu an yaşananlar tam da bu.

Kimyasal silah ve terörle mücadele bahanesiyle Suriye`ye çöreklenen ABD ve müttefiklerinin bu ülkedeki faaliyetleri, buradaki savaşlarının sonuçları, 1991 ve sonrası Irak`ta sergiledikleri vahşeti andırdı. İslam ülkelerinin ise, onlara destek veya emirlerine amade durmalarından başka bir tavrı olmadı.

Oysaki halkı rejime karşı korumak için gelen hoyratların devasa imkânlarla halkı korumadıkları, belki vurdukları, ortaya çıkan rakamlarla da netleşmiş oldu.

Rusya, ABD ve diğer müttefiklerin etkisiyle Suriye`de gerçekleştirilen savaşta bir milyona yakın insan öldürüldü, 13 milyona yakın insan da evinden, yurdundan oldu. Bunlar güya insanlar ölmesin diye gelmişlerdi. Bunun niye böyle olduğunu sorgulayacak tek bir bölge ülkesi var mı? Hesap soran çıkabilecek mi? Ne yazık ki hayır!!

Bugün ‘ayrılıyoruz` deyişlerine inanmak da saflık olur. Onca katliam ve sefaleti yaşatanların bugün ‘ayrılıyoruz` dedikleri yerde 20`den fazla üssü varken, bu nasıl inandırıcı olabilir?

Olup bitenlerin hepsi, sıradaki sahnenin açılması için mevcut olanın bitirilmesidir.

Şimdi sıra oyunun diğer sahnelerinde: Güvenli bölge… Patriot… S-400… Ve sözüm ona Kürtlerin korunması… Yeni perdede oyunun konuları bunlar…

Trump önce, ‘İşimizi bitirdik, Suriye`den çekiliyoruz, bundan böyle başkaları savaşsın` dedi. Ardından ‘Uçuşa yasak güvenli bölge oluşturacağız` dedi. Ondan sonra da, ‘Kürtleri vursanız, ekonomik yıkıma uğratırız` çıkışında bulundu. Türkiye`nin müdahale için sınıra asker yığdığı aralarda son açıklamalar geldi. Tam da bu arada Rusya`nın S-400`lerine karşı ABD`nin Patriotları yine yoğun olarak gündemleştirildi. İstediğiniz kadar illiyet ilişkisi yok deyin. Bu işler böyle.

Ha bu arada, sınırda müdahale için canlı yayın yapan o TV`lerin sınırdaki yayınları da bitti. Niye derseniz, çünkü onlar da aslında buradaki yetkililerin tavrına göre değil, yazının başında bahsini ettiğim güçlerin tavrını daha esas kabul ediyor olabilirler de ondan. Asıl gündemi, asıl yapılacakları onların belirlediğine herkes kani maalesef.

Evet… Bütün bunlar, ABD`nin bölgeyle ilgili iştahının bitmediğini, daha uzun vadeli emellerini ve ‘istediğimi yaparım` tavrını ortaya koyarken, asıl Türkiye`nin Kürtlerle alakalı savunma refleksi ise dikkatlerden kaçmıyor. Bu önemli.

Türkiye`nin Kürtlerle alakalı karnı niye bu denli yumuşak? Kürtlerle ilgili Türkiye`ye yöneltilen suçlamaların yerini buluyor gibi durmasının sebebi ne? Türkiye bu suçlamalarla niye hep karşı karşıya? Arapların da içinde bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri`ne dönük olası bir operasyon niye Araplara Karşı değil de hep Kürtlere karşı bir operasyon şeklinde değerlendiriliyor?

Önce bu konuların dikkate alınması ve buna bağlı çözüm yollarına gidilerek bir kere suçlamaların önünü alacak adımların atılmasına dönük girişimlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Basit bir örnekten yola çıkarak her ‘Kürt kökenli…` deyişinizin ABD emellerine hizmet ettiğini bir kere kavramanız icap ediyor diye düşünüyorum. Biri çıkıp Arap birine veya Türk birine ‘Arap kökenli veya Türk kökenli dediğinde o kişilerin ilk tepkisi ‘O kökenliysem niye şimdi ne olmuşum? diye tepki göstereceğini teslim ediyorsak, bunu Kürtler için niye sorun görmeyiz?

Artık düşünmek yetmiyor. Adım.. Adım… Adım atalım… Ecnebilerin hep kaşımaya çalıştığı yara ne ki? Bununla alakalı atılması gereken adımlar ne? Kürtlerle alakalı tavrımız ne ki, her önüne gelen bu etnisiteyle alakalı tavrımızı provoke edebiliyor? Çözümler belliyse pratize edelim artık.

Oyunu kuracak birliktelikten yoksunsak bari her oyuna gelmeyelim.

Silm ve selam ile…