Ateşkes 10 Ekim'de yürürlüğe girdi. Her ne kadar soykırımcı siyonistler tarafından defalarca ihlal edilmiş olsa da ateşkes, saldırıların büyük oranda durmasını sağladı.
Siyonist işgalin ilk gününden bu yana savaş ortamında yaşamaya, düşüp yeniden ayağa kalkmaya alışmış olan Filistinliler, şimdilerde insanın en temel ihtiyacı olan "başını sokacak yer" arayışına girdi.

Yaklaşan kış ve soykırımcıların çadır ve konteyner gibi geçici barınakların girişine de izin vermemesi nedeniyle bu arayış hız kazandı.

Filistinliler, enkazlardan çıkardıkları tuğlalar ve çamurdan elde ettikleri sıvalarla "başlarını sokacak bir göz oda" inşa etmeye, bazıları da geçim kaynağı olan işyerlerini tamir etmeye koyuldu.

- Çadır yok, kış geliyor

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentine dönen ve evleri ile iş yerlerinin yıkıldığını gören Filistinliler, bir nevi her şeye sıfırdan başlamak için kolları sıvadı.

El-Mevasi bölgesinden Han Yunus'a dönen Fatin eş-Şair ve ailesi, küçük çocuklarını kışın soğuğundan ve vahşi hayvanların saldırılarından korumak istediklerini belirtti.

Şair, "Han Yunus'a döndük ve evi yıkılmış bulduk. Başımızı sokabileceğimiz bir yer inşa etmek için evin yıkıntılarından taş ve tuğla toplamaya başladık. Ama imkanlarımız çok sınırlı. Köpekler de şehitlerin mübarek naaşlarını yemeğe alıştığı için vahşileşti. Onlardan da korkar olduk. Bu köpekler gece geliyor ve korkuyoruz." dedi.

- Savaş bitti mücadele devam ediyor

Saldırılar sona erse de sıkıntıların devam ettiğini söyleyen Şair, şunları kaydetti: "Yani aslında savaş bitmedi. Korku da devam ediyor, meşakkat de. İnsanlar daha özgür hareket etmeye başladı ama savaş tam anlamıyla bitmiş değil. Güvenlik var mı dersen, yok. Ya da hayatlarımız eski haline döndü mü, hayır.

Hayat çok zorlaştı. Ne doğru düzgün ulaşım vasıtası var ne yakınlarda kurulan bir pazar var. Bir şey alacak olsan dünyanın bir ucuna girmek zorundasın. Su haftada 1 ya da 2 defa geliyor. İçme suyu için çok uzun mesafe kat etmek lazım."

- "Ülkemizi satmayız"

Savaşta kalbi kırılmayan kimsenin kalmadığını, herkesin çekeceği kadar çile ve acı çektiğini dile getiren Şair, tüm bu acılara rağmen topraklarına olan bağlılıklarını şu sözlerle ifade etti:

"Biz direniyoruz, toprağımızın bir karışından bile vazgeçmeyiz. Ama yaşamak da istiyoruz. İnsanlar bizim yanımızda dursun, destek versin istiyoruz. Biz ülkemizden vazgeçmeyiz, satmayız da. Birileri istemese de direneceğiz."

Mevasi'den Han Yunus'a göç eden ve evinin büyük hasar aldığını gören bir diğer Filistinli de Rami Faris oldu.
İşgalcilerin dünyanın gözleri önünde gerçekleştirdiği büyük yıkıma adapte olmaya ve onun yıktıklarını yeniden yapmaya çalıştıklarını söyleyen Faris, şunları kaydetti:

"İsrail ordusu taş üstünde taş bırakmadı, çimento yok, sınırlar da kapalı. Biz de mecburen eski ilkel yöntemleri kullanarak kil ve çamurdan elde ettiğimiz sıva ile tuğlaları sıvıyoruz. Kış geliyor, başımızı sokacak bir odamız olsun diye bunu yapıyoruz."

Muhabir: AMMAR KIZILÇINAR