London, kalp sağlığını korumaya yardımcı olduğunu vurguladığı ve özellikle kaçındığı dört ana yiyecek ve içecek grubunu sıraladı. Açıklamalar, İngiliz gazetesi Daily Mail tarafından aktarıldı.
Fast food (hızlı tüketim gıdaları)
London, fast food ürünlerinden özellikle kaçındığını belirterek, bu gıdaların doymuş yağ, şeker ve sodyum açısından çok zengin olduğunu ifade etti. Ayrıca bu ürünlerin genellikle emülgatörler, kıvam artırıcılar ve yapay renklendiriciler gibi katkı maddeleriyle işlendiğini, bu maddelerin ise iltihaba yol açtığını, tansiyonu yükselttiğini ve kalp üzerindeki yükü artırdığını söyledi.
London, “Fast food zincirlerinde sunulan ürünlerin çoğu aslında **‘yenilebilir gıda ürünü’dür’. Gerçek anlamda yiyecek değildir” dedi.
Hamburger ve patates kızartmasının teknik olarak güvenli olabileceğini ancak temel besin öğelerinden yoksun olduğunu da vurguladı.
Gazlı içecekler
London, normal ve diyet gazlı içecekler konusunda da uyarılarda bulundu. Tek bir kutu gazlı içeceğin yaklaşık 40 gram ilave şeker içerdiğini belirten London, bunun günlük önerilen üst sınıra (50 gram) çok yakın olduğunu söyledi.
Aşırı şeker tüketiminin tansiyonu ve kötü kolesterolü artırdığını, damar tıkanıklığına ve yağ birikimine yol açtığını ifade eden London, diyet içeceklerdeki yapay tatlandırıcıların da benzer sağlık sorunlarına neden olabileceğini; kalp krizi, felç ve ritim bozukluğu riskini artırabileceğini dile getirdi.
Yüksek yağlı süt ürünleri
London, peynir ve çikolata gibi yüksek yağ içeren süt ürünlerinin tüketiminde dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Tam yağlı sütün, yüksek oranda doymuş yağ içererek kolesterolü yükseltebileceğini söyledi.
Bununla birlikte bazı araştırmaların, fermente süt ürünlerinin (yoğurt gibi) kalp hastalığı riskini azaltabileceğine işaret ettiğini aktaran London, tam yağlı sütte bulunan protein ve kalsiyumun, iltihaplanmaya ve koroner damarlarda plak birikimine karşı koruyucu etki gösterebileceğini de ekledi.
Alkol
Son olarak London, alkol tüketimine karşı da uyarıda bulundu. düşük düzeyde ve aralıklı alkol kullanımının bile kalp hastalığı riskini artırabileceğini belirten London, alkolün kalp kasına zarar verdiğini, stres hormonlarını yükselttiğini ve bunun da kalp atış hızını ve tansiyonu artırdığını söyledi.
Ayrıca alkolün, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından asbest, radyasyon ve tütünle birlikte “birinci grup kanserojen” olarak sınıflandırıldığını hatırlatan London, alkol için güvenli bir tüketim sınırı olmadığını vurguladı.