"Seferi iken sünnet namazı nasıl kılınır?" sorusu, özellikle seyahat edenler tarafından merak edilen bir konu. İslam fıkhına göre seferilik durumunda sünnet namazıyla ilgili hükümleri, İttihadul Ulema’nın fetvası ışığında haberimizde derledik.
Seferilik, İslam’da belirli bir mesafeye (genellikle 90 km ve üzeri) yolculuk yapan ve belirli bir süre (15 günden az) bir yerde kalan Müslümanlar için geçerli olan bir durumdur. Bu durumda namazların kısaltılarak kılınması mümkünken, sünnet namazların kılınıp kılınmayacağı mezheplere göre farklı yaklaşımlarla ele alınıyor.
Şafiî Mezhebine Göre:
Şafiî mezhebine göre, farz namazlara bağlı sünnetler (örneğin, sabah namazının sünneti, öğle ve akşam namazlarının sünnetleri) ile diğer nafile namazlar, seferilik durumunda da kılınmaya devam eder. Seferdeyken namazları kasr ederek (dört rekâtlık namazları iki rekât olarak) kılmak tercih edilse de, sünnet namazlar terk edilmez.
Özel Durum: Yatsı ve Vitir Namazı
Şafiî mezhebine göre, yatsı namazını akşam vaktine takdim ederek kılan bir yolcu, yatsı vaktinin girmesini beklemeden takdim işlemini yaptıktan sonra vitir namazını da eda edebilir (İmam Nevevî, el-Mecmû', V, 393). Bu, seferilikte namazların birleştirilmesi (cem’) durumunda vitir namazının da kılınabileceğini gösterir.
Şafiî alimleri, seferde sünnet namazların kılınmasının, ibadetin tamamlayıcısı olduğunu ve terk edilmemesi gerektiğini vurgular.
Hanefi Mezhebine Göre:
Hanefi mezhebine göre, seferilik durumunda sünnet namazların kılınması kişinin içinde bulunduğu duruma bağlıdır:
Hareket Halindeyken (Yolda): Eğer kişi yolculuğuna devam ediyorsa, yani hareket halindeyse, sadece farz namazları kılması daha faziletlidir. Bu durumda sünnet namazlar terk edilebilir, çünkü seferilikte kolaylık sağlanması hedeflenir.
İstirahat Halinde veya Varış Noktasında: Eğer kişi yolculukta mola vermişse veya gittiği yere ulaşmışsa, farz namazlarla birlikte sünnet namazları kılması daha uygun ve sevaptır. Özellikle sabah namazının sünneti, Hanefi mezhebinde önemle tavsiye edilir.





