Ne şaşaalı günlerdi o geçmişte kalan günler. Adına Türkçe Olimpiyatları dedikleri programlar düzenler dünyanın farklı ülkelerinden devşirdikleri çocukları adeta gezgin bir sirk gibi şehir şehir dolaştırırlardı. Afrikalı bir çocuğun söylediği Ankara`nın Bağları türküsü eşliğinde himmetler gelirdi bol bol.
Cumhurbaşkanları, Başbakanlar programlara katılır gözyaşları eşliğinde, ‘Yeter artık gel, gel de bitsin bu hasret. Gel gel de bitsin bu gurbet` diye Hocaefendiye (!) teşekkürler ve minnetler içerisinde davetiyeler çıkartılırdı. Sabahında ise ‘Ne istediniz de vermedik` uyarınca şehirlerin en güzel yerleri, arsaları; için Hocaefendigillere peşkeş çekilirdi. Hatta kara çocukların söylediği Ankara`nın Bağları türküsü eşliğinde Ankara verilirdi ‘Parsel Parsel`
Okuyacaksan “Zaman”; izleyeceksen “Samanyolu”, hayırseversen “Kimse Yok mu”… Polis mi olacan önce bir abin olacaktı. Hakim ya da Savcı mı olacan önce sorular sana gelmeliydi. Öyle ki, O zamanlar bu yapıdan referans almadan hiçbir kapı açılmıyordu başvuranların yüzüne.
Şimdi bu güne gelelim. O zaman ki muhabbet tam anlamıyla bir nefrete dönüşmüş durumda. Tabiri caizse halkta bir tür ‘Fetö Refleksi` oluşmuş. Bunu en son Ülker`in reklamında gördük. Reklamı izleyenlerin dikkatini çekmiştir. Reklam 1 Nisan üzerinden mesajlar veriyor. Ama bu mesajların ‘Püskevit` ve çikolata ile hiç alakası yok. Adeta FETÖ`nün yakın zamanda verdiği ‘Baharda her şey başka olacak` mesajını destekliyor.
Reklama verilen tepkiler de gösterdi ki, halkta oluşan Fetö Refleksi büyük bir nefret eşliğinde kendini muhafaza ediyor.
Aynı gün 21 FETÖ`cü hakkında verilen tahliye kararlarına gösterilen tepkiler ve bilahare gelen yeniden tutuklama kararı da gösteriyor ki, FETÖ` millet nezdinde hiçbir kıymeti kalmamış.
Allah kimseyi rezil etmesin! Milletten uzak emperyalizme uşak olmanın kaçınılmaz sonu, rezalet ve nefretten başka ne olabilirdi ki zaten? Her alanda tekel olmak için verilen çaba bugün FETÖ açısından zehirli meyvelerini vermiş durumda.
Belki de millet; yanılmanın, kandırılmanın acısını çıkarıyordur. Ne de olsa devlet büyükleri bile, ‘yanıldık, kandırıldık` demek suretiyle ‘Ne istediniz de vermedik ve parsel parsel` gibi uygulamalarından kurtulabiliyorlar.
Ama şunu çok açık ifade edelim ki; FETÖ alçaklığı konusunda biz hiçbir zaman yanılmadık. Herkes el pençe dururken, biz onların İhanet içerisinde olduklarını açıkça ifade ettik. Elbette bu tespitimiz bize zindan olarak yansıdı ve yansımaya da devam ediyor.
Bizi kandırmayı başaramayanlar bize zulmettiler. Ama kandırıldık deyip sıyrılanlar ise halen bu zulmü izale etmiş değiller. İnşallah iş Mahkeme-i Kübra`ya kalmaz…