Gündemimiz deprem ama; seçim de gündeme geldi oturdu. İnsanoğlu üstüne gelen herşey ile baş etmek zorundadır. Deprem oldu, hep birlikte yaralarımızı sarmak zorundayız. Kimse gelip bizim problemimizi çözmez. İlk başta ilişkiler gereği yardım ederler ama; devamlı derdimize deva olmazlar... Küreselleşen dünyada insanlar çok değişti, merhamet duygusu, vefa duygusu eskiye nazaran kalmadı diyebiliriz. İnsan dünya nimetleri için herşeyi yapar hale geldi... Eskiden de bu tür insanlar vardı ama; bu dönemde ‘hem Krallar hem Halklar’ aynı oldu... Eskiden en zenginleri Karallar olurdu, şimdi Karallarını satın alan, Krallara yön verebilen insanlar türedi... Eskiden siyasetçiler ve iktidar halkı yönetirdi, şimdi halk siyasetçilerini ve iktidarını yönetebiliyor... Eskiden Müslümanların İslam davası olurdu, şimdi siyasi ve iktidar davası var... Eskiden laikliğe karşı olanlar bugün kendileri laikliği savunur hale geldi... Eskiden faizin haram olduğunu savunanlar bugün bankalar kuruyor, faizi yükseltmek gerektiğini savunuyor... İnsanlar çok değişti, davalar çok değişti, siyaset çok değişti... Bu değişen hallerimizi değiştirmek zorundayız... Denemeler yapmak için vaktimizi harcamayız, böyle bir lüksümüz yok... Bu seçim sadece Türkiye’nin seçimi değil, aynı zamanda Filistin’in, Suriye’nin, Libya’nın, Afganistan’ın, Yemen’in, Pakistan’ın, Orta Asya’nın, Kafkasya’nın seçimidir. Belki bana katılmayabilirsiniz ama; bu bir gerçektir... Afrikalı da Arabı da Kafkasyalı da bu seçimlere kenetlenmiş durumdadır.
Mevcut iktidarın hataları yok mu? Elbette var... Hataları, yanlışları vardır ama; hatasız olsaydı melek olurlardı... “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11). İnsan hatalar ile doğruyu keşfeder... Görevini kötü kullananlar olmuştur, gücünü yanlış kullananlar da olmuştur... Onları tanırız ve kim olduklarını da biliriz... Aslında herkes kimin kim olduğunu bilir... Zaten demek istediğim de o işte... İstesek te istemesek te Türkiye bugün İslam aleminin son kalesidir... Hala devam eden olumsuzlukları vardır ama; sevmesek te mazlumların sığındığı bir ülke konumuna gelmiştir... BM’ler de söz söyleyecek konuma gelmiştir... Filistin davasında, Suriye’de, Körfez ülkelerinde, Ortadoğu’da, Afganistan’da, Kafkasya’da, Afrika’da bir umut olmuştur... Seçmen seçime giderken sadece kendi şahsi menfaatini değil, tüm bunları düşünmek zorundadır. Müslüman olan, ölümü hakk olarak gören, Müslümanların geleceğini biraz düşünen insan tüm bunları dikkate almak zorundadır. Siyaset çok kirli bir şeydir ama; bizler hikmetli olmak zorundayız... Kana işlemiş bir zihniyeti değiştirmek mümkün değildir. Bu seçimi siyasi parti ya da Cumhur İttifakı veya Millet İttifakı olarak görenler yanılırlar... Çok derin düşünmek zorundayız... Seçim öncesi oy için camide Yasin suresini okuyanları gördük, Hz. Ali’yi bir ‘düşünür’ olarak bilenleri de gördük... Bu zihniyet iktidara gelir ise İslam alemine ne verecektir? Bu zihniyet Müslümanların derdiyle dertlenecek mi? Önemli olan iki trenden birini seçmektir. İstikrara giden tren mi yoksa kargaşa ve belirsizliğe giden bir tren mi? Hangisine binmek istersin, seçim bizim. Bu seçimin İslam alemine hayırlı olmasını diliyorum... Allah yar ve yardımcımız olsun!