Eğitim sezonu yaklaşırken ebeveynlerde heyecan başladı. Okul kıyafeti, kırtasiye malzemesi ve okul servisi derken ebeveynleri geçim de düşündürüyor. Her şeye rağmen çocuklarımızın eğitimini düşünmek zorundayız.
Dinimizin ilk emri “oku” diye gelmiştir. Okumak ve adam olmak bizim vazifemiz ve mecburiyetimizdir. Okumayan ve bilgi sahibi olmayan kişinin dini de hayatı da tehlikeye girer. Hele asrımızda eğitim; yemek içmek gibi zaruri bir ihtiyaçtır. Eğitimsiz bireyin yaşam damarları kurumuştur. Eğitim bireyin bilkuvve var olan yeteneklerinin açığa çıkarılması ve bu yeteneklerinin toplumun ve bireyin menfaatleri doğrultusunda kullanılması gerekir. Aksi takdirde “kurtların” ve bir takım marjinal grupların kurbanı olacaktır. Dolayısıyla, eğitim bireyin bir nevi kalkanıdır.
Eğitim bireyin kendisini ve hayatı sorgulamasında en önemli unsurlardan biridir. Hz. Peygamberimizin hadisi şerifte buyurduğu gibi, ilim öğrenmek her Müslüman kadın ve erkeğe farz kılınmıştır, dinimizin gelen ilk emri gereğince.
Ebeveynlerin çocuklarına karşı en büyük sorumluluğu onların iyi bir eğitim almasını sağlamak olacaktır. Eğitimin. nihai hedefi topluma ahlaklı bireyler hazırlamaktır. Nitekim Hz. peygamberimiz bir hadisi şerifinde hiçbir anne-baba, çocuğuna güzel ahlaktan daha iyi miras bırakamaz, demiştir. Dolayısıyla, Hz. Peygamberimizin tavsiyesine uymak hem sünneti seniyyesini yerine getirmek olacaktır hem de topluma karşı sorumluluğumuzu inancımız gereği ifa etmek olacaktır.
Eğitim sezonu açılırken ilk aklımıza gelen okul öğretmenleridir. Dolayısıyla, canımızdan kıymetli ve Allah’ın bize emaneti olan ciğer paremiz yavrularımızı emanet edeceğimiz öğretmenlerimizin her yönden donanımlı ve toplumda örnek gösterilecek bireyler olması çok mühimdir. Bu sebeple öğretmenlik mesleğine ayrı bir önem gösterip en iyi bireylerin bu mesleğe yönlendirilmesi de ve en iyi şekilde yetiştirilmesi de devlet erbabının temel felsefesini oluşturmalıdır. Eğitim zor, meşakkatli ve uzun bir yolculuktur. Dolayısıyla, daha hayatının başında olan çocuklarımıza karşı sabırlı ve şefkatli davranması gereken öğretmenler ebeveynlerden daha fazla sorumluluk sahibi oluyorlar. Ebeveynlerin vazifesi de öğretmenlerin önemini ve saygınlığını mektebe gönderdiği çocuklara anlatmaktır. Hz. Ali: “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiştir. Elbette, Hz. Ali eğitimin öneminin altını çizmek istemiştir. Okulu ve mektebi çocuklarımıza sevdirmek de hem ebeveynlerin hem de öğretmenlerin en önemli vazifesidir. Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır, derler... Çocuklarımıza onların anlayacağı bir dille yaklaşmak çok önem arz etmektedir. Dolayısıyla, her öğretmen birer çocuk uzmanı olmak ve çocuk psikolojisinden anlamak zorundadır.
Eğitimde en önemli şey okumaktır. Kitap okuma alışkanlığı yok denilecek kadar azalmıştır. Kitap okumayan çocuğun beyninin gelişmesi mümkün değildir. Nasıl vucüdumuzu spor yaparak geliştiriyorsak, beynimizi de kitap okuyarak geliştirebiliriz. Ayrıca, ne okuduğumuz da önemlidir. Roman ve şiir kitaplarını çocuklarımıza sevdirmeliyiz. Çocuklara örnek olmalıyız. Elimizde telefon yerine kitap göstermeliyiz. Çocuklarımıza hediye olarak telefon veya başka elektronik aletler yerine kitap almalıyız... Şiir yazmaya, masal ve bir hayat hikayesini yazmaya teşvik etmeliyiz... Okumadan ve okutmadan, ahlaklı bir toplumu inşa etmek mümkün değildir. Okumayan bir toplumdan da ahlaklı bir davranış beklemek te mümkün değildir. Okursak ve okutursak içimizdeki tüm korkularımızı yenebiliriz. Okumayan bir toplum yönetilmeye mahkumdur...