Yeni seçilen ABD Başkanı Donald Trump, mevcut iki çatışmayı durdurma ve dünya çapındaki düşmanları daha etkin bir şekilde caydırma sözü vermiş idi.
Trump Ukrayna'daki çatışma konusunda ne yapacak?
Bu yılki seçim kampanyası sırasında Donald Trump, planlarının Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirmek olduğunu söylemişti. Trump, Kiev'in Rusya ile tam ölçekli düşmanlıkların başlamasından birkaç ay önce Moskova'ya taviz vermesi gerektiğini savunarak Ukrayna liderliğini ve Joe Biden yönetimini eleştirmişti. "Herhangi bir anlaşma - daha kötü bir anlaşma - şu anda sahip olduğumuzdan daha iyi olurdu" diye açıklamıştı. Bakalım Trump döneminde Doğu-Avrupa cephesinde neler yaşanacak. Bizim için önemli olan Trump döneminde Ortadoğu’da neler değişecek.
Trump'ın Orta Doğu çözümü hakkında söyledikleri
Yeni seçilen başkan, israil ile HAMAS arasındaki çatışma hakkında Ukrayna hakkında söyledikleriyle aynı şeyi söyledi: Eğer başkan olsaydı, "7 Ekim olmazdı", Gazze Şeridi'ndeki savaş "hiç başlamazdı." "Kazanırsam bu herkes için mutlak bir avantaj olacak. Bu Ortadoğu'da barıştır. Buna ihtiyacımız var ve bu çok önemli ve gerçekleşecek” dedi Trump, seçimlerden iki hafta önce ‘Al Arabiya’ ile yaptığı röportajda. Trump, 2020'den itibaren Bahreyn, Fas, BAE ve Sudan'ın israil ile imzaladığı sözde İbrahim Anlaşmaları'nı imzalama sürecini sürdürmeyi planlıyor. Sıradaki ülkenin Suudi Arabistan olması gerekiyordu ancak Gazze Şeridi'ndeki çatışma nedeniyle bu süreç askıya alındı.
Seçimlerden bir hafta önce The Times of ısrael, Temmuz ayında israil Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Mar-a-Lago'daki malikanesinde ağırlarken Trump'ın kendisine, Beyaz Saray'a döndüğü zaman israil Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze Şeridi'ndeki savaşına son vermesini istediğini söylediğini bildirmişti. Yayının kaynağına göre, Cumhuriyetçi herhangi bir ültimatom öne sürmedi ve israilin savaşı sona erdirme kararını resmen açıklaması halinde israilin Gazze'deki "geriye kalan" faaliyetlerini pekala destekleyebilirdi. Netanyahu böyle bir şey söylemedi. Aynı zamanda 6 Kasım'da israil başbakanı, Trump'ın yeniden seçilmesini "tarihteki en büyük geri dönüş" olarak nitelendirdi. Netanyahu, "Beyaz Saray'a tarihi dönüşünüz, ABD için yeni bir başlangıca işaret ediyor ve israil ile ABD arasındaki büyük ittifaka bağlılığın güçlü bir şekilde yeniden teyit edilmesine işaret ediyor. Bu çok büyük bir zaferdir." dedi. Uzmanlar, Trump yönetimindeki ABD'nin, israil'i çok daha aktif bir şekilde destekleyeceği ve İran'a daha sert bir şekilde karşı çıkacağı konusunda hemfikir. Cumhuriyetçiler Filistin'i desteklemiyor; Filistinlileri ‘terörist’ olarak görüyorlar" diye açıklıyorlar. Bölgedeki ana müttefik olarak israile destek verilmesi, ona silah sağlanması ve İran'a yönelik yaptırımların bir tür askeri tehditlere kadar mümkün olduğunca sıkılaştırılması öngörülüyor. Burada Trump ve Biden'ın pozisyonlarındaki farklılıklar Ukrayna'ya göre çok daha belirgin. Yeni yönetimin Biden yönetiminden çok daha israil yanlısı bir pozisyon alacağı aşikar. Biden-Harris yönetiminin, tamamen seçimle ilgili nedenlerden dolayı, solun desteğini, Müslümanların ve Filistin yanlısı diğer bazı azınlıkların desteğini alması gerekiyordu. Cumhuriyetçi Parti'de Filistin yanlısı bir güç yok. israil, Trump'ın bazı önerilerini kabul etse bile Filistin'in bunlara nasıl tepki vereceği belirsiz. “Refah İçin Barış Planı (Filistin ve israilin karşılıklı tanınmasına yönelik bir plan) Trump'ın önceki döneminde zaten kabul edilmişti. Bu barış planı israilde tartışmasız olmasa da kabul edilmişti, ancak Filistin bunu onaylamadı. Dolayısıyla, bu durumda Trump'ın dönüşünün ne gibi spesifik sonuçlara ve kararlara yol açacağını tahmin etmek şimdilik çok zor. Fakat, kalıcı bir barış için israilin omurgasını bir sefer kırmak gerekiyor. Gazze’ye selam, direnişe devam!