Kürdistan`da iki ayrı performans

Tesettüre, hicaba ve iffete düşmanlık, Kur`an`a ve Peygambere düşmanlıkta olduğu gibi aslında Allah`a düşmanlıktır. Bunun adına bugünküler, kimi zaman çağdaşlık, kimi zaman özgürlük kimi zaman da sanat demektedirler.

Ayette belirtildiği gibi iblisin en öncelikli sanatı örtüyü çıkartmak, namusu kaldırmak ve ahlaksızlığı yaymaktır.

İblis veya nam-ı diğer büyük şeytan, bu defa Diyarbakır`da sanatını sergiledi. Ya da kendi ifadeleri ile performansını..

Hem de kısa süre önceki Allah düşmanlarının -pardon- karikatür sanatçılarının (!) protesto edildiği meydanın hemen arkasında.

Kendilerine gösterilen demokratik(!) ve barışçıl(!) tepkilere de kızmışlar. Efendim performans lşid`ın kadınlara yaptıklarını duyurmak içinmiş.Yoksa İslami değerlere saldırmak gibi bir artniyet yokmuş. Birileri bunu ısrarla tesettüre hakaret olarak yansıtıyormuş.

Anlaşılan konsolos, bunlara tepkiler sonrasında nasıl açıklama yapacaklarını da fısıldamış.

Gerçi şöyle de diyebilirlerdi: “ Orada oturtulanlar çarşaf giydirilmiş kadınlar değil, küçük siyah tepelerdi, zincir diye yansıtılan da tepeler arasındaki patikalardı.”

Yani sadece bir değil, birkaç performans sergilemiş oldular.

Öyle ya büyük şeytan kısa süre önce Diyarbakır`da öyle bir performans izledi ki, orayı kaşımalı ve yara açmalıydı. Hazır Işid gibi kullandıkça parlayan bir malzeme de varken gecikmemeliydi. Şöyle gülen bir Gültenli poz da iyi giderdi ya sanat aşkına, gölgelerin-karanlıkların gücü adına...

Hem de şehid sahabelerin yurdunda, Şeyh Said Efendi gibi nice şehid alimin ve liderin küllenmiş mazlumiyetlerinin tam üzerinde.

Ama bugün o bölgede ilahi bir sanat ilahi bir performans var. O yüzden konsolosun çabası sonuç vermiyor.

İliklerine kadar Peygamber Sevdası doldurmuş coğrafyadan bir türlü Mona Lisa tablosu çıkaramıyor. Orayı bir türlü Paris yapamadığı gibi, oradaki Charlierinden de istediği cesareti ve yürekliliği bulamıyor. Tabi erkek zannedilenlerin etek giyme cesaretini saymazsak.

Necip Fazıl`ın dediği gibi:

“Ufukta bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes

Ey kahpe rüzgar, artık ne yönden esersen es”