M.Zeki Ergin

Bırakın Muhammed (a.s)`in yönetimi gelsin!

01.04.2011 14:13:04 / M.Zeki Ergin

Topluma hükmetme, doğaya hükmetme gibi… Eğer bu, adalet çerçevesinde olursa hilafet görevinin icrası olur, değilse firavunlaşma olur ki hükmedilemeyecek alanlara bile kayar. Firavunun insanların inancına hükmetmek istemesi gibi…

Adalet, kanunlarla kaimdir. Eğer kanunlar adil iseler adalet sistemi icracılar kötü niyetli olmadıkları sürece güzel işler. Ama kanunlar adalet mefhumundan sadır olmamışlarsa içlerinde adaleti barındırmıyorlarsa icracı istediği kadar iyi niyetli olsun, ancak eşit davranır hiçbir zaman adil davranamaz.

Kanunların adil olabilmesi için de kanun koyucunun; 1- İnsanı -bedeni ve ruhi- tüm yönleriyle iyi tanıması, geçmişi ve geleceği bilmesi lazım. 2- tüm ihtiraslardan ve noksanlıklardan ari olması lazım. Bu özellikleri taşımayanın hazırlayacağı kanunlar hiçbir zaman adaleti mahz dediğimiz sıfata sahip olamaz.

Yüzyıla yakın bir süredir, sürekli olarak Meclis büyük masraflarla ıvır zıvır çalışan bir fabrikadan daha fazla, darphane gibi habire kanun basıyor. O olmadı yenisini basıyor, o da olmadı başkasını deniyor. Ama hiçbir zaman ne halkı ne suçluyu tatmin edecek bir düzen kuramıyor. Kayseri`deki vahşet olay nedeni ile gündeme oturan idam geri gelsin mi gelmesin mi tartışması da bu memnuniyetsizliğin devamıdır ve burada da bitmeyecek.

1982 darbesi ve daha önceki uygulamalarından ötürü idam cezasına karşı bir tepki oluştu veya oluşturuldu. Nihayetinde kaldırıldı. Ama son vakıalar haklı olarak mağdurların ailelerinin şu talebi dillendirmelerine neden oldu; onlar bizim çocuklarımızı parçaladılar, her türlü çirkefi yaptılar şimdi ise siz onları besleyeceksiniz. Bu nasıl adalet? Peki, idam geri getirilirse ve bazıları idam edilse milletin vicdanı rahatlar mı? Kesinlikle, o zaman da çok daha başka itirazlar çıkar. Yani neresinden tutuyorsanız elinizde kalıyor.

 Öyle ise bırakın bu insanları yaratan, onları çok iyi tanıyan, gelecekte insanoğlunun önündeki tehlikeleri bilen ve bu kanunlarda hiç çıkarı olmayan, bu kanunları koysun. Taşıtları siz yapmışsınız, onların uyması gereken kuralları siz koyun, kimse size itiraz etmez. Ve adil kurallar da koyarsınız onlar için ama insanı siz yaratmadınız ve onunla ilgilenen ilim en geri kalan ve en yavaş ilerleyen ilimlerden birisi öyle ise insanı tanımıyorsunuz.

Bayrampaşa cezaevinde savcılık yapan Necati Özdemir BBC`ye verdiği bir mülakatta adalet sisteminin çarpıklığına ederken; “Bir suçlu, bir kadının ırzına geçerse, bir savcı olarak o suçlu için en fazla sekiz yıl ceza isteyebilirim. Ama eğer kadının gözlüğünü zorla almışsa ben o suçluya gasptan 27 yıla kadar ceza isteyebilirim.” Diyordu. İnsandaki namus duygusundan bihaber ya da ona düşman, bu duygunun insanlık neslini korumakla görevli neredeyse bir melek olduğunun cahili biri kanun çıkarırsa ancak böyle bir kanun çıkarır.

O yüzden idam geri gelse de gelmese de, binlerce yeni kanunlar çıkarılsa da insanların, kamunun vicdanını rahatlatacak bir sistem getiremezler. Suçluyu cezalandırırken dahi ya zulmederler ya da mağdurun hakkını tam iade etmezler.

Milletin yıllarca cezaevindekini bekleyip kendi adaletini kendi icra etmeye kalkışması da bu adaletin vicdanları rahatlatmamasından dolayıdır. 

Öyle ise bırakın bizim asr-ı saadet, ehli insaf Avrupalıların da aydınlanmamanın başlangıcı dedikleri dönemin kurucusunun getirdikleri kanunlar insanlar arasında adaleti dağıtsın. Emin olun sizi bu külfetten kurtarır, insanların da büyük oranda vicdanlarını rahatlatır.

İlahi adaletin hakim olduğu günlere kavuşturması dileği ile…

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar