M.Zeki Ergin

Allah kurtuluş ve selamet için tek bir kapıyı açık bırakmış

27.05.2011 15:01:52 / M.Zeki Ergin

Koruyucu hekimlik kavramı yeni yeni oturmaya ve tıp okullarında kendisine bir dal ayrılmaya başlanmış.

İşte bunun gibi, insanlar hastalandıktan sonra onları tedavi için doktor tedarik yoluna başvurmadan önce onların hastalanmasının önüne geçmek için tedbir alan İslam, insanlar suç işledikten sonra onları cezalandırmadan ziyade onların suç işlemelerini engellemek için suça giden yolları kapatmıştır. Fıkıhta buna “Sedd`ü-z Zirai” denilir. İslam`ın adaletine adaleti mahz dememizin en güçlü dayanaklarından birisidir bu.

Bu tedbirler belki külfetlidir, insana sıkıntı verir, ama şerefli, onurlu, düşmanların elinde oyuncak olmaktan kurtulmuş hür, azade bir hayat sahibi olmak ve böyle bir hayat sürdürmek isteyen bu külfet ve sıkıntıya seve seve katlanmalı. Aksi halde düşmanlarının, rakiplerinin daha önemlisi karanlık odakların oyuncağı olmaktan kurtulmayacaktır. Son zamanlarda siyaseti yönlendirme girişimleri bunun örneklerinden sadece birisidir.

“Kaset skandalı” ilk ortaya çıktığında Fehmi Koru güzel bir noktaya temas etmişti. Öz olarak; “Biz ortaya çıkan kasetlerle siyasetin nasıl dizayn edildiğini görüyoruz ve biliyoruz. Peki, ortaya çıkmayan kasetlerle siyaset nasıl dizayn ediliyor. Asıl önemli olan bu” demeye getiriyordu. Buna ek olarak şunu dile getirirsek acaba yanılmış olur muyuz? Bir elin parmağını geçmeyecek kadar insanın dışında, ki onlar da takatleri yettiğince İslam`ın verdiği terbiye ile tedbirlerini almaya çalışanlardır, kaseti olmayan siyasetçi var mı? Olduğuna inanan var mı? Ben inanmıyorum. Ya Asr-ı Saadet`ten günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün alimler doğruyu söylemiyorlar, ya da…..

Hasan-ı Basri`yi tanımayanımız yok, takvanın zirvesinde oluşundan, Allah`ın veli kullarından olduğundan şüphesi olan yok. Ama bakın ne diyor Hasan-ı Basri; “Ben yalnız olarak bir mücevher dağına rast gelsem ondan bir dirhem dahi almayabileceğim konusunda kendime güveniyorum, ama yalnız başıma bir kocakarı ile kalıp kendimi koruma konusunda kendime güvenmiyorum…” Bunu söyleyen Hasan-ı Basri… Şimdi, yaşları ellinin üzerinde, hanımları yaşlanmış, tek başlarına günlerinin büyük kısmını yirmili yaşlarda, yarı uryan sekreterleriyle baş başa kalacakları bürolarında geçirenler kendilerini koruyacaklar. Bu külaha bile anlatılmayacak bir şey.

Bu kasetlere, kısa bir süre seçim meydanlarında kullanan Başbakan`dan başka herkesin bu kadar yüksek bir sesle karşı çıkmalarının tek nedeni budur. Yoksa onların bu karşı çıkmalarında “etiğin” zerre kadar etkisinin olmadığını gösteren sayısız örnekler vardır. Fakat nasıl ki bugün kasetleri çıkanlar, son kullanma tarihlerini doldurduklarından bir köşeye çekilme taleplerini geri çevirdikleri için bu saldırı ile yüz yüze kalmışlarsa bir gün kendileri de böyle bir akibetle karşılaşacaklarını bildiklerinden şimdiden tedbir almaya çalışıyorlar. Ellerinden gelse bunun çok doğal yadırganmayacak, doğal bir şey olarak kabul ettirecekler ama güçleri yetmez.

O yüzden belki sloganlaştığından biraz etkisi kaybetmiş ama tekrar diyoruz; tek kurtuluş var, o da İslam`dır. Hür olmak isteyen, süfli emellerinin zilletinden, karanlık odakların oyuncağı olmaktan kurtulmak isteyen, şeref ve izzet talep eden İslam`a sarılmak zorundadır. Bir gün herkes mecburen bu kapıyı çalmak zorunda kalacaktır.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar