Her an geliyorum diyen deprem bölgesinin kritik yerindeki bir ülkeyiz. Deprem uzmanı değilim ama kahir ekseriyetin gördüğü, “böyle olmaz, olacağı buydu..” dediği manzarayı gören biri olarak haykırıyorum; “Bizimkiler(!?)” alınsa da!
Elinde olan veya olmayan bir sermayeyle, gördüğü lüzum üzere bulduğu ilk fırsatı kaçırmadan müteahhit olanların mantar gibi türediği bir yerdir benim ülkem!
Bu müteahhitlerin çoğu; ilk işinde, ikinci veya bilemedin üçüncü işinde onlarca, belki yüzlerce insanın alın terini, yılların emeklerini kötü emellerine veya beceriksizliğine kurban ederek kenara çekilir; kaybolur ya da pişkin izahlarla mağdurlarının yüzüne baka baka veya bakmaya dahi tenezzül etmeden başka bir alanda, değişik insanlarla farklı hayallere girişebiliyor.
Halkın içine dahi çıkmaması gereken bu rezil sülüklerin mazi için hesap verme gibi bir zorunlukları da yoktur. Haksız da sayılmazlar! Savunmaya bakın: “İflas ettim! Allah’ın takdiri!” Çünkü ortam kontrolsüz, yargı yorgun, adalet güçsüzdür; güç ise adaletsiz…
Bu haramilerden bir kısmı yeni ufuklara yelken açabiliyor.
Yetkisiz, ehliyetsiz, liyakatsiz müteahhitlerin tümü tökezlemez elbet. Bunlardan bir azınlık, işi ötelere taşır; siyasette, bürokraside bir anlam ifade edecek bir sermayeye ulaşır. İşin en tehlikelisi de bundan sonra gelişir.
Bu sermaye çevreleri artık siyasetle buluşur, siyasilere karışır, bürokrasiyle barışır. Dahası siyaset ve bürokrasiye yön verecek imkân ve kabiliyetleri hatta beyinde hücreleri, vücudunda organları gelişir. Lamarc’ın “Kullanılma veya Kullanılmama Teorisi” gereğince işleyen idmanlı organları pek gelişir.
Xortino, xortimo, kulla gran derdino! Dem u dewr yê we ye! Welat çav li rê bendewarê we ye(!?) (Ey gençler! Ey hortumlar! Ağır yara.. derdimiz olanlar! Devran sizindir! Vatan sizi bekliyor).
Organları, emsalsiz gelişen bu güruhu artık kimse kontrol edemez. Bir nevi Hicaz veya Bizans ilahları olurlar. Lat, Menat, Promete, Zeus, Ra..
Hak saklasın belasından! Ceza keserler, cezaları af ederler. Adamı yükseltirler, yükselttiklerini daha da yükseltirler alçaltırlar da. “Din elden gitti!” diye gavura; “laiklik elden gitti” deye Müslümana ceza keserler. Allah muhafaza darbe yaparlar pardon yaptırırlar.
Bunlar çok zararlıdırlar. Zaman ve zemine hatta iklime göre her yer ve zamanda biterler.
Bunların bitmesi ancak iktidar değişikliğiyle olabilir ancak fazla sevinmeyin! Uyuma girer, turfanda türerler! Bir ölür bin dirilirler! Şehidlerimiz bile bunlarla -haşa- yarışamaz! Allah belalarını versin…
Suç belli, suçlu belli, yapılacak hukuki süreç belli ama hukukun çelik zırhlı duvarını bir hamlede “bendine sığmadan yırtıp aşan onlar. Bundan daha elimi; apartmanımızı, sitemizi, mahallemizi hatta kentlerimizi inşa edenler de onlar!
Yapılan bu binaları alan, daha almadan nice hayaller kuran, kurduğu hayalleri suya düşen, umudu kırılan... en nihayetinde de işte enkazlar altında inlerken -cüretimi bağışlayın- “Sesimi duyan var mı” dedirten de onlar!
“Kimse yok mu” diye bağırıyoruz! Tüm hesapları bozulan bizleriz. Bugün kimimiz enkazın altında kurtaracak bir el bekliyor!
Deprem gece uykuda yakaladı mazlumları. Kış ülkesiyiz. Bir yılın neredeyse tamamını bu kışın zorlu şatlarını geçirmek için değerlendiriyoruz; kışı atlatmak, soğuktan korunmak için. İşte bu zorlu kış şartlarında, üstündeki hafif giysilerle kışın şirin uykusunda yakalandı canlarımız İlahi Ya Settar! Ya Şafi..!
Çoğu kardeşimiz, bu amansız soğuklara yenildi, yeniliyor! Enkazın altından canlı yaşlı, genç ve bebekler çıkıyor. İçimiz parçalanıyor, ciğerimiz dağlanıyor ama yine de hüzünlü bir sevinç… Şükür Allah’ım.. ama bunlardan daha fazlası can veriyor ya Rabbi!
Biliriz ölüm Allah’ın emri ve Haktır amma Sebeb ey… Kahret ya Kahhar! Yeni binalar, daha dün alınan binalar yıkıldı mazlumun başına!
Suç belli! Suçlu belli! Verilecek ceza belli! İbret-i alem için; yanan yürekler için; şahitlerin ötesindeki şehitler için söylüyoruz! Feryad ediyoruz. İlgililere, yetkililere… en baştaki Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyoruz:
“Suçlular ceza alsın! Suç cezasız kalmasın! Her kes hesap versin! Müteahhidinden bakanlığa kader tüm takip ve onay mercileri hesap versin! Dert ve dersimiz olsun! Olan oldu oluyor! Gerginiz, öfkeliyiz, bekliyoruz! Tedbir bizi aştı; tevekkülümüz Allah’a, ancak unutmayacağız, unutturmayacağız!
Hakkımız haram olsun! Bedduamız olacak.. ADALET tecelli etsin! “Sesimi duyan var mı?” Wesselam!