Mirali Yıldırım

DOĞU-BATI MEKTEBİ Siyaset Meydanı Nereye

26.08.2022 07:00:52 / Mirali Yıldırım

Seçim sath-ı mailinde siyaset ortamı kızışıyor. Siyasetin “adamı, tanımı, rengi, tarafı, taraftarı..” birçok açıdan değişiyor, dönüşüyor.

Siyasetin bizden anladığı yok, bizler bu siyasetten çok şey anlayamadık. Deriz ki:

“Kız-oğlan nazı nazın şeh-levende avaz-ı avazın/ Nesin sen ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir”(Nef’i).

Siyaset, Batı ülkelerinde de var ama bizdeki kadar şaşırtmıyor, tepeden tırnağa her kesimin gündemine de oturmuyor.  Her alanda oturmuş, ortak kabul görmüş bir devlet ve siyaset kültür ve terbiyesi oluşmuştur.

Sorun; Batılı derin projelerle kadim geçmişindeki birikim ve kazanımlarına sırtını dönmüş bizdeki devlet ve siyaset kültüründedir. Geriliyor, geriyor, çatıştırıyor; sandıktan çıktığında da halkı öteliyor…

Türkiye Cumhuriyeti devleti yasama, yürütme ve yargıda kuruluşundan beri bir devlet kültürü oluşturmaya çalışıyor. Bu kültürü oluştururken de “…değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilkelerine azami gayret gösteriyor.. Bu da “değişime kapalı olmak, değişmemek” anlamına geliyor.

Batı’da, demir perde denilen Rusya’da dahi beka meselesi, varlık sebebi denilen çok şey değişti. Görülecek lüzum üzere değişim hala devam ediyor ama bizdeki siyaset yollarında Hindistan’daki kutsal ineklerden beter hafriyat ve moloz vardır.

İslam milletlerinin ilk devlet yapılanmasına bakarsak, “emir, halk iradesi, devlet yapısı” bakımından Batı’ya göre daha gelişmiş tecrübeler vardı. İngilizlerin Magna Carta (Büyük Sözleşme 1215), Fransız ihtilali (1789) tecrübeleri; Hz Peygamber(as)’la gelen “meşruiyet, eşitlik, gelir dağılımı, halk iradesi, şura, istişare..” değerleri karşısında mütevazi kalır.

Dünyası olmayanın Ahireti de olmaz! Dünya Ahiretin tarlasıdır…

Tarih; maziden dersler almak, o derslerle geleceği ihya etmektir!

Bir faninin bakası, ilke ve dayatmaları için nâsa dayalı bir hakikati ötelemek, siyasi hayatın dışına atmak; hakkı imha etmektir. Bu da din ve devletin huzur ve istikrarını sarsar, cehaleti hâkim kılar. 

Tarihten ders alacağız. Yıkım, tahribat ve fitne için değil; çağdaş yıkım, fitne ve tahribatların önüne geçmek için.

Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar/ ibret alışaydı hiç tekerrür eder miydi?(Akif)

Müslüman ülkelerdeki siyasetin hali hazindir. Bu gün her Müslüman veya Halkı Müslüman Ülke ’de “herkes son hücrelerine kadar aktüaliteyle, güncel siyasetle; siyasetin getirdiği ayrıştırma ve çatıştırmayla yakından ilgileniyor. Bu, hayra alamet değil, mevcut krizlerden beter kriz ve kaosların ayak sesleridir maazallah!

Siyasetimizin normalleşmesi lazım. Kabul edilebilir, uygulanabilir, kullanılışlı bir siyasetin yüreğimize, yasama ve yürütmemize, meydanlarımıza hâkim olmalı.

Siyasilerin ilkesizleştiği, hedefe varmak için her yolu denediği; kendinden, dünya ve ahiretinin bakası olan değerlerinden yaman tavizler verdiği bir acib dönemdeyiz. Hiçbir zaman siyaset bu kadar çapsız, lüzumsuz ve ilkesiz olmamıştı(!)

Madem durum budur; o zaman piyasadaki siyasi yapıların değil, kendi Müslüman kimlik ve kişiliğimizle şekillendireceğimiz yeni bir siyasetin kefili ve kâşifi olarak sahalara inmemiz lazım derim.

Halk yorgun, umutsuz ve dargın. Pire için yorgan yakacak halk, inanın ilkesiz davranan herkesi sandığa gömer.

Din ve değerlerden nemalanan ancak din ve değerlere rağmen davranan siyasi (seküler) yapılar da iyi bilsin. Hiç kimse, özellikle de siz, vazgeçilmez değilsiniz! Adam gibi adam olan! Çünkü Homay zon kafir kom! (Allah kâfiri bilir). Rabbim, gerekirse Firavunun sarayında Musa’yı yetiştirir; Necaşi ile Muvahhitleri korur! Yüz belki de bin tekrarla yaşadığımız komplolardan gerekli dersi almanın vakti çoktan geçmiştir.

Biz yaptık… Siz yaptınız! Ne fark eder ki!  Milleti kurdeşen, ülkeyi perişan ettiniz!

Siyasetle uğraşacağız, siyaset de yapacağız. Devlet denen gücün yönetimine tabi ki talip olacağız ancak hakikatten ödünler vermeden, renkten renge dönüşmeden, bir başkası olmadan.. Zarar da olsa, yalnız da kalsak, Doğru yol’da yürüyen tek nefer de olsak “Doğru yoldaki ilk olmaktan” vazgeçmeden; sessiz çoğunluğun umutlarını kırmadan siyasete talip olacağız; siyaset yolunda yürüyeceğiz bi-iznillah!

Çok umutsuzum.. ancak şimdilik! Sekuler ateist kapitalist kuşatma her yerde ama hile ve komplolarıyla.. Dünya halklarına ve insanlığa verecek tek bir değerleri kalmamıştır! Gafletimizden, değerlerimizden nemalanıyorlar! İflas içinde uzatmaları oynuyorlar!

“Rabbim ise Mazlumlara, sessiz çoğunluğa lutf etmek istiyor, onları varisler kılmak istiyor!” Wesselam!

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar