Bilindiği üzere “Sivil Toplum Kuruluşları” çok önemli görevler ifa etmektedirler. Hılfu’l-Fudul örnekliği ve önderliğinde yapılan hizmetler, İslami ve insani hizmetler sunmaktadırlar. Özellikle Osmanlı’da bu husus dallanıp budaklanmış ve tabiri caizse bir vakıf medeniyeti oluşturulmuştur.
Bu medeniyette abdest alacaklara su temin etmek, hem de kışın soğuğunda ibriğe sıcak su koymak suretiyle bu görevi yapmak için amade gençler vardı. Sokak hayvanlarını doyurmak için bir başkaları çalışıyordu. Estetik kuş yuvaları yapmak mimarimize bir tarz olarak girmişti. Örnekler çoğaltılabilir.
Ben otuz üç yaşına kadar Doğu’nun küçük bir ilçesinde kaldım. Daha sonra birkaç il değiştirerek Batı’da yaşadım/yaşıyorum. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarının hizmetlerini her iki bölgede de müşahede etme imkânı buldum.
Onun için müsaadelerinizle Batı’da gördüğüm ama Doğu’da olmadığını bildiğim bir iki hizmet türünden bahsetmek istiyorum. Doğu’nun en önemli hizmetlerinin ölüm/taziye ile evlilik/düğün alanında olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizde bu iki husus bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Batı’da cenaze yıkama ve kefenleme araçları var. Bir minibüsü bu şekilde dizayn edip ölünün tekfin işinde kullanıyorlar. Minibüse bir su tankı ve şofben monte ediyorlar. Ayrıca cenazeyi yıkama yeri var. Ölüyü yıkayıp minibüsün içerisinde kefenledikten sonra aynı araçla mezarlığa kadar götürüyorlar. Bence kayda değer bir hizmet. Cenazesi olan ev biraz da şaşkın olur. Ne yapacağını bilemez. Ama bu tür bir hizmeti sunan dernek gelip evinin önünden cenazeyi alır, yıkar, kefenler ve defneder. Örnek alınabilir.
Yine bizim bölgenin en önemli problemlerden biri taziyelerde yemek sunma işidir. Gerçi tarihimizde bu sorun komşular, tanıdık dostlar aracılığı ile çözülmüştür ama şu an cenaze sahibi taziye yemeklerinin masraflarına katlanıyor. Bu da büyük bir külfettir. Zaten evden bir ölü çıkmış. Bir de yapılan yemek masrafı, taziye evinin belini iyice bükmektedir. Oysa konu komşu veya dost arkadaşlar bu hizmeti yapabilirler.
Yukarıda cenaze yıkama aracına sahip dernek aynı zamanda yemek işini de üstlenebilir. Üstlenir derken, cenaze evine yemek vermek isteyen hayırseverler ile ölü evindeki şahıslar arasında arabuluculuk yapabilir demek istiyorum. Örneğin Cizre’de bu iş oto kontrol bir şekilde kendiliğinden oluyor. Cizre’deki taziyeler camilerde olur ve hayırseverler üç gün taziyeye yemek gönderirler. Hatta bazen hayır sahibi ismini dahi gizlemektedir. Bu alanda hizmet verecek dernek bu tür bir hizmeti icra ederse taziye evini büyük bir külfetten kurtaracaktır. Çünkü taziyede sırf yemek vereceğim diye kredi çekip faiz haramına bulaşanları dahi duyuyoruz.
Biraz da evlilikten bahsedelim. Bilindiği üzere masraflardan ötürü evlenemeyen birçok genç var. Bu alanda Konya’da hizmet veren bir vakıf var. İsmi de Mehir Vakfı. Adından da anlaşılacağı üzere evlenecek gençlere yardım yapmaktadır.
Vakıf, faaliyet alanını geniş tutmuş. Gelin ve damadın maddi durumlarına göre eşya/çeyiz yardımında da bulunuyor. İnternetten faaliyetlerine baktım. Şırnak ve Silopi’de toplu düğünler gerçekleştirmişler. Örnek alınabilir.
Evlilik ve ölüm. Hayatın gerçekleri. Taziye ile düğünlerimizi, kendimizden kaynaklı olarak zorlaştırdığımız kesinlikle doğrudur. Ama bu geleneklerle mücadele edip hayatı kolaylaştırmak bence muazzam bir hizmet olur.
Bilmiyorum Doğu’da bu anlamda bir hizmet veren dernek veya vakıf var mı? Ben duymadım. Kanaatime göre sivil toplum ile uğraşanlarımızın bahsettiğim hizmetleri alternatif olarak kaydetmeleri faydalı olacaktır.