İnsanın gözünü kör eden ve yanlış tercihlere sürükleyen bazı saplantılar mevcuttur. Örneğin âşık olanın gözü sevdiğinden başka bir şey görmediğinden, çoğunlukla yanlış kararlar verir. Ya da şehvet insanın aklını başından aldığından, kişiyi yanlış yerlere sürükler.
Irkçılık veya menfi milliyetçilik de insana yanlış kararlar aldıran etkenlerdendir. Daha işin bidayetinde, insanın ilk yaratılışında iblis, bahsettiğimiz nedenden dolayı şeytanlaşacak bir yanlış karar vermişti.
Araf Suresi 11. ve 12. Ayetleri, Şeytan’ın bu yanlış tercihinin sebebi olarak ırkçılığı belirler: “Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, "Âdem için saygı ile eğilin" dedik. İblis'ten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi.
Bunca bilgi, melekler aleminde olacak tarzdaki yüce bir makam dahi İblis’in aldığı bu yanlış kararın önüne geçemedi. İçindeki kendini üstün görme duygusu, kâinatın yaratıcısına karşı gelmesine sebebiyet verdi.
Bu anlamda yeryüzünde İblis’in temsilciliğini siyonistler yapmaktadırlar. Çünkü onlar kendilerini seçilmiş bir ırk olarak görürler. Kendilerince Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesidirler. Allah kendilerini seçkin bir topluluk olarak yaratmış, diğer insanlar ise onların hizmetkârlarıdırlar.
İşte bu düşüncedir insana koca koca hatalar yaptıran. Günümüzde siyonistlerin yanlış tercihleri nedeniyle bütün bir insanlığın düştüğü fitneyi hep birlikte görüyoruz. Nitekim bir zamanlar Yahudileri katleden Hitler dahi, bahsettiğimiz türden ırki sapkınlığın etkisiyle katliam yapmıştı.
Hitler veya Naziler, üstün ırkların diğerlerini boyunduruk altına almasının, kökünü kurutmasının sadece bir hak olmadığını, aynı zamanda bir yükümlülük olduğuna inanmışlardır. Yani onlara göre üstün ırkın yaşama hakkı vardı. Dolayısıyla Yahudi ırkının kıyımdan geçirilmesi bir görevdi.
Günümüzde israil şebekesinin Gazze’de yaptıkları da Hitler’in uygulamasının bir versiyonudur. Tabi bu durum değişik derecelerde diğer topluluklara da sirayet ediyor. Örneğin ulusalcı zihniyet de insana yanlış kararlar verdirebiliyor.
Kanaatimce israil denen terör şebekesinin uygulamalarına karşı gelmek sadece İslam ile olmakla değil, insan olmakla ilgilidir. Ama ulusalcı taife reel politik diyerek, çıkarları uğruna bu zulme onay verebiliyor.
Bu durum küresel bir suçu ve akabinde ilahi mesuliyeti beraberinde getiriyor. Çünkü işlemediğiniz bir fiili onayladığınız takdirde, o fiilin ortaklarından biri oluyorsunuz. Manevi olan bu sorumluluk; ilahi adalet gereği, ahirette karşımıza çıkacak sorgulardan en önemlisidir.
Türk, Kürt, Arap veya başka bir millete mensup olanlar, kısacası insanlık bugün bahsettiğimiz imtihanla karşı karşıyadırlar. HAMAS ve israil’in savaşı, hak ile batılın karşı karşıya gelmesidir.
Eğer bizler bu hak batıl savaşında, tercihimizi reel politik veya ulusal menfaatler diye batıldan yana koyarsak, o zaman dökülen kanların ortaklarından biri oluruz.
Bu da küresel bir suç teşkil etmektedir.