Mehmed Göktaş

Affınıza ve Adaletinize Kurban!

24.09.2018 07:26:00 / Mehmed Göktaş

Sizin affınız, adaletiniz bile buram buram zulüm kokuyor. Artık sizin ağzınızdan af adına, adalet adına bir şey duyduğumuzda ister istemez “eyvah!” diyoruz. Eyvah bunlar yine bir cinayet işleyecekler, yine nice haksızlıkların ve çarpıklıkların altına imza atacaklar diyoruz.

Özellikle şu yakın geçmişte hep böyle oldu. Hangisini sayalım? Ergenekon, Balyoz vs vatana ihanet, darbe, casusluk adına içeri alınanlardan kimse kalmadığı gibi her birine yüzbinlerce lira tazminat ödendi. Son olarak casusluktan kesin ceza alan Enis Berberoğlu da garabetler içeren uyduruk bir sebeple bırakıldı.

Böyle olunca bizler şimdilerde bir takım yetkililerin ağzından ileriye yönelik af veya adalet kelimelerini duyduğumuzda artık hiç bir ümide kapılmadığımız gibi tam aksine “eyvah” diyoruz.

Şimdi yine birileri meclise böyle bir teklif sunuyor. Dikkatlice okuduğunuzda tüylerinizin diken diken olması gerekir.

Biz kesinlikle aftan yanayız, adaletten yanayız. Fakat bildiğimiz bir şey vardır ki; suç kime karşı işlenmişse affetme yetkisi ona aittir veya geride kalan varislerine aittir. Affın değişmeyen birinci ilkesi budur.

En basitinden birisi size bir tokat vurmuşsa, camınızı kırmışsa, babanızı veya çocuğunuzu öldürmüşse onu affetme yetkisi size kesinlikle size aittir, bu asla tartışılamaz. Devlet bu konuda asla söz hakkına sahip değildir. Bu konuda devlete düşen bir şey varsa bu konuyu gündeme getirebilir, taraflar arasında aracılık yapıp bir birlerini affetmeleri için uğraşabilir, hakemlik yapabilir. Bir de suçlular kamu düzenini bozma adına ilave ceza almışlarsa onlardan vaz geçebilir, yani cezanın o kısmını affedebilir.

Peki devlet doğrudan kimleri affedebilir? Kendisine yönelik suç işleyenleri affedebilir. Evet sadece kendisine yönelik suç işleyenleri. Peki affetsin mi? O kendi bileceği bir iş.

Fakat bu noktada da bir zulüm, bir çarpıklık var. Hangi şeylerin devlete yönelik suç kabul edilip edilmeyeceği.

Verilen af önergesi ve bu istikamette oluşturulan algıya bakıldığında anlaşılan odur ki bugün İslam adına haksız yere yıllarca cezaevinde bulunanlar, özellikle FETÖ kumpas ve iftiralarıyla, 28 Şubat zulmüyle içerde tutulan Müslümanlar yine içerde kalmaya devam edecekler.

Yazıklar olsun bunca yıldır İslam ve adalet adına iş başında bulunanlara. İyi bilsinler ki şu ana kadar dış güçlerin saldırı ve hücumlarına karşı birilerinin dualarıyla ayakta kalmışlardır. Bugünden sonra bu duaların artık bedduaya dönüşme ihtimalinden korksunlar.

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar