Mahmut Ensar

HÜDA PAR’ın kelimeleri ve diğerleri

13.01.2024 00:45:00 / Mahmut Ensar

Türkiye siyaseti ittifaklarla beraber rengini kaybetmeye başladı.

Neredeyse tüm partiler benzer söylem kullanıyorlar ve temel stratejilerini karşı mahalleden oy almak üzerine kurguluyorlar.

Muhafazakar partilerde siyaset yapan adaylar karşı mahalle seçmenine “senin yaşam tarzının garantisi benim“ mesajı verirken CHP’li adaylar bulundukları her fırsatta namazlı, Kur’an okumalı profil çizme gayretindeler.

Peki siyaset bu mudur?

Siyaset kendini anlatıp seçmenden destek almak mıdır yoksa seçmene “sen nasılsan ben de öyleyim” mesajı vermek midir?

Kaldı ki karşı mahalleye verilen bu mesajın ciddi bir karşılığı da yok.

“En büyük Atatürkçü benim” sloganı attığınızda CHP baraj altında kalmıyor.

Tıpkı “CHP’nin başörtüsünün teminatı biziz” söylemindeki samimiyetsizlik gibi!

Muhafazakâr partiler kendi tabanını konsolide etmek yerine “ne de olsa arkamızdan geliyorlar” rahatlığı ile karşı mahalleyi ikna etmeye çalışırken kullandıkları bu siyasi dilin orta ve uzun vadede toplumsal yapımızı dejenere ettiğini göremiyorlar.

Duyarlılığını kaybeden bir muhafazakarlık süreç içerisinde liberalleşmeye dönüşür.

Liberalleşme ise toplumsal meselelerde vahiy merkezli bir bakış açısından vazgeçip özgürlükçülüğü merkeze koymaktır.

Sadece liberalleşme ile kalınsa…

Muhafazakâr parti lideri 3 defa Mustafa Kemal’i övse taban 300 defa övmeye hatta Kemalistleşmeye başlıyor.

Muhafazakarların Kemalistleştiği bir sürece şahitlik ediyoruz değil mi?

Muhtemelen şöyle diyenler olacaktır.

Ee ne yapalım CHP “din üzerinden” dindarlardan oy tırtıklarken muhafazakârlar hiçbir şey yapmasın mı? Onların tabanlarını ikna etmek için çabalamasın mı?

Çabalamasın demiyorum.

Kendisi kalarak çabalasın diyorum.

Ben CHP’den daha fazla Atatürkçüyüm demek kendinizi anlatmak değildir.

İşte tüm renklerin karıştığı şu ortamda HÜDA PAR’ın duruşunu önemsiyorum.

HÜDA PAR kendi (hilafet yeşili 😊) rengi ile siyaset yaparken akıntıya kapılmıyor.

Ey kitleler bana oy verirseniz en büyük Atatürkçü olmaya hazırım çizgisine gelmiyor, gelmemeli zaten.

Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun “kendi kelimelerimizle konuşacağız” cümlesi önemli.

Allah aşkına her parti kendi rengi ile kalsın, kendi kelimeleri ile konuşsun!

Hem Türkiye siyasetinde eskiden tüm partiler kendi kelimeleri ile konuşurdu.

Şimdilerde herkes karşı mahalleden arakladığı kelimelerle konuşuyor.

Görünen o ki şu yaşadığımız hercümerç yeni sistemden kaynaklı.

Yüzde 50 şartlı sistem hem geriyor hem de partileri bir diğeri gibi davranmaya zorluyor

Revizyon şart!

Hem sistem için hem de partilerin kullandığı dil için!

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar