Faruk Kuzu

Irak'taki olayların arkasında kim var?

27.10.2019 09:18:07 / Faruk Kuzu

Irak’ta gösteriler şiddetlenerek tekrar ülke gündemine oturdu. Bağdat ile 11 güney şehrinde “yolsuzluk, işsizlik, rüşvet ve kamu yoksunluğu” nedeniyle başlayan gösterilere her kesimden insan katılıyor.

Bu sefer daha organize olmuş şiddetin dozunu biraz daha artıran bir topluluk görülüyor. Gelinen son noktayı en iyi anlatan cümle Başbakan Abdülmehdi’den geldi: “Irak devlet ile devletsizlik arasında”

25 Ekim’de protestoların yapılacağı “sosyal medyadan” ilan edilmişti.

Başbakan bekleneni yaptı ve ilk olarak İnternete erişimi engelledi. İkinci adımı ise tüm güvenlik güçlerini teyakkuza geçirmek oldu. Aslında bu manzaraya çok da yabancı değildik.

Son dönemlerde birçok Ortadoğu ve Latin Amerika ülkesinde hükümet karşıtı gösteri ve protestolar yapılıyor.

Bu gösterilerin iki ortak noktası bulunuyor;

İlki, gösterilerin gerekçesi aynıdır. “Yolsuzluk, hırsızlık, işsizlik ve yönetimlerin orantısız güç kullanmalarıdır.”

İkincisi; Ülke yönetimlerinin tedbir olarak ilk işlerinin “İnternet bağlantısını kesmeleridir” Yani halkın sosyal medyaya ulaşımını engellemeleridir.

Bu aralar yöneticilerin en çok korktuğu şeyin sosyal medya olduğunu söylersek yanılmış olmayız.

Irak gösterilerinde gerekçelerin haklılığı veya sosyal medyanın olağan tesirinin yanı sıra dış unsurların (Yani istihbarat örgütlerinin) etkisinin olduğu yadsınamaz. Birçok ülkede meydana gelen bu tür gösterilerin temelinde haklı olarak işsizlik-yolsuzluk gibi etkenler bulunsa da akla ilk gelen şey “Bu olayların arkasında kim var?” sorusudur.

Tarihin şahitliğiyle herkes biliyor ki istihbarat örgütleri bu tür hareketleri hazırlayan gerekçeleri de protestoları da organize eden unsurlardır. Bu işte o kadar uzmanlaştılar ki Ortadoğu’nun hangi ülkesinde hangi kıvılcımın ne kadar etkili olacağını rahatlıkla hesap edebiliyorlar. Bunda zaaf gösteren ve mağlup edilen; operasyonun çekildiği ülkenin istihbarat servisidir. Yani “INIS(Irak İstihbaratı)”

Irak olaylarında da Batı medyasının ilk suçladığı İran İstihbarat Servisi “Savama” oldu. Yaklaşık 35 bin personeli olduğu iddia edilen Savama, uzun yıllardır hem batılı istihbarat örgütleriyle hem de çevre ülkelerin özellikle de Suudi İstihbaratı GIP ile perde arkasında savaşmakta.

Savama’nın olduğundan büyük ve güçlü gösterilmeye çalışıldığı söyleniyor. Öyle ki CIA-Mossad ve MI6 gibi örgütler yapacakları bazı operasyonları ona ihale edebilsinler.

İran, ABD’nin Irak’ı işgali ve Arap Baharı ile elde ettiği kazanımları elinde tutup bunları Bahreyn, Yemen gibi ülkelerle taçlandırmak isterken, kazanımlarını elinden almaya çalışanlar da aynı anda hem Lübnan’da hem de Irak’ta harekete geçtiler.

Mezkur istihbarat örgütleri bu olayların faili olarak İran’ı gösterip “Beğenmediği hükümetleri alaşağı ediyor!” derlerken İran’ın dini liderine yakınlığıyla bilinen ‘Keyhan Gazetesi’ protestocuları ABD-Siyonist-Suudi üçgeninde sıkıştırarak bir reçete yazıyor. 

Lübnan’da göstericilerle (Lübnan)Hizbullah karşı karşıya gelirken, Irak’taki olaylarda Irak Hizbullah’ının ofisini basan göstericilerden on kişinin cesedi yanmış halde bulunuyor.

Irak’taki dini otorite Ayetullah Sistani adına Necef’te okunan Cuma Hutbesinde bir yandan güvenlik güçlerine hitap edilerek, “Barışçıl gösterilerin vatandaşlara verilen anayasal hak” olduğu, ülkenin zorlu bir dönemden geçtiği, Irak'ta gerçek reform ve değişimin sivil yöntemlerle olması gerektiği ve devletin kontrolü dışındaki silahların toplatılması istenirken en can alıcı vurgu şu cümle ile yapılıyordu:

“Ülke, bazı bölgesel ve dünya ülkelerinin çıkarlarının çatıştığı alan haline gelmemeli, bir kaos ve boşluk ortamı oluşmamalı.” Sanki geçmişten gelen Necef- Kum yarışının siyasi otorite bazında Irak’taki yansımasının yol açtığı rahatsızlığa bir reçete sunuluyor.

Körfez krallıkları “Ulusal Güvenlikleri” gerekçesiyle “Şii Hilali” dedikleri çemberi “Arap Milliyetçiliği” ve para ile kırmaya çalışırken, Batılı istihbaratlar da “Büyüyen İran’ın” gücünü kırmak için bu olayları olabildiğine körükleyeceklerdir. İran ise yaklaşık bin yıl sonra görece hâkimiyet kurduğu yerlerdeki kazanımlarını korumak için tüm gücünü sahaya sürecektir.

 

 

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar