Teknolojik bağımlılık arttıkça, bu olumsuz artışa mukabil eksilen şeyler var ne yazık ki..
Mesela kitap okuma oranları...
2024 TÜİK verilerine göre 15 yaş ve üzeri nüfusun %73'ü kitap okumuyor maalesef.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan benzer bir araştırmaya göre; “Türkiye’de kitap okumaya günlük olarak ayrılan süre ortalama 1 dakika iken, televizyon izlemeye 6 saat, internete 3 saat ve üzerinde vakit ayrılıyor.”
Hatta güncel olarak bir hesap yapacak olursak, bu oranların daha da vahim bir seviyede olduğu muhakkak.
Zira artık bırakın günde bir dakika kitap okumayı, insanlar günlerce bir takvim yaprağını, bir makaleyi, hatta bir cümleyi dahi okumaya üşeniyorlar.
Sadece bakan/izleyen ama göremeyen, hızlıca dinleyen ve fakat dinlediğinin büyükçe bir bölümünü anlamaktan ve muhakeme etmekten aciz varlıklar haline geldik.
Ve ne acıdır ki, teknolojik bağımlılık arttıkça ve akıllı cihazlarla daha çok haşır neşir oldukça, sadece çocuklarda değil, yetişkinlerde de öğrenilmiş otizm belirtileri görülüyor artık.
Genetik kaynaklı olan otizmin sebepleri/nedenleri elbette önemli ve değerlendirilmeli, ancak şu an toplumumuz sonradan gelişen otizm tehlikesinin tam ortasında kalmış durumda.
Bakınız bugün aile içi iletişim başta olmak üzere, hemen her alanda insanlar birbirleriyle iletişim kuramıyor.
Duygu, düşünce, fikir ve bilgi alışverişi sağlıklı yapılamıyor.
İnsanlarda birbirini dinleme, göz teması kurabilme, anlama ve algılama becerisi gün geçtikçe zayıflıyor ve her biri otizm belirtisi olan şu belirtiler, oldukça yaygınlaştı.
“Diğer insanları anlamama,
Söylenenleri kelime anlamının haricinde mecazi olarak anlayamama,
Çok anlamlı ve eş sesli kelimelerin karıştırılması,
Konuşmaya başlama ve devam ettirme güçlüğü,
Sözcük ve ifadelerin sürekli tekrar edilmesi.
Sosyalleşme isteksizliği veya izolasyon tercihi
İhtiyaçlarını veya isteklerini ifade etmede sorun
Beklenmedik tetikleyicilerle öfke nöbetleri veya patlayıcı saldırganlık
Öğrenme güçlüğü, uyku sorunu, anksiyete, depresyon veya dikkat eksikliği, zihinsel sağlık...”
Bunlar ve bunlara benzer sorunların kıvılcımları neredeyse her haneyi yaktı, yakacak.
Elbette bu konuda yazılacak daha çok şey var..
Ama malum, okumaya üşeniyoruz..
Biz bu kadarıyla yetinelim...