İran’daki helikopter kazasında Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile birlikte diğer önemli isimlerin hayatını kaybetmesi, sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyada konuşuluyor. Siyonist israil ile araları gerginleşen bu puslu ortamda İran Cumhurbaşkanının helikopterinin düşmesi, akıllarda birçok soru işareti bırakıyor. Bu kadar önemli devlet şahsiyetlerinin aynı helikopterde Azerbaycan’daki bir açılışa katılmaları ayrı bir soru işaretidir. Hava şartları çok riskli ve gece koşullarında bu kadar önemli şahsın yolculuk yapmaları ayrı bir garipliği barındırıyor. Üç helikopterin aynı anda havalandığı, birbirini takip ettikleri ve ortada olan helikopterin ortadan kaybolmasına rağmen 15 saat sonra bulunması bu soru işaretlerini artırıyor…
Evet, kaza mı, suikast mı tartışmaları konuşuluyor ve daha çok konuşulacak. Bu tür olaylar uzun yıllar konuşulur ve net bir sonuca bağlanmaz. Hatta bu tür olaylar zaman içerisinde devlet sırrı olarak raflarda da bekletilebiliyor. Gerçeklik bulunsa da siyasi denklem, iç kamuoyu, hatta farklı ülkelerle ilgili derin hesaplar bu tür olayların şeffaf bir şekilde aydınlanmasına olanak vermiyor. Bizim memlekette Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili çok konuşulduğu gibi…
Fakat bu olayla ilgili dikkatimi çeken bambaşka bir alan oldu. Sosyal medyada ikiye bölünen insanlar. Özellikle bu helikopter kazasına “oh oldu” diyenler. Bu vesileyle kendi seviyelerini ortaya çıkaranlar. Ya Allah aşkına ölenler başta insandır. Gayrimüslim olan ve Müslümanlarla muharip olmayan bir kişinin ölümüne bile oh demek ahlaki değildir.
Evet, İran’ın dünya görüşlerini benimsemiyor olabilirsiziniz. Hatta birçok konuda uygulamalarını da benimsemiyor olabilirsiniz. Fakat ortada Siyonist rejim ve destekçilerinin pervasızca işledikleri soykırım varken hedefi faklılaştırmanın kime faydası olur? Siyonist israil’in ve ABD’nin en çok tehdit ettiği ülke de ortada duruyor. Filistin davasının kahramanları olan HAMAS’ı fiili olarak destekliyorlar.
Sadece Filistin’i destekledikleri için bile olsa onların cumhurbaşkanının ölümüne “oh oldu” demek ahlaki değildir. Şu anda Filistinlilere yardım edecek Hristiyan bir devlet olsa dahi takdir edilir. Avrupa tarafından Filistin lehine çıkan bir kararı bile alkışlıyoruz. Böyle bir durumda hangi saiklerle olursa olsun Filistin’e destek veren bir ülkenin cumhurbaşkanının ölümüne sevinmek iyi niyet olarak okunamaz.
Demem o ki ne olursa olsun, Müslümanların birbirlerinin en ufak yardımına ihtiyaç duyduğu bu zaman diliminde ayrıştırıcı dil kullananların samimiyetinden söz edilemez. Bu konuda temsiliyeti olan şahsiyetlerin sorumlulukları ise çok daha büyüktür…
Sonuç olarak; İran’daki helikopter kazasında vefat eden cumhurbaşkanı ve devlet erkânı uzun bir zaman tartışılacak ve sonunda unutulacaktır. Ancak dilleriyle ve sosyal medyadaki paylaşımlarıyla bazı kimselerin bıraktıkları izlerinin tamiri çok daha zordur. Siyonizm’in ve emperyalizmin değirmenine su taşıyan her türlü fiilden Allaha sığınırız. Rabbim bizi itidal ve istikametten ayırmasın. Her hadiseye ve olaya hikmet gözüyle yaklaşmayı nasip etsin.