İslam coğrafyası maalesef yine çatışmalar ve gözyaşlarıyla anılıyor. İsrailin, Filistin/Gazze’ye, Lübnan’a yönelik saldırıları sürerken şimdi de Suriye’de tam bir karmaşa yaşanıyor.
Suriye’deki muhalefetin Suriye rejimine yönelik hamleleri devam ederken bölgeyi mesken edinen diğer uluslararası güçlerin tam olarak ne yapacakları daha tam belli olmadığından, sürecin nereye evrileceğini de şimdiden kestirmek gerçekten zor.
Şehirleri ele geçirmenin yanında asıl önemli olan pozisyonun korunmasıdır. Onun için şu an için kimin nereyi ele geçirdiğinden öte, kimin, eline geçirdiği yerleri nasıl koruyacağı üzerine tartışmalar devam ediyor.
Dünyanın her neresinde olursa olsun zulme karşı yapılan her hamlenin elbette ki kıymeti ve değeri vardır; Suriye’de de öyle. Ancak Suriye’deki karmaşa ve kargaşanın hemen yanıbaşındaki Filistin’e, Gazze’ye, İslam coğrafyasında yaşanan büyük soykırımın önlenmesine, Mescid-i Aksa’nın korunmasına nasıl bir faydası var, olur? İşin bu tarafına da dikkat kesilmek lazım.
Elbette ki Suriye’de de her kim olursa olsun hakkın yanında yer alanların üstünlük sağlamaları önemlidir. Ancak bu kadar farklı güçlerin küçücük coğrafyada karşı karşıya gelmeleri umutları kırıyor. Suriye, birçok tarafın çatışma alanı oldukça sivil halk zarar görecek ve etrafı mübarek kılınan Aksa bunun ceremesini çekecektir.
Şu an, Suriye için siyasi çözümü dayatmaktan başka bir yol, salahiyetli görünmüyor. Bütün tarafların binlerce savaşanı var ve bunlar gece-gündüz savaşarak bir yere varamayacaklar. Ennihaye hava üstünlüğünü ellerinde bulunduran ABD ve Rusya’nın kendi çıkarları doğrultusunda müdahale edecekleri şüphe götürmez bir gerçektir. Ve günün sonunda olan yine sivillere ve yine mazlum halka olacaktır.
Suriye’deki bütün siyasi ve askeri tarafların Sünnisiyle-Şiisiyle geçici de olsa bir askeri veya siyasi anlaşma sağlayarak en azından şimdilik namlularını soykırımcı israile çevirmeleri öncelikli bir gereksinim olarak görülmelidir.
Gazze’deki vahşetin boyutları artık tarif edilemeyecek büyüklüktedir. Katil sürüsü önüne geleni öldürüyor, katlediyor.
Masum çocukların feryatları Arş-ı Ala’yı titretiyor. Öyle bir katliam ki hiç kimseye ona sırtını dönmeye mazeret bırakmıyor.
Katliam ortağı ABD’nin yeni seçilen Başkanı bile sözde savaşları bitireceği vaadiyle seçimleri kazandıktan sonra Gazze’deki mücahitlerin ellerinde tuttukları siyonist esirler için bölgeyi cehenneme çevireceği tehdidini savuruyor.
Onun gündeminde bile vahşi katil siyonistlerin güvenliği ve kurtarılması var. Onlar için bölgeyi ateşe atacağını höykürüyor. Buna karşı büyük bir hazırlığın ayrıca olması lazım.
Suriye’deki çatışmalar üzerinden birbirlerini suçlama yarışına giren bölge ülkelerinin, kendi aralarında varacakları bir anlaşmayla Suriye’deki çatışmaları durdurarak bütün gücü ve enerjiyi Gazze’nin, Aksa’nın savunmasına kaydırmaları büyük bir aciliyet olarak orta yerde duruyor.
Başka da çözüm görünmüyor!