Abdulhakim Sonkaya

Her kavmin bir mehdisi vardır

10.10.2014 10:43:00 / Abdulhakim Sonkaya

Allah c.c “her kavmin bir mehdisi vardır”(Ra`d:7) buyurur. Mehdi olarak bilinen ve gelmesi beklenen özel kişinin dışında her kavmin bir mehdisi ve de mehdileri vardır.

Bazen bir kavmin önemli bir kısmı yanlış eğilimlere, gaflet ve dalalete sapabilir. Taassuba kapılarak bütün erdemliklerini bir tarafa itebilir. İşte böyle bir durumda o kavmin içinden o kavme has, o kavim için bir Mehdi çıkar. Her şeye rağmen hidayet görevini hidayete çağırma vazifesini devam ettirir. Her şartta kavminin hayrını, hidayetini ve erdemlik sahibi olmasını ister. 

Her kavmin bir mehdisi vardır. Hidayet; doğruyu, huzuru ve istikrarı bulmaktır. Fakat ilginçtir insanın boğazına da “hidayet” denilmiştir. Neden boğaza hidayet denilmiştir? Çünkü insanın besini, tatmini ve tokluğu boğazdan gelir. Bu nedenle “can boğazdan gelir” demişlerdir. Yani Mehdi kendi kavminin boğazıdır. Binaenaleyh içinde bulunduğu o kavmin canı onun üzerinden gelir. O kavim, besinini onun vasıtasıyla alır.

Hidayet dalaletin zıddıdır. Dalalet bir şeyi kaybetmek veya kendi yer ve konumunu, rolünü şaşırmaktır. Mehdi; yerini ve rolünü bilendir. Boğazdan neyin geçip neyin geçmemesi gerektiğini iyi hesap eder.

Her kavmin bir mehdisi vardır. Mehdi, bazen hediy bazen de hediye verir. Hediy, Hakka takdim edilen kurbandır(Fetih:24). Hediye ise insanları sevindiren bağışlardır. Mehdi bazen hac için yani kutsal amacı için hediy kurbanını takdim ederken bazen de insanlara maddi manevi hediye dağıtır. Onlara bağışta bulunur, onları bağışlar. Mehdinin en büyük özelliklerinden birisi kavmine hediye vermesidir. Çünkü Peygamber (sav), “Hediyeleşin, birbirinizi seversiniz.” buyurmuştur

Mehdi, bazen içinde bulunduğu kavimde tek ve garip görünebilir. Fakat boğazı tuttuğu için üstünlük ondadır. Yol ve kontrol onun elindedir. İş bundan farklı görünse de bu böyledir.

Her kavmin bir mehdisi vardır. Mehdi bazen Hz. Musa gibi ateşin üzerinde bile yolunu bulur.  Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: “Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm yahut ateşin üzerinde bir hidayet bulurum” demişti.” (Taha:10) Ayette geçen “ateşin üzerinde bir hidayet bulurum” cümlesi Mehdi için ateşin bile hidayet bulma aracı olabileceğini ifade ediyor. Yani ateşin tutuşmuş olması Mehdinin yolunu şaşırmasına yol açmıyor. Aksine yolunu bulması için bir delil oluyor. Bir kavmin mehdisi her şartta kendisine yol gösterecek bir delil bulur.

Her kavmin bir mehdisi vardır. Bugün her kavim gibi Kürt halkının da Mehdilere ihtiyacı vardır. Nitekim Kürt halkının mehdileri de vardır. Çünkü bir kavimden bu kadar ateşe meraklı kimselerin çıkması bunun ne kadar zaruri bir hal aldığını ortaya koyuyor. Onlar ateşi bir şaşkınlık ve fesat aracı olarak kullanmaya başlamışlarsa onların içinde Mehdilerin çıkması zarureti hâsıl olmuştur demektir. 

Bir kavim Mehdisiz olmaz. Mehdisiz bırakılmaz. Bir kavim kendini Mehdisiz bırakmak ister ya da Mehdisine karşı haddini aşarsa boğazından can gitmemeye başlar. Kendi kendini gıdasız ve nefessiz bırakmış olur. Hidayet, insanın gıdası ve besinidir, nefesidir. Şuanda bazılarının arkasına takılmış olan bir kısım Kürt halkı Mehdisine-mehdilerine saldırıyor. Fakat bunun sonucunda kendi boğazını sıktığının farkında değildir. Kendi kendini gıdasız ve nefessiz bıraktığının farkında değildir. Çünkü mehdi, boğazdır.

Bugün bölgede olanlar bir kısım Kürtlerin kendi Mehdilerine savaş açması hadisesidir. Bu saldırılarda kullanılan ateş, netice itibariyle yine Mehdiye yarar. Çünkü Mehdi ateş üzerinde de hidayet bulma kabiliyetine sahiptir. Orada asasının gücünü, elinin beyazlığını fark eder.

Mehdisine karşı gelen kavmin sonu hüsrandır.

Şehid olan kardeşlere Allah`tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar