Abdulhakim Sonkaya

Kadına neden `nisa` denilmiştir?

11.01.2013 15:55:00 / Abdulhakim Sonkaya

Kadınlar anlamındaki “nisa” nisyan ve nesiyden gelir. Nisyan, terk etmek(Tevbe:67) ve unutmak; nesiy ise ertelemek manasındadır. Erillik-erkeklik manasındaki zeker ve müzekkerlik de zikirden gelir. Zikir ise hatırlamaktır.


Erkek, müzekkerdir. Bu nedenle onun zikreden, hatırlayan olması beklenir. Unutkanlık erkeğin müzekkerliği için bir eksikliktir. Çünkü zikir, erkek için şereftir. Bu nedenle Kur`an-ı Kerim`de şerefe ve izzete zikir adı verilmiştir(Zuhruf:44). Öte yandan ismini nisyandan alan kadın için nisyanlık bir eksiklik değil, aksine büyük bir şereftir. Çünkü dünyevî hesap ve işleri hatırlamak zihinsel bir faaliyettir. Oysa kadın için asıl olan duygudur. Duyguda da unutma sorunu yoktur. Bu nedenle nisanın nisyan olması; onun duygusal olarak güçlü olması dolayısıyla tali şeyleri terk edip aslî şeylerle meşgul olması anlamına gelir.

Kadın, dünyevi hesaplara karşı nisyan olmalıdır. Yani zihnini değil, kalbini kullanmalıdır. Kadında zihni boşluk diye bir sorun yoktur. Belki kadında kalbi boşluk sorunu vardır. Kalpte ve duyguda da unutkanlık söz konusu değildir. Unutkanlık ancak hesap-kitap işlerinde ve zihinsel alanda olur. Oysa kadın nisadır. Nisyandır. Bu tür işlerden feragat eden, bu işleri umursamayandır. Bu nedenle Kur`an-ı Kerim, unutkanlığına binaen bir erkeğe karşı iki kadının şahitliğini esas almıştır(Bakara:282). Buna göre, nisalığına uygun olarak kadın, dünyadaki hesap ve kitap işlerini unutan ve terk eden olmalıdır. Aksi takdirde böyle bir teşebbüs onu nisalıktan çıkararak müzekkerleştirir. Erkek gibi davranmaya başlamasına sebep olur. Oysa kadın bu işlerin zikredeni değil, tamamıyla nisyanı ve terk edeni olmalıdır.


Zeker, erkek demektir. Çünkü erkek, zikretmek, sürekli akılda tutmak ve hatırlamak zorundadır. Buna göre zikretmede erkek, kadının önünde; duyguda da kadın, erkeğin önünde olmalıdır. Erkek ile kadın arasındaki denge ancak böyle sağlanır. Bu manada zikirde erkeğin kadına karşı üstünlüğü vardır ve nitekim olmalıdır. Aksi takdirde erkek, müzekkerliğini(erkekliğini) ve gücünü yitirir. Allah(c.c): “Biz Âdem`den söz almıştık ancak o, unuttu.”(Taha:115) buyurur. Dikkat edilirse ayette unutkanlık sadece Hz. Âdem`e izafe edildi. Oysa Âdem(as) yasağı eşiyle birlikte ihlal etti. Fakat unutmak kadın için değil, erkek için eksikliktir. Bu nedenle Hak Teâla, nisyanda sadece Hz. Âdemi zikretti.


Kadın, nisadır. Dünya hesaplarını, dışarıdaki işleri unutup terk edendir. Nisa olarak kadın, zihniyle değil, duygularıyla hatırlar. Çocuğunu denize bırakan Hz. Musa`nın annesinin kalbi bomboş oldu(Kasas:10). Bu da kadın açısından zihnin değil, kalbin boş olmasının sorun olduğunu ifade eder. Kadın açısından zihni faaliyetten çok duygularının dolu, güçlü ve sadık olması gerekir. Hz. Musa`nın annesi, çocuğunu denize bırakınca kalbi bomboş oldu. Dikkat edilirse ayette “zihni bomboş oldu” ifadesi geçmiyor, “kalbi bomboş oldu” buyruluyor. Demek ki kadın açısından merkez kalptir. Önemli olan onun kalbinin mutmain olmasıdır. Duyguları için her şeyden feragat ettiği ve adeta her şeyi unuttuğu için kadına “nisa” denilmiştir.


Kadın aynı anda duyguyu ve düşünceyi birlikte yüklenmeye çalışmamalı, mutlaka bunlardan birinden feragat etmelidir. İslam, ona nisa ismini vererek ve dünya işlerinde onun unutkanlığına vurgu yaparak kadının hesap-kitap işlerini terketmesi gerektiği mesajını vermiştir. Buna göre kadının nisyanlığı dünyanın hesap kitap işlerine yöneliktir. Böyle davrandığı, evinde istikrarlı ve ağırbaşlı bir şekilde durduğu takdirde kadın, hikmeti yakalar. Aşkı yakalar. Hikmet ve izzet sahibi olur. Hem dünyada hem de ahrette mutlu olur. İslam, hesap işlerinde iki kadını bir erkeğe eşit sayarak dolaylı olarak kadının bu işlerden feragat etmesi gerektiği mesajını vermiştir. Aksi takdirde kadın, en iyi ihtimalle erkeğin yarısı olur.


Peygamberin(sav) zevceleri için Allah(c.c) şöyle buyurur: “Evlerinizde ağırbaşlı bir şekilde durun… Okunan kitabın ayetlerini ve hikmeti zikredin.”(Ahzab:33-34). Kadın, evinde istikrarlı durduğunda hikmeti yakalar. Çünkü hikmet, bilginin ruhu ve hazzıdır. Kadın, bilgiden çok bilginin hazzına ve ruhuna muhtaçtır. Bu da nisalık vasfına en uygun olandır.


Kadın nisadır. Her şeyi unutur, her şeyden feragat eder ama duygularından asla. Eğer kadın duygularından feragat ederek dünya işlerini zikretmeye kalkarsa artık o adeta nisa olmaktan . Zeker(erkek) de değildir. Erkeğin alanına dâhil olan kadın asla onunla eşit olmaz. Aksine en iyi ihtimalle onun yarısına iner. Kadını erkekle eşitlemek adına onu erkeğin alanına sevk eden zihniyet, kadını en aşağılık konuma indirmiştir.


Kalplerinin dolu olması için her şeyi terkederek hakikaten nisa vasfına sahip olan hatunlara selam olsun.

 

 


 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar