İslam’da bayram ve bayram ziyaretlerin önemi nedir?

İslam’da bayramın ve bayram ziyaretlerinin önemi hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İlahiyatçı Abdullah Asilsoy, Kurban Bayramı'nın iyi anlaşılabilmesi için Hazreti İbrahim ve ailesinin çok iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizdi.

Ekleme: 27.06.2023 22:40:07 / Güncelleme: 27.06.2023 22:43:11 / Röportaj / Ankara Haberleri
Destek için 

Bayram kutlamaların günümüzde sosyal medya hesaplarından yapıldığını ve bunun doğru olmadığını belirten İlahiyatçı Asilsoy, bayram kutlamalarının aile büyükleri tarafından küçüklerini alarak bayram ziyaretlerine gitmesi gerektiğini söyledi.

Bayramlarda sıla-i rahimin önemine vurgu yapan Asilsoy, sıla-i rahim konusunda ölçünün Hazreti Muhammed'in sünneti olması gerektiğini ifade etti.

Asilsoy, "6 Şubat tarihinde depremde vefat eden kardeşlerimiz ve yine bu bayrama ulaşamayan bütün Mümin kardeşlerimizden Cenab-ı Hak rahmetiyle muamele buyursun. Mekanları cennet olsun hepsinin. Bayramlar bizim için çok değerlidir, çok önemlidir. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Yesrib'e hicret ettiğinde, Yesrib'in Medine'leşme sürecinde iki bayramı da o müminlere hediye olarak ulaştırmıştır. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı. Aslında Ramazan Bayramı da bir Kurban Bayramı'dır. Ramazan Bayramı'nda nefsin kurban edilmesi vardır. Bu Kurban Bayramı'nda da canın kurban edilmesi vardır. Ve bu bayram özellikle Kurban Bayramı'mız daha net anlaşılması için mutlak surette Hazreti İbrahim (Aleyhisselam) ve ailesinin çok iyi anlaşılması gerekir. Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran suresinde Hazreti Adem'in, Nuh'un, İbrahim ailesinin ve İmran ailesinin hem kendi yaşadıkları çağ içerisinde hem de insan tarihi içerisinde sevildiklerini ifade eder. Dolayısıyla bizim kurbanları ve Kurban Bayramı'nı çok iyi anlamamız için özellikle de bu iki aileyi çok net anlamamız gerekir." dedi.

"Bayram ziyaretinde bir büyüğün çocuklarını alarak bir diğer büyüğün evine mutlak surette ziyarete gitmelidir"

 İlahiyatçı Abdullah Asilsoy

Bayram ziyaretlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgilendirmede bulunan Asilsoy, "Yakın akrabalarımız, uzak akrabalarımız, yakın komşumuz veya uzak komşumuz arasında yaşlılar varsa, hastalar varsa veya o evlerden birinde cenaze çıkmışsa mutlaka onları ziyaret ederek bu ziyarete başlamamız gerekir. Ve ardından insanların akraba da olsa birbirlerinden uzaklaştığı bir dönemde, bir çağda yaşıyoruz artık. Daha önceki yıllarda baba dostları takip edilirdi, baba dostlarına sahip çıkarırdı. Çünkü babaların böyle bir vasiyeti vardı. Artık şimdi birinci derece akrabalar dahi olsa belki şartların getirdiği, belki bir kısım yozlaşmanın etkisidir. Ama kardeşler arasında, kuzenler arasında dahi böyle bir kopukluk başladı. Bunu özellikle aile büyükleri, babalar, amcalar, dayılar, teyzeler, varsa dedeler torunlarını, çocuklarını, yeğenlerini, kendilerinin sözünü dinleyecek bu yakın akrabaları ziyaret hususuna teşvik etmeliler. Eğer gitme imkanı varsa yanlarına alıp mutlaka onlarla beraber ziyarete gitmeliler. Eğer gitme imkanları yoksa şayet bir şekilde günümüzdeki medyayı kullanarak sosyal medyayı kullanarak da böyle bir bayram tebriki en azından yapılabilir. Ama en güzeli imkan dahilinde bir büyüğün çocuklarını küçüklerini alarak bir diğer büyüğün evine mutlak surette ziyarete gitmesidir." ifadelerini kullandı.

"Müminler, özellikle yakın akrabalar birbirlerine karşı soğuk olmamalılar"

Konuşmanın devamında Asilsoy, şu ifadelere yer verdi:

"Tabi ki sosyal medyayı kullanırken işte nasıl olsa gidip gelmeyeceğiz. Buradan, işte efendim Whatsapp gibi diğer kalın kanallardan büyüklerime 'Şuradan bir iki cümlelik mesaj göndereyim.' gibi işin kolayına kaçmamak lazım. Aslında bu işi bayrama bırakmamak lazım. Bizim en büyük sıkıntımız bu. Babalar günü, anneler gününde olduğu gibi sadece bir günle özel kutlamaların yapılması ne kadar doğru değilse bayram gününe de bırakmamak lazım. Amcalar, dayılar, dedeler, teyzeler, halalar aralıklarla zaten aranıp sorulmalı. Bayram günü de ekstradan onların gönlünü almak için hem bir sevap kazanmak için ekstradan yine bir bayramlaşma tebrikleşme olur. Yani düşünün ki Türkiye ortamında Van'da, Hakkari'de, Iğdır'da, Ardahan'da, anne baba Yaşar. İstanbul'da veya Türkiye'nin batı illerinde veya Orta Anadolu'da onların çocukları, torunları yaşar. Gelme gitmeleri belki zor olabilir. Sosyal medyayı kullanabilirler. Ama dediğim gibi sadece bayramdan bayrama olmamalı. Bayramda arandığı zaman bayrama özel aranmış olmalı. Yani ayın birkaç gününde aranıp hal hatır sorulmalı ki bu mesafe daha da fazla açılmasın. Müminler, özellikle yakın akrabalar birbirlerine karşı soğuk olmamalılar. Büyükler bu konuda yapıcı olmalılar. Kendi aralarında varsa bir dargınlık, küskünlük asla çocuklarına yansıtmamalıdırlar. Bu hata yapılıyor. En azından bu bayramda bu hata telafi edilir inşallah."

"Sıla-i rahimi sadece akrabalar ile sınırlandırmamak gerekir"

Asilsoy son olarak, "Sıla-i rahim sadece akrabalar arasında da olmamalı. Bir köy, köylüler arasında bugün mesela köy dernekleri kuruluyor. Bunların içerisine İslami motiflerin yerleştirilmesi lazım. Köylüler birbirleriyle gelip gidecekler. Hatta biraz daha genişletilecek. Hem şehri olanlar birbirleriyle görüşecekler. Ama bunun temelinde de Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnet-i seniyesi ölçü olacak. Ve sıla-i rahim dediğimizde zaten akrabaların, yakınların birbirleriyle bağlantısı demek. Sadece akraba ile sınırlandırmamak lazım. Uzakta mağdur olan bir din taşımız varsa, bir kardeşimiz varsa onu da ziyaret etmek gerekir. Onları da bu halkanın içerisine almak icap eder." şeklinde konuştu. (İLKHA)