Diyanet-Sen Genel Başkanı: Camilerimiz hayata açılan mekanlardır

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, İslam medeniyetinin cami merkezli bir medeniyet olduğunun altını çizdi.

Ekleme: 10.11.2022 12:03:51 / Güncelleme: 10.11.2022 12:03:51 / Güncel
Destek için 

Doğuşundan itibaren hayatın merkezine mabet ve mescidi yerleştiren İslam dini, câmi merkezli bir medeniyet oluşturmuştur.

Son dönemlerde yeni yerleşim yerlerinde yaşanan cami sıkıntısı üzerine İLKHA'ya konuşan Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, cami merkezli yerleşim yerleri için yapılabilecekleri anlattı.

İslam kültüründe yerleşim yerlerinin cami merkezli olduğuna vurgu yapan Yıldız, İslam medeniyetinin cami merkezli bir medeniyet olduğuna dikkat çekti.

"Yerel yönetimler yeni yerleşim yerlerini belirlerken planlamalarında camiye de yer vermeli"

Camilerin hayatın odak noktasında olması gerektiğini belirten Yıldız, "Camilerimiz İslam dininin ibadet mekanlarıdır. İnsanlarımızın hayat bulduğu manevi olarak doyuma ulaştığı, cemaat ruhu içerisinde toplandığı, dert ve sıkıntılarının konuşulduğu, sevinç ve hüznün paylaşıldığı, bu anlamda hayata açılan mekanlardır. Camilerimiz hayat, dünya ve yaşamak demektir. Onun için de camilerimizin hayatın her noktasında olması lazım. Hatta camilerimiz hayatımızın odak noktasında olması lazım. Cami merkezli bir yaşam, bir bakış ve cami merkezli bir hayat tarzını kendimize düstur edinmemiz gerekir. Yeni yerleşim yerlerinde ibadethanelerin olmaması sıkıntı ve üzüntü verici bir durum. Olması gerekir, diye düşünüyoruz. Yerel yönetimlerde yeni yerleşim yerleri belirlenirken bu planlamaların yapılarak ibadethane yerlerinin de belirtilerek camiler yapılması gerekir." dedi.

"Hayata tutunmak için camiye ihtiyaç var"

Yıldız, "Halkımızda çok hayırsever bu konuda gerçekten çok güzel de çalışıyorlar. İnsanlarımız fedakârca Allah rızası için gönüllülük esasına dayalı cami yaptırma ve yaşatma derneklerini kurarak bu çalışmaları yapıyorlar. Gelen taleplere de bakıyoruz, demek ki bunlar da yetersiz kalıyor. Özellikle yeni yerleşim yerlerinde de bu planlamaları yaparken gerek TOKİ'nin gerekse özel sektörün kesinlikle ibadethane yerlerini belirtmesi ve camileri de binalarla birlikte inşa etmesi lazım. Çünkü o binalarda yaşayacak olan insanlardır. Hayata tutunmak için de bu anlamda yine camiye ihtiyaç vardır. Bunların yerlerinin de mühendislik çalışmalarının da belirlenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Camileri önemli kılan cemaatidir"

Konuşmasının devamında Yıldız, şunları söyledi:

"Cemaatsiz camilerde bir canlılık olmaz. Camileri önemli kılan cemaatidir, ibadetidir. Eğer camide ibadet ve cemaatin varlığı canlı tutulursa camiler de şenlenmiş olur. Bu faaliyetlerle de hayata, topluma canlılık katılmış olur. Camilerde insanlarımızı bilgilendirerek kendi değer ve dinamikleri öğretilerek birlik, beraberlik ve kardeşliği daha pekiştirme noktasına da hizmet edecektir. Din görevlisi arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Adanmışlık ruhuyla ülkelerimizin en ücra köşelerinde bile birçok camimizde gençlik ve hanım kolları kurularak camilerimiz canlı hale getiriliyor. Dini yaşanılabilir hale getirme noktasında da azami gayretler gösteriliyor."

"Hastanelerdeki mescitlerimiz morgların yanına, zemin katlara sıkıştırılmış haldeler"

Son olarak Yıldız, "Çok güzel siteler ve çok güzel camiler var. Çok lüks siteler görüyoruz ami camilerini bulmakta güçlük çekiyoruz. Hassasiyet sahibi insanların olduğu yerlerde namaz kılacak güzel mekanlar bulabiliyoruz. Ancak çok lüks mekanlarda veya kurumlarda maalesef mescit bulmakta zorlanıyoruz. En azından bizim mescit levhalarımızın da bir görünürlüğe sahip olması lazım. Özellikle hastanelerde mescitlerimiz morgların yanına veya zemin katlara sıkıştırılmış haldedirler. İçerisi günlerce aylarca temizlenmemiş haldeler. Artık mescitlerin gerçekten bir ihtiyaç olduğunu farkındalığını oluşturmalıyız. Mescitlerin, camilerin gerçekten hayatın odak noktasında olması gerektiği noktasında farkındalık oluşturarak bu konuda emek ve gayret sarf etmemiz lazım. Cami merkezli yerleşim yerleri mühendislik çalışmalarında özellikle gündeme getirilmeli. Yeni yerleşim yerlerini acarken bu planlamaları baştan yapmak gerekiyor. Baştan yapmak için de o mühendisin, mimarın veya müteahhittin de o hassasiyetleri taşıması gerekiyor. Mescitlerimizi canlı hale getirmek için önce insanları dini yönden yetiştirmeli, kaliteli ve nitelikli hale getirmeliyiz. Bu hassasiyetlerle birlikte inşallah bunlar da çözülecektir diye umut ediyorum." şeklinde konuştu.