ÖĞ-DER: Devlet sınav ücretlerini kendisi için gelir kapısı görmemelidir

Devletin sınav ücretlerini gelir kapısı olarak görmemesi gerektiğini belirten ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, sınava hazırlanan öğrenci ve velilerine tavsiyelerde bulundu.

Ekleme: 30.05.2022 16:35:17 / Güncelleme: 30.05.2022 17:44:52 / Eğitim / Ankara Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Sınav ücretlerinin 4 oturum toplamı 560 TL'ye yükselmiş olması milyonlarca insanı ilgilendiren bir konuda ve özellikle ekonomik darboğazın yaşandığı bir dönemde sınav ücretlerinin bu kadar yüksek tutulmasının normal olmadığını belirten Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Hamdi Sürücü, konuyla ilgili İLKHA muhabirlerine açıklamada bulundu.

18-19 Haziran tarihlerinde yapılacak olan YKS, TYT ve AYT sınavlarına girecek öğrencilere ve velilere önemli açıklamalarda bulunan Sürücü, sınavın hayatın sonu olmadığını üniversite okuyanın da okumayanın da memlekette yaşayabildiklerini aktardı.

"Tercihimiz sınav ücretlerinin olmamasıdır."

Sınav ücretlerinin varlığının normal olmadığını söyleyen Sürücü, "Tercihimiz sınav ücretlerinin olmamasıdır. Sınava girerken zaten öğrenci, anne-babasının yardımına muhtaç ve sırtından geçinen insanın sınava girerken sınav ücretinin ödemesi gereksiz bir şey. Birinci tercihimiz sınav ücretinin aslında olmamasıdır. Madem ki var bu kadar yüksek olması ayrı bir zorluktur. Çünkü bugün Türkiye'de ekonomik şartlar belli. Bu kadar sıkıntılı ekonomik şartta yani insanların asgari ücretin açlık sınırının altında olan bir ülkede insanlar bu kadar yüksek bir sınav ücreti ödemesi haksızlıktır. Kesinlikle sınav ücretlerinin düşürülmesi gerekir, hatta kaldırılması gerekir. Yani devletler sınav ücretlerini kendisi için bir gelir kapısı görmemeli. Şu an da ki görüntü devlet sınav ücretlerini kendisi için bir gelir kapısı olarak görüyor olmasıdır. Bundan vazgeçmesi gerekir. Öğrencilerin daha okumaya başlarken bu kadar sıkıntıyla karşılaşmaması gerekir." dedi.

 

Sınava girecek olan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Sürücü, şunları aktardı:

Öğrencilerin şimdiye kadar yeterince çalıştıklarını tahmin ediyoruz. Öğrenciler sınava girerken, hazırlık sürecinde yoğun çalışmalar içerisinde bulunuyorlar. Bu kalan 18 günlük süre içerisinde heyecana kapılmadan şimdiye kadar yaptıkları çalışmalara ve kendilerine güvenerek sınavlara girmeleri gerekir. Özellikle sınavdan önce, 2-3 gün kala kendilerini rahatlatmak için sınav heyecanından kurtulabilecekleri bir ortama girmelerini kendilerine tavsiyemizdir.

"Hayat sadece üniversite okumak değildir"

Son olarak Sürücü, "Öğrencilerin bu konuda şimdiye kadar çalıştıklarına ve kendilerine güvendikleri gibi anne-babaların da çocuklarına güvenmeleri gerekir. Anne ve babaların şimdiye kadar gelen süreçte gördüğümüz en büyük yanlışlıkları kendi yaşayamadıkları hayatları çocukların üzerine yaşatmaya çalışmalarıdır. 'Biz okuyamadık, çocuklarımız okusun. Biz yapamadık, çocuklarımız yapsın.' gibi. Anne ve babaların çocuklar üzerinde ki heyecana ve kaygıya neden olan; düşüncelerinden ve davranışlarından kurtulmaları gerekir. Bırakın çocuklar yapabildiklerini yapsınlar. Kendilerinin şimdiye kadar çalıştıklarının karşılığını almak için ellerinden gelen gayreti kendileri takip etsinler. Ne anne ve babaların çocukları üzerinde etki etmeye çalışsın veya sıkıntıya soksunlar ne de öğrencilerimiz sınava girerken ille de kazanmak mecburiyetindeyiz heyecanını yaşamasınlar. Çünkü hayat sadece üniversite okumak değildir. Üniversite okuyan da okumayan da memlekette yaşayabiliyor. Belki hayat standartlarında farklılıklar oluyor. Fakat bazen okumayanlar okuyanlardan daha iyi de olabiliyor. Bunları düşünüp de öğrencilerin sınava girerken sınava 'yeterince çalıştım ve elimden geleni yaptım.' Bundan sonra da artık sonuç ne çıkarsa çıksın buna razıyım rahatlığını yaşaması gerekir. Bu rahatlığı yaşayan öğrenci sınava girdiği zaman heyecanlanmadan sorularını kesinlikle daha doğru cevap vereceğini bilmesi gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar