MAZLUMDER’den 28 Şubat konulu açıklama

MAZLUMDER, 28 Şubat 1997’de gerçekleşen darbenin yıl dönümünde düzenlediği basın açıklamalarıyla, darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığına ve mağduriyetlerin tam olarak giderilmediğine dikkat çekti.

Ekleme: 28.02.2022 22:25:12 / Güncelleme: 28.02.2022 22:25:12 / Güncel
Destek için  Haberin Videosunu İzle

MAZLUMDER, birçok yerde düzünlediği basın açıklamalarıyla, 28 Şubat 1997’de gerçekleşen darbenin yıl dönümünde görüşlerini dile getirdi.

Ankara

MAZLUMDER Ankara Şubesi, 28 Şubat 1997’de gerçekleşen darbenin yıl dönümünde "Millete Yapılan Darbe 28 Şubat" temalı bir açıklama yaparak “Sivas Davası Mahpusları Yeniden Adil Yargılanmalıdır!” dedi.

MAZLUMDER üye ve gönüllerinin yanı sıra STK temsilcilerinin ve akademisyenlerin de yer aldığı basın açıklaması MAZLUMDER Ankara Şubesinde gerçekleştirildi. Basın açıklaması 28 Şubat mağduru Ayten Durmuş tarafından okundu.

Bugün itibariyle Türkiye’de askeri hegemonyanın sivillerin özel alanlarına en çok tahakküm ettiği ve tüm toplumu etkileyerek, izlerini bütün sosyal ve siyasi aktörlerde bıraktığı 28 Şubat darbe sürecinin üzerinden çeyrek asrın geçtiğine dikkat çeken Durmuş, “Teşebbüsün ötesine geçerek gerçekleşmiş ve milyonlarca insanı etkilemiş bir suç olarak 28 Şubat darbesinin 25. yılında da darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığı gibi bazı aktörlerin ödüllendirildiği, başta halen cezaevlerinde tutulan mahpuslar ve aileleri olmak üzere mağduriyetlerin tam olarak giderilmediği, darbe kalıntısı bazı yasa ve uygulamaların daha güçlü formlarda devam ettirildiği açıktır.” dedi.

“Devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştü”

Durmuş, “Ordu, yargı, YÖK ve üniversiteler ile bazı basın kuruluşları, siyasi çevreler, partiler, büyük sermeye, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının elbirliği ile gerçekleştirdiği 28 Şubat, hakkıyla hesap sorulmamış bir darbe olarak geçmişimizi ve geleceğimizi kirletmeye devam etmektedir. Darbe sürecinde dönemin hükümeti düşürülmüş, milyonlarca insan fişlenmiş, bankalar hortumlanmış, basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığı topluma dayatılmış; Genelkurmayda düzenlenen brifinglere katılan yüksek yargıçlar, akademisyenler ve rektörler darbe düzenine itaatlerini ayakta alkışlarla sunmuş, yargıçlar bu itaatlerini ‘brifingli yargı kararları’ diye isimlendirdiğimiz mahkûmiyet kararlarına yansıtmış; iş ve sanayi çevreleri yeşil ve dost olmak üzere iki kampa ayrıştırılmış; siyaset dünyasının, sendikaların ve sivil toplumun bazı önemli aktörleri darbe düzenine selam durarak verilen rolü icra etmiş; Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kalarak okul kapılarından içeri alınmamış, ‘ikna odalarında’ baskıya uğramış, başörtülü kamu görevlileri kovuşturma geçirip adli ve idari cezalara muhatap kılınmış, sürgün edilmiş, mesleklerinden atılmış; İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencileri kazanılmış hakları da hiçe sayılarak katsayı engeliyle istedikleri bölümlere girememiş; dindar askerler ve bazı kamu görevlileri eşlerinin başörtüsü ya da dini vecibelerine olan bağlılıkları sebebiyle ordudan atılmış; devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştür.” ifadelerine yer verdi.

“28 Şubat bütün yakıcılığıyla sürmektedir”

Konuşmanın devamında Durmuş, şunları aktardı:

“Yine özellikle kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan bazı kamu görevlileri ve öğrencilerin hakları sonradan iade edilmiş olsa da farklı statüler sebebiyle ve esaslı bir analiz yapılmadığı için halen hak iadesi yapılmayan kişiler bulunmaktadır. Hakları iade edilenlerin ise kaybedilen yılları göz ardı edilerek hayata 15-20 yıl geriden başlamaları istenmekte, KPSS gibi sınavlara yönlendirilerek yeni mezun öğrencilerle yarışmaları beklenmektedir. Mağduriyetlerin bir kısmı çözülmüş olsa da bazı alanlarda sıkıntılar ve mağduriyetler devam etmektedir. Özellikle halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpusları ve onların aileleri yönünden 28 Şubat bütün yakıcılığıyla sürmektedir. Ortalama 25-30 yılını cezaevlerinde geçiren bu insanların bir kısmı bütün bir gençlik çağını bir kısmı bütün bir yaşlılık devrini cezaevlerinde geçirmiş bulunmaktadır.”

“Asıl zalimlerin ve buna emri veren kirli azmettiricilerin ortaya çıkarılması gerekmektedir”

Dönemin etkisi altında gerçekleşen Sivas olayları gibi ‘engellenmeyen’ tahriklere dayalı ve insanların canlarına mal olan elim provokatif olaylar halen aydınlatılmadığı gibi, yapılan ‘brifingli’ yargılamalar sonucu gerçek faillerin cezalandırılmadığını aktaran Durmuş, “Sivas davası hem soruşturma hem kovuşturma hem de temyiz aşamasında olayı aydınlatmak ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak yerine, gerçek faillerin ortaya çıkmasını engelleyici yargı işlemleriyle yürütülmüş olup, olayın üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen adil yargılama hakkından mahrum bırakılmış mahpuslar cezaevlerinde ölümü beklemeye mahkûm edilmiştir. Sivas davası mahpusları, 28 Şubat döneminin medya anlayışının heyulası ve brifingli yargısı ile haklarında verilen kararlardan mağdur olarak cezaevlerindedir. 29 yıl önce gerçekleştirilen Sivas olaylarında katliama uğrayarak yaşam hakları ellerinden alınan mağdurları anıyor, ailelerinin acılarını paylaşıyoruz. Diğer yandan uğranılan mağduriyetlerin görünen failleri yanında, asıl zalimlerin ve buna emri veren kirli azmettiricilerin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Sivas davasında asıl fail olmayıp, intikam mantığıyla yürütülen hukuksuz yargılamalar neticesinde adil yargılanmayan ve halen cezaevlerinde tutulan Sivas davası mağduru mazlumların da yeniden yargılanmalarını, masumların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“28 Şubat mahpuslarının derhal serbest bırakılmasını istiyoruz”

Son olarak Ankara’da bulunan Sivil Toplum Kuruluşları olarak, yüzleşilmeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğu gerçeğini hatırlatan Durmuş, “Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz. 28 Şubat sürecinde oluşturulan istihbari kayıtların bugün dahi insanların önüne engel olarak çıktığı gerçeğinden hareketle devletin kirli ve manipüle edilmiş hafızasının temizlenmesi gerektiğini vurguluyoruz. Kıyıda köşede kalmış, sesini duyuramamış insanların mağduriyetlerinin ortaya çıkarılıp çözülmesini sağlayacak bir yüzleşme ve hesaplaşma mekanizmasının kurulması gerekliliğini hatırlatıyoruz. Hakların parça parça ya da yüzeysel olarak değil tam anlamıyla iade edilmesini, maddi manevi zararların tazmin edilmesini bekliyoruz. Doksanlı yılların aydınlatılmayan ortamında gerçekleşmiş Sivas katliamı gibi acı olaylara ilişkin 28 Şubat sürecinde yürütülen adil olmayan yargılamaların yarattığı mağduriyetlerin en somut şekilde giderilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. Halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.” şeklinde taleplerde bulundu. 

Malatya

MAZLUMDER Malatya Şube Başkanı Karaman: 28 Şubat mahpusları derhal serbest bırakılsın

MAZLUMDER Malatya Şube Başkanı Mehmet Karaman, 28 Şubat darbesinin 25. yılında da darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığı, cezaevlerinde ki mahpuslar ve aileleri olmak üzere mağduriyetlerin tam olarak giderilmediğine dikkat çekti.

28 Şubat 1997 post modern askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle, MAZLUMDER Malatya Şubesi tarafından Yeni Camii Meydanında basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Mehmet Karaman, 28 Şubat brifingli yargı kararlarıyla halen hapishanelerde bulunan mahpusların hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

“28 Şubat’ın bütün etkileri silinmeli, Sivas davası mahpusları yeniden adil yargılanmalıdır”

Çeyrek asrı deviren 28 Şubat’ın bütün etkilerinin silinmesi gerektiğini belirten Karaman, “Sivas Davası mahpusları yeniden adil yargılanmalıdır. Bugün itibariyle Türkiye'de askeri hegemonyanın sivillerin özel alanlarına en çok tahakküm ettiği ve tüm toplumu etkileyerek, izlerini bütün sosyal ve siyasi aktörlerde bıraktığı 28 Şubat darbe sürecinin üzerinden çeyrek asır geçmiştir.” dedi.

“Darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığı gibi bazı aktörler ödüllendirildi”

Karaman, “Teşebbüsün ötesine geçerek gerçekleşmiş ve milyonlarca insanı etkilemiş bir suç olarak 28 Şubat darbesinin 25. yılında da darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığı gibi bazı aktörlerin ödüllendirildiği, başta halen cezaevlerinde tutulan mahpuslar ve aileleri olmak üzere mağduriyetlerin tam olarak giderilmediği, darbe kalıntısı bazı yasa ve uygulamaların daha güçlü formlarda devam ettirildiği açıktır. Ordu, yargı, YÖK ve üniversiteler ile bazı basın kuruluşları, siyasi çevreler, partiler, büyük sermeye, sendikalar ve sivil (!) toplum kuruluşlarının elbirliği ile gerçekleştirdiği 28 Şubat, hakkıyla hesap sorulmamış bir darbe olarak geçmişimizi ve geleceğimizi kirletmeye devam etmektedir.” diye kaydetti.

“Devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştü”

Darbe sürecinde dönemin hükümetinin düşürüldüğünü anımsatan Karaman, şöyle devam etti: “Milyonlarca insan fişlenmiş, bankalar hortumlanmış, basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığı topluma dayatılmış; Genelkurmayda düzenlenen brifinglere katılan yüksek yargıçlar, akademisyenler ve rektörler darbe düzenine itaatlerini ayakta alkışlarla sunmuş, yargıçlar bu itaatlerini `brifıngli yargı kararları' diye isimlendirdiğimiz mahkûmiyet kararlarına yansıtmış; iş ve sanayi çevreleri yeşil ve dost olmak üzere iki kampa ayrıştırılmış; siyaset dünyasının, sendikaların ve sivil toplumun bazı önemli aktörleri darbe düzenine selam durarak verilen rolü icra etmiş; Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kalarak okul kapılarından içeri alınmamış, ‘ikna odalarında’ baskıya uğramış, başörtülü kamu görevlileri kovuşturma geçirip adli ve idari cezalara muhatap kılınmış, sürgün edilmiş, mesleklerinden atılmış; İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencilerinin kazanılmış hakları da hiçe sayılarak katsayı engeliyle istedikleri bölümlere girememiş; dindar askerler ve bazı kamu görevlileri eşlerinin başörtüsü ya da dini vecibelerine olan bağlılıkları sebebiyle ordudan atılmış; devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştü.”

“Kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan bazı kamu görevlileri ve öğrencilerin hakları sonradan iade edilmiş olsa da farklı statüler sebebiyle ve esaslı bir analiz yapılmadığı gerekçesiyle halen hak iadesi yapılmayan kişiler bulunmaktadır”

Karaman, “Yine özellikle kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan bazı kamu görevlileri ve öğrencilerin hakları sonradan iade edilmiş olsa da farklı statüler sebebiyle ve esaslı bir analiz yapılmadığı gerekçesiyle halen hak iadesi yapılmayan kişiler bulunmaktadır. Hakları iade edilenlerin ise kaybedilen yılları göz ardı edilerek hayata 15-20 yıl geriden başlamaları istenmekte, KPSS gibi sınavlara yönlendirilerek yeni mezun öğrencilerle yarışmaları beklenmektedir. Mağduriyetlerin bir kısmı çözülmüş olsa da bazı alanlarda sıkıntılar ve mağduriyetler devam etmektedir. Özellikle halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpusları ve onların aileleri yönünden 28 Şubat bütün yakıcılığıyla sürmektedir. Ortalama 25-30 yılını cezaevlerinde geçiren bu insanların bir kısmı bütün bir gençlik çağını bir kısmı bütün bir yaşlılık devrini cezaevlerinde geçirmiş bulunmaktadır. Dönemin etkisi altında gerçekleşen Sivas olayları gibi "engellenmeyen" tahriklere dayalı ve insanların canlarına mal olan elim provokatif olaylar halen aydınlatılmadığı gibi, yapılan ‘brifingli’ yargılamalar sonucu gerçek failler cezalandırılmamıştır.” dedi.

“Sivas davası mağdurları cezaevlerinde ölümü beklemeye mahkûm edilmiştir”

Sivas davası mağdurlarına da değinen Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sivas davası hem soruşturma hem kovuşturma hem de temyiz aşamasında olayı aydınlatmak ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak yerine, gerçek faillerin ortaya çıkmasını engelleyici yargı işlemleriyle yürütülmüş olup, olayın üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen adil yargılama hakkından mahrum bırakılmış mahpuslar cezaevlerinde ölümü beklemeye mahkûm edilmiştir. Sivas davası mahpusları, 28 Şubat döneminin medya anlayışının heyulası ve brifingli yargısı ile haklarında verilen kararlardan mağdur olarak cezaevlerindedir. 29 yıl önce gerçekleştirilen Sivas olaylarında katliama uğrayarak yaşam hakları ellerinden alınan mağdurları anıyor, ailelerinin acılarını paylaşıyoruz. Diğer yandan uğranılan mağduriyetlerin görünen failleri yanında, asıl zalimlerin ve buna emri veren kirli azmettiricilerin ortaya çıkarılması beklemekteyiz. Sivas davasında asıl fail olmayıp, intikam mantığıyla yürütülen hukuksuz yargılamalar neticesinde adil yargılanmayan ve halen cezaevlerinde tutulan Sivas davası mağduru mazlumların da yeniden yargılanmalarını, masumların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

“28 Şubat sürecinde oluşturulan istihbari kayıtların bugün dahi insanların önüne engel olarak çıktığı gerçeğinden hareketle devletin kirli manipüle edilmiş hafızasının temizlenmesi gerektiğini vurguluyoruz”

Yüzleşilemeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğunu hatırlatan Karaman, “Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz. 28 Şubat sürecinde oluşturulan istihbari kayıtların bugün dahi insanların önüne engel olarak çıktığı gerçeğinden hareketle devletin kirli manipüle edilmiş hafızasının temizlenmesi gerektiğini vurguluyoruz.” dedi.

“Halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz”

Karaman, son olarak şunları kaydetti: “Kıyıda köşede kalmış, sesini duyuramamış insanların mağduriyetlerinin ortaya çıkarılıp çözülmesini sağlayacak bir yüzleşme ve hesaplaşma mekanizmasının kurulması gerekliliğini hatırlatıyoruz. Hakların parça parça ya da yüzeysel olarak değil tam anlamıyla iade edilmesini, maddi manevi zararların tazmin edilmesini bekliyoruz. Doksanlı yılların aydınlatılmayan ortamında gerçekleşmiş Sivas katliamı gibi acı olaylara 'ilişkin 28 Şubat sürecinde yürütülen adil olmayan yargılamaların yarattığı mağduriyetlerin en somut şekilde giderilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılanmalarının yarattığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. Halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.” 

Adana

28 Şubat'ın Bütün Etkileri Silinmeli, Sivas Davası Mahpusları Yeniden Adil Yargılanmalıdır!

28 Şubat darbesinin yıl dönümünde MAZLUMDER adına basın açıklamasını okuyan Adana eski Şube Başkanı Ali Aydın, “Sivas davası mahpuslarının yeniden adil yargılanmalı” dedi.

5 Ocak Meydanında yapılan ve katılımcılar tarafından birçok yazılı dövizin taşındığı basın açıklamasında milyonlarca insanın fişlendiğini, bankaların hortumlandığını basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığının topluma dayatıldığını söyledi.

"Sivas davası mağdurlarının yeniden yargılanmalarını, masumların serbest bırakılmasını talep ediyoruz"

Aydın, Sivas davasına değinerek, "Dönemin etkisi altında gerçekleşen Sivas olayları gibi “engellenmeyen” tahriklere dayalı ve insanların canlarına mal olan elim provokatif olaylar halen aydınlatılmadığı gibi, yapılan brifingli yargılamalar sonucu gerçek failler cezalandırılmamıştır. Sivas davası hem soruşturma hem kovuşturma hem de temyiz aşamasında olayı aydınlatmak ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak yerine, gerçek faillerin ortaya çıkmasını engelleyici yargı işlemleriyle yürütülmüş olup, olayın üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen adil yargılama hakkından mahrum bırakılmış mahpuslar cezaevlerinde ölümü beklemeye mahkûm edilmiştir. Halen cezaevlerinde tutulan Sivas davası mağduru mazlumların da yeniden yargılanmalarını, masumların serbest bırakılmasını talep ediyoruz." İfadelerini kullandı.

"28 Şubat mahpuslar ve onların aileleri yönünden bütün yakıcılığıyla sürmektedir"

28 Şubat sürecinde yaşanan sıkıntılara değinen Aydın, "Yine özellikle kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan bazı kamu görevlileri ve öğrencilerin hakları sonradan iade edilmiş olsa da farklı statüler sebebiyle ve esaslı bir analiz yapılmadığı için halen hak iadesi yapılmayan kişiler bulunmaktadır. Hakları iade edilenlerin ise kaybedilen yılları göz ardı edilerek hayata 15-20 yıl geriden başlamaları istenmekte, KPSS gibi sınavlara yönlendirilerek yeni mezun öğrencilerle yarışmaları beklenmektedir” vurgusunu yaptı.

"28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmalı"

Aydın en son olarak taleplerini sıraladıktan sonra, "MAZLUMDER olarak, yüzleşilmeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğu gerçeğini hatırlatarak, binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. (İLKHA)









Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar