HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı İmir: Yanlış politikalar madde kullanımını artırdı

HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, devletin yanlış politikaları sonucu madde kullanım oranlarının arttığını belirterek, "Gençlerimizin maddi ve manevi gelişimlerini sağlayacak sağlıklı ortamlar geliştirmeliyiz." dedi.

Ekleme: 03.07.2021 13:50:19 / Güncelleme: 05.07.2021 07:22:59 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, Rehber TV'de çevrimiçi katıldığı programda madde bağımlılığının artmasına neden olan politikalar, aile ve çevre faktörü gibi konularda değerlendirmelerde bulundu, sorunlara ilişkin çözüm önerilerini sundu.

"Gençlik bir toplumun geleceğidir" diyen İmir, "Biz bir toplumun yarınlarını fotoğraflarını çekerek görebilmekteyiz. Bu nedenle gençlerin maddi ve manevi gelişimlerinin sağlanması anayasal bir sorumluluk olarak devletin görevidir." dedi.

Devletin yanlış politikaları sonucu madde kullanım oranlarının gün geçtikçe arttığına işaret eden İmir, "Gençliğin günümüzdeki durumunu devletin politikalarıyla birlikte ele aldığımızda; madde kullanımının her geçen gün artması, madde kullanım yaşının ilkokula kadar düşmesi, gençleri bedensel ve ruhsal olarak olumsuz etkileyen uyuşturucuya erişimin kolaylaşması, var olan politikaların başarısızlığını ortaya koymaktadır. Maalesef polisiye tedbirler bugüne kadar başarısız oldu. 20 yıl öncesine göre günümüzde madde bağımlılığının hiç olmadığı kadar toplumda yaygınlaştığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Gençlerin fıtratlarına uygun reçete yazarsak olumlu sonuçlar elde ederiz"

Uyuşturucunun küresel bir soruna dönüştüğünü sözlerine ekleyen İmir, "Bu denli büyük bir sorun ile mücadele, toplumda var olan birçok kurumun birlikte hareket etmesiyle sonuç verecektir. Uyuşturucuyla mücadelede başarısız olmada birçok neden vardır. Biz bu sorunları masaya yatırmadığımız ve çözümlerimizi ortaya koymadığımız sürece sağlıklı neticelere ulaşamayız." diye belirtti.

İmir, "Yine var olan mücadele yöntemlerine baktığımızda; inancımızla ve kültürümüzle pek uyuşmayan Batı’nın çözüm yollarıyla hareket etmekteyiz. Bizler toplumda koruyucu ve önleyici tedbirler istiyorsak öncelikle gençlerimizin maddi ve manevi gelişimlerini sağlayacak sağlıklı ortamlar geliştirmeliyiz. Malum gençlik evresi insanın en hareketli olduğu dönemdir. Böyle bir dönemde genç, manevi destek almıyor ve gelişimini sağlamıyorsa kendisinde belli boşluklar oluşur. Gençlerin fıtratlarına uygun reçete yazarsak olumlu sonuçlar elde ederiz." dedi.

"Kendi değer yargılarımızla sorunlarımızı çözmeliyiz"

Türkiye'nin uyuşturucuyla mücadele yöntemine de değinen İmir, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bugün kadına yönelik şiddet ciddi anlamda dile getiriliyor. Bu şiddetin cinsiyetle tanımlanması toplumu daha da ayrıştırmaktadır. Toplumu ayrıştırıp aile yapısını kökünden sarsacak ve tamamen Batı’dan ithal edilen çözümlerle hareket edildiğinde sağlıklı neticelere ulaşılmadığını görüyoruz. Bu tür yaklaşımlardan bir an önce vazgeçilmelidir. Bizim kendi kültürümüz ve inancımız, var olan sorunların üstesinden gelebilecek reçeteye sahiptir. Buna inanmalı ve kendi değer yargılarımızla çözmeliyiz.

Toplumda var olan sorunların birçoğu kendi inanç ve kültürümüze yabancı olan bir yaşam modelinin ortaya konulmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bu tür politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir dönem Çalışma Bakanlığı'yla birlikteydi. Bu zamanlarda toplumun birçok sorununun maddi ihtiyaçlarla çözülebileceğini düşünüyor ve manevi ihtiyaçlar öteleniyordu. Maddi ve manevi ihtiyaçlar giderilmediği sürece sorunların üstesinden gelip sağlıklı bir yaşam sürdüremeyiz. Bundan dolayı sorunlara bakış açımızı kökten değiştirmeliyiz.

"Ailenin güçlü olması toplumsal birçok sorun ile mücadeleyi kolaylaştırır"

Ailenin uyuşturucu madde kullanımındaki rolüne de dikkatleri çeken İmir, "Yapılan araştırmalara göre aile ilişkileri zayıf ya da özellikle parçalanmış ailelerin çocuklarında madde kullanımının yüksek olduğu görülmekte. Bu da gösteriyor ki, aile ortamı ve ilişkilerinin sağlam olduğu ortamlarda aile üyelerinin madde kullanma olasılığı düşmektedir. Ailenin güçlü olması toplumsal birçok sorun ile mücadeleyi kolaylaştırır. Koruyucu ve önleyici tedbir olarak hep şunu diyoruz, devletin madde bağımlılarının tedavisi için kullandığı harcamaları, ailenin güçlendirilmesine ayırsaydı birçok sorun ortaya çıkmadan önlenmiş olacaktı." diye konuştu.

İmir, "Aileler, bilinçli olmalı ve hangi yöntemleri kullanacaklarını iyi bilmeliler. Birçok aile maalesef kendi çocuğunun madde kullandığının toplum tarafından bilinmesini istemediği için durumu örtmek istiyorlar ve kendilerince uyguladıkları yöntemleri uygulayarak bunun üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Halbuki uyuşturucuyla mücadele uzman desteği gerektirmektedir. Aileler bu tür durumlarda sağlıklı yöntemlere ve uzmanlara başvurarak sağlıklı netice sağlarlar." diye kaydetti.

 

"Madde kullanıcılarını ıslah edecek bir model bulunmuyor"

Koruyucu ve önleyici tedbirlere de değinen İmir, "Şu an uyuşturucu kullanıcılarına yönelik soruşturma ve infaz sürecinde bazı eksikler olsa da tedbirler uygulanmaktadır. Ama soruşturma esnasında ya da infaz sonrasında madde kullanıcılarını ıslah edecek bir model bulunmuyor. Bu yüzden soruşturma ve infazdan sonra kişiler tekrar madde kullanmaya devam ediyor. Bu yüzden bu süreçlerden önce ya da sonra uygulanmak üzere bir model geliştirilmelidir."

Madde kullanıcılarının çoğunun arkadaş ortamından kaynaklandığını belirten İmir, "Gençlerin madde kullanılan ortamlarda birlikte olmaları büyük risktir. Bu nedenle madde kullanan arkadaşlıklardan ve ortamlardan uzak durulması gerekir. Ayrıca koruyucu ve önleyici tedbirlerde aile yapısının güçlü olması önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, öğrencileri ve aileleri madde kullanımı konusunda bilinçlendirmesi de koruyucu ve önleyici tedbirler arasındadır. Koruyucu ve önleyici tedbirlerde en önemli husus uyuşturucuya erişimin zorlaştırılması adına yurtdışından gelen sentetik uyuşturucu maddeler önlenmeli ve polisiye tedbirlerin artırılması gerekir. Yani maddeler ülkeye girmeden engellenmelidir. Bunun içinde uluslararası iş birliğiyle uyuşturucuyla mücadele edilmelidir. Polisiye tedbirlerde, sokaklardaki uyuşturucu satıcılarından ziyade ana satıcılara ve üreticilere yoğunlaşılması gerekmektedir. Bu kişilere ciddi cezai yaptırımlar uygulanmadığı sürece bir sonuç elde edilmez." ifadelerine yer verdi.

"Ahlaklı ve bilgili kişiler olarak yetişmeleri için çalışmalar yürütüyoruz"

Partisinin gençlik kolları tarafından 26 Haziran'da uyuşturucu kullanıcılarına yönelik 'Bağımlı Olma, Hür Ol' kampanyasını da değerlendiren İmir, "Birçok ilde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile henüz maddeye bulaşmamış kişilere ulaşarak farkındalık oluşturmak istedik. Şu an Müslüman bir toplumda yaşamaktayız ve bu toplumun gençlerinin uyuşturucuyla anılması üzüntü verici bir durumdur. Bu konuda hepimize sorumluluklar düşmektedir. Bu konuda siyasi partiler ya da sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket ederek bu sorunun giderilmesi için çalışmalıyız. Çünkü çoğunluğu Müslüman olan bu toplum, uyuşturucuyla anılmayı hak etmiyor. Bizler Hür Gençlik olarak gençleri; yaratıldıkları temiz fıtrata uygun yaşayabilmesi ve topluma faydalı, ahlaklı ve bilgili kişiler olarak yetişmeleri için çalışmalar yürütüyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)



Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar