BATIDAN İTHAL YASALAR AHLAKSIZLIK ÜRETİYOR!

Türkiye’ye Batı’dan ithal edilerek uygulanan sözleşme ve yasalar toplumda onarılması güç yaralar açıyor. Başta İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve benzeri sözleşmeler, ciddi anlamda ahlaksızlık üretiyor. Batılılardan alınan kültür ve medeniyetin toplum yapımıza uygun olmadığına dikkat çeken Türkiye Aile Meclisi Platformu Başkanı Âdem Çevik, batıdan ithal edilen anlaşma ve sözleşmelerin iptal edilmesini veya medeniyetimize uygun bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

Ekleme: 17.02.2021 07:04:02 / Güncelleme: 17.02.2021 10:20:49 / manşetler
Destek için 

Mustafa Daştan - İSTANBUL

Türkiye Aile Meclisi Platformu Başkanı Âdem Çevik, Fransa'da yaşanan ahlaksızlıkların ardından basın açıklaması yaptı.

Batılılardan alınan kültür ve medeniyetin toplum yapımıza uygun olmadığını belirten Çevik, batıdan ithal edilen anlaşma ve sözleşmelerin iptal edilmesini veya medeniyetimize uygun bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

“BATIDA PEDOFİLİ SKANDALLARININ ARDI ARKASI KESİLMİYOR”

Fransa'da gündeme gelen ensest skandalını lanetleyen Çevik, "Batıda pedofili skandallarının ardı arkası kesilmezken, şimdi buna bir de ensest skandalı eklendi. Fransa eski Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in kızı Camille Kouchner’in yazdığı 'La Familia Grande' (Büyük Aile) adlı kitapta, erkek kardeşi Antoine’ın 14 yaşındayken üvey babası, ünlü siyaset bilimci ve anayasa uzmanı Olivier Duhamel tarafından cinsel istismara uğradığını açıkladı. Fransa’da her on kişiden birinin ensest mağduru olduğuna işaret ediliyor. Bu oran 6,7 milyon kişi anlamına geliyor. Ensesti gerçekleştirenlerin yüzde 95’inin erkek, mağdurların yüzde 77’sinin kız çocukları ve mağdurların dörtte üçünün on yaşının altında olduğu bildiriliyor." dedi.

Ensest skandallarının Fransa'da yapılan yasa değişiklikleriyle gerçekleşeceğine dikkat çeken Çevik, "Adalet Baklanı Eric Dupont-Moretti, 9 Şubat’ta bu konuyla ilgili yasada değişikliğe gidileceğini açıkladı. Ancak dindar çevreler ve kilisenin de katılımı ile tartışma giderek büyüyor. Mevcut yasaya göre rıza yaşı Fransa’da bugün geçerli olan, İstanbul sözleşmesinin ve Lanzarote’nin 'Gender' tanımlamasına göre, toplumsal cinsiyet çerçevesinde bireylerin cinsel deneyim, yönelim ve tercihleri için son yapılan yasa değişikliği ile 13 yaş olarak belirlenirken, Macron Hükümeti, bir yetişkinin 15 yaşından küçük biriyle cinsel ilişkiye girmesi halinde rıza unsurunu da dikkate almamayı planlıyor." diye konuştu.

"MİLLETİN NAMUSUNA YÖNELİK İFSAT HAREKETLERİNİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"

Feminist ve cinsi sapıklık lobisinin Allah-u Teala'nın emri olan evliliği ahlaksızlık olarak gördüğüne dikkat çeken Çevik, şeytani pisliklerin laiklik, özgürlük ve çağdaşlık adı altında güvence altına alınabildiğini vurguladı.

Çevik, Feminist ve cinsi sapıklık lobisi, 18 yaş altı Allaha adanmış kutsal evliliği ahlaksızlık ve suç olarak tanımlayıp, ceza mahkemesine konu edinirken, şeytani bir akılsızlığa hizmet eden yaklaşımlar, laiklik, özgürlük ve çağdaşlık olarak tanımlanabiliyor. 'Yeni Normal' dönemin normlarına karşı iman, ahlak, şeref, namus, iffet, akıl, erdem ve vidan sahibi herkesi bu rezalete karşı çıkmaya çağırıyorum. Bu kahpeliği lanetliyorum.

Cumhurbaşkanlığı makamını, yasama, yürütme, yargı, siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, medyayı, bütün dini cemaatleri ve meslek örgütlerini İstanbul sözleşmesi, CEDAW ve Lanzarote bahanesi ile uygulamalarla sergilenen ahlaksızlığa ve ifsat hareketlerine karşı herkesi bir an evvel harekete geçmeye çağırıyoruz. Milletin imanı, namusu, haysiyeti, şerefi, aklı ve vicdanına yönelik, ifsat hareketinin bir an evvel önüne geçilmeli, bunları destekleyen her türlü örgütlenme ve yayın durdurulmalıdır." şeklinde konuştu.

"AHİRET GÜNÜNE İNANANLARI AİLEYİ YIKMAYA ÇALIŞAN BU TÜR SÖZLEŞMELERE KARŞI SESLERİNİ YÜKSELTMEYE DAVET EDİYORUZ"

İstanbul sözleşmesi vb. sözleşmelerin engellenmesi ve aile kavramının insanlık tarafından korunması gerektiğini ifade eden Çevik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Aile bir ülke ve toplumun temel taşı, devleti ayakta tutan hücresidir. Aileyi kaybettiğinizde geriye fazla bir şey kalmaz. Bizi din, ahlak ve gelenekten bağımsız bireylere dönüştürmek isteyen aileleri ve gelecek nesiller için nötr olmaya çağıran komploya karşı sivil, siyasetçi, yurtsever herkes bu mücadelede birlik olmaya, elbirliği yapmaya topyekûn mücadeleye çağırıyoruz.

Söz konusu sözleşmelere destek veren, bu anlamda 'emri bil maruf, nehyi anil münker' sorumluluğunu yerine getirmeyen, haksızlıklara, zulme, sömürüye ve aileyi yıkmaya çalışan hareketine karşı çıkmayıp sesiz kalanları sesini yükseltmeye çağırıyoruz.  Allah'a ve ahiret gününe iman eden politikacıyı, bürokratı, STK temsilcilerini, medya mensuplarını, kanaat önderlerini, akademisyenleri ve diğer kişileri tövbe etmeye, seslerini yükseltmeye çağırıyoruz." (İLKHA)