RAM Başkanı Turan: "Pandemiyi çok konuşmak kaygıyı artırır"

Adıyaman Rehberlik Araştırma Merkezi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Bölüm Başkanı Fuat Turan, Pandeminin çocuklarda oluşturacağı olumsuz etkiyi en aza indirmek için ebeveynlerin konuşmalarında dikkatli olmaları gerektiğini belirtti.

Ekleme: 26.09.2020 10:25:06 / Güncelleme: 26.09.2020 11:21:47 / Güncel / Adıyaman Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Virüsün birçok alanda insanları etkisi altına alabildiğini belirten Turan, "Bir virüs evresini yaşıyoruz. Coronavirus solunum yoluyla bulaşan bir hastalık. Covid-19 ise Coronavirus ailesinden bir şube. Bu virüs çok uzun soluklu diyemeyeceğiniz bir salgın, böyle bir müspet bir cümle kullanalım. Geçmişte de birçok virüsler olmuş, salgın hastalıklar yaşanmış ama hiçbir virüs 18 ay yaşamamış. Buradan da şu mesajı alabiliriz, mart ayında bu olay başladı ülkemizde, yaklaşık 6-7 ay kadar olmuş. 10 ay sonra biz bu virüsün artık tarihe karışacağını ümit ediyoruz. Bu virüsün bizde fizyolojik etkiler bıraktığı kadar ruhsal yönden de etkileri olabilmektedir. Virüsten kaynaklı yalnızlık, dışlanma, endişe, tehdit, bu tür duygular kendini gösteriyor, bu etkileri de en aza indirmek için de ailelere birtakım görevler düşüyor." dedi.

 

"Coronavirus ile ilgili bilgileri bilimsel kaynaklardan, sağlam yerlerden alalım"

Covid-19'a karşı psikolojik olarak da güçlü olmak için sağlam kaynaklardan haber almanın önemini ifade eden Turan, "Biz bu Coronavirus ile ilgili bilgileri bilimsel kaynaklardan, sağlam yerlerden aldıkça etkileri minimize edebiliriz. Virüsün etkileri özellikle daha kırılgan daha narin olan çocuklarda görülebilir, bundan dolayı okulda birtakım etkileri olacak. Okullar kademeli bir şekilde açılıyor, şu an ana sınıfları bu hafta bir gün gidiyor, haftaya 2 gün gidecekler. İlkokullar keza böyle, ortaokullardan 8'inci sınıflar, liselerde 12'nci sınıflar okula gidiyor. Çocuklar bir nebze olsa da bir kalabalık ortam yaşayacak. Bu kalabalık ortamda da fikir alışverişleri olacak, birbirine takılmalar olacak. Çocuklar arasında sizin mahallenizde, sizin binanızda, sen bana virüs bulaştırdın gibi, söylemler baş gösterecek. Ama biz biliyoruz ki bu virüs sosyo-ekonomik düzeye ya da iyi semte, fakir semte bakmıyor. Bu etkiler baş gösterecek, bu noktada öğretmenlere, ailelere çok ciddi görevler düşüyor. Biz temizliğe mesafeye dikkat ettiğimiz ölçüde, okul sürecindeki bu etkileri en sağlıklı şekilde atabileceğimizi düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"Psiko-eğitimi sınıf öğretmenleri öğrencilerine işliyor"

Okul sürecinde psiko-eğitimin önemli olduğuna değinen Turan, "MEB okulların açılması ile beraber Covid-19'un etkilerini en aza indirme adına birtakım faaliyetlerde bulundu. Psiko-eğitim adı altında çok güzel programlar ortaya koydu. Bu psiko-eğitimi sınıf öğretmenleri öğrencilerine işliyor. Bu etkinlikler işlendiği zaman bu virüsü daha kolay yenebileceğiz ya da ne şekilde bir tutum sergileyeceğimizi ortaya koyuyor. Bu noktada bakanlığın hazırladığı eğitimleri sıkı şekilde takip edersek çok faydalanacağımızı ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.

Covid-19 sürecinde anne babalara, öğretmenlere, büyüklere çok büyük vazifeler düştüğü vurgulayan Turan,  "3 yaşındaki, 6 yaşındaki çocuk kimi model alacak? Onun idoli kim? Anne, babası. Eğer anne baba bu Covid-19'u evde çok işler, çok kaygı verici, endişe verici ifadeler kullanırsa çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmesi daha fazla olacaktır. Bu noktada ölçü çok önemlidir. Dediğim gibi bilimsel kaynaklardan, sağlam haber ajanslarından beslenirsek çocuklarımızı bu noktada daha sağlıklı bir şekilde yönlendirebiliriz. Anne, babalar pandemiyi sürekli konuşur, sürekli şu kadar insan ölmüş, şurada şu olmuş, burada bu olmuş derse bu çocuk uyku problemi, iştahsızlık yaşayacak, rüyalarına girecek. Bu noktada ebeveynler çok ama çok tutarlı ifadelerle ev içerisinde bunu konuşmalı. Hiç konuşmasak çocuk belki de pandemiyi hiçe sayacak tedbirlere dikkat etmeyecek. Aşırı konuşursak endişe düzeyi tavan yapacak. Ama biz bunu mantık ölçüsünde tutarsak bu süreci daha sağlıklı atlatacağız." dedi.

Pandemi sürecinde sosyal medya kullanımın da arttığına değinen Turan, şöyle devam etti:

"Sosyal medya, haber ajansları, twitter, Instagram, telegram var. Teknoloji, pandemiyle beraber hayatımızın içerisine çok girdi. Yani şu an evinde tablet, akıllı telefon olmayan aile kalmadı. Biz bu durumda seçici olmazsak, ayırt edici olmazsak ne olur? Sosyal medya bizim kaygı düzeyimizi artıracak, belki de bizi panik atakğa sevk edecek. Bu noktada sosyal medyayı çok sağlam kullanmalıyız, dediğim gibi sağlam haber kanallarını takip ettiğimiz ölçüde biz bu süreci daha kolay atlatırız." (İLKHA)





Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar