Konut piyasasında artan baskı, kiracı ile ev sahibini karşı karşıya getirdi. Yükselen enflasyon, sınırlı kira artışları ve ağır işleyen tahliye süreçleri, taraflar arasındaki gerilimi her geçen gün tırmandırırken; uzmanlara göre kiracıyı korumak için hazırlanan mevcut yasal düzenlemeler bugün ev sahiplerini ciddi biçimde mağdur eden bir krize dönüştü. Türkiye genelinde yaşanan son örnekler, sorunun artık bireysel anlaşmazlıkları aşıp toplumsal bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Ancak kiracıları da mağdur eden ev sahiplerinin kötü niyetlerine de engel olması açısından olumlu yanları olsada her iki tarafı da düşünerek bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor.
Taraflar arasındaki gerilim gün geçtikçe daha da artırıyor. Hukuk sisteminin bu hızlı değişime ayak uyduramaması, sorunları çözmek yerine derinleştiriyor.
“Ev Sahibi Sistem İçinde Güçsüz Kaldı”
Hukukçulara göre, kiracıyı korumak amacıyla oluşturulan düzenlemeler ekonomik dengelerin sert şekilde değişmesiyle işlevini yitirdi. Tahliye için gerekli şartların ağır olması ve bazı kötü niyetli kiracıların bu boşlukları suistimal etmesi, ev sahiplerinin hareket alanını da daraltıyor. Ancak bazı kötü niyetli ev sahiplerine de engel oluyor.
Uzmanlar, mevcut sistemin mülkiyet hakkını yeterince koruyamadığını ve dengenin kiracı lehine aşırı kaydığını savunuyor.
“Borçlar Kanunu Güncellenmeli” Çağrısı
Hukuk çevreleri, hem sosyal hassasiyeti hem de mülkiyet hakkını koruyan yeni bir denge modelinin zorunlu hale geldiğini vurguluyor. Öne çıkan öneriler ise şöyle:
-
Tahliye süreçlerinin hızlandırılması
-
Kira artış sisteminin ekonomik gerçeklere göre yeniden tanımlanması
-
Kira uyuşmazlıklarında tıkanan mekanizmaların modernize edilmesi
Yaşanan Olaylar Krizin Boyutunu Gözler Önüne Seriyor
Kadıköy’de yaşanan bir olay, tartışmaları alevlendirdi. Evinin satışını yapmak isteyen bir ev sahibi, kiracının evi göstermeyi reddetmesi nedeniyle aylarca ilerleme kaydedemedi. Kiracının şikâyeti üzerine açılan dava tazminatla sonuçlandı.
Benzer bir başka olayda ise kiracının evi göstermemesi nedeniyle ev sahibi, potansiyel alıcıya evi yüzde 30 indirimle satmak zorunda kaldı ve ciddi maddi kayıp yaşadı.
Arabuluculuk Başvurularında Rekor Artış
Sorunun boyutu rakamlara da yansıdı. 2025 yılında “kiralananın tahliyesi” başlıklı başvurular 125 bini aşarken, toplam kira uyuşmazlığı sayısı 443 bin 679 olarak kayıtlara geçti.
Bazı kiracıların tahliye için “100 bin TL isterim” gibi taleplerle pazarlık yaptığı belirtilirken, uzmanlar bu durumun artık sadece hukuki değil, toplumsal bir krize dönüştüğünü ifade ediyor.
Ev sahipleri, mevcut yasal düzenlemenin kendilerini korumadığını ve Borçlar Kanunu’nun güncellenmesinin kaçınılmaz hale geldiğini dile getiriyor. Uzmanlara göre gerekli adımlar atılmazsa, kiracı–ev sahibi çatışmaları önümüzdeki dönemde daha da sertleşebilir.