HAMAS, Netanyahu’nun, Mısır, Ürdün ve Suriye gibi Arap ülkelerinin topraklarını da kapsayan sözde “büyük israil vizyonu” hakkındaki açıklamalarının, işgalin bölge ülkeleri ve halkları için oluşturduğu tehlikeyi ve hiçbir ülkeyi dışlamayan yayılmacı planlarını ortaya koyduğunu belirtti. Hareket, bu faşist sözlerin, Gazze’deki Filistin halkının direncini desteklemek için ciddi adımlar atılmasını, siyonist işgali ile ilişkilerin kesilmesini, büyükelçilerin geri çağrılmasını, tüm küçük düşürücü normalleşme adımlarının durdurulmasını ve işgale karşı durma seçeneğinde birleşilmesini gerektirdiğini ifade etti.
HAMAS, Netanyahu’nun bu suç vizyonunu gerçekleştirmek için “tarihi ve ruhani bir görevde” olduğunu söylemesinin, onun davranışlarını yöneten delilik ve hezeyan halini yansıttığını belirtti. Hareket, iktidardaki aşırı sağcı grubun Gazze halkına karşı bir soykırım ve vahşi aç bırakma savaşı yürüttüğünü ve saldırısını bölge ülkelerine genişletmeye çalıştığını vurguladı.
HAMAS, uluslararası toplumu bu açıklamaları kınamaya, Netanyahu ve hükümetini dizginlemek için harekete geçmeye, Gazze’deki masum sivillere yönelik vahşi savaşını durdurmaya ve bölgesel ile uluslararası güvenliği tehdit eden saldırganlığı genişletme emellerine karşı koymaya çağırdı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Gazze’de savaş suçu işlemekle suçlanan Netanyahu, önceki gün işgal rejiminin i24 kanalına verdiği röportajda, “tarihi ve ruhani bir görev” yürüttüğünü ve “büyük israil vizyonuna” duygusal olarak bağlı olduğunu söylemişti.
Katil Netanyahu’nun sözleri, işgalcilerin Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve aç bırakma savaşı sırasında ve işgal rejimindeki aşırı sağın, Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne uzanan “büyük israili" kurma hedefi doğrultusunda genişleme ve ilhak çağrılarının yükseldiği bir dönemde geldi. (İLKHA)
Arap Dünyasından
NETANYAHU’NUN
AÇIKLAMALARINA TEPKİ
Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Ürdün ve Arap Birliği, katil Netanyahu’nun Mısır ve Ürdün’ün bazı bölgelerini kapsayan “büyük israil” projesine yönelik sözlerini kınayarak, bunların uluslararası hukuka aykırı, provokatif ve bölge güvenliğini tehdit eden açıklamalar olduğunu belirtti.
Kudüs
Suudi Arabistan, işgal hükümeti elebaşısının sözde “büyük israil vizyonu” hakkındaki açıklamalarını kınayarak, işgal makamlarının benimsediği tüm yerleşimci ve yayılmacı fikir ve projeleri tamamen reddettiğini duyurdu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, yayımladığı bildiride, Filistin halkının kendi topraklarında bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkının, ilgili uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, tarihi ve hukuki bir hak olduğunu vurguladı. Bakanlık, “Krallık, israil işgalinin uluslararası meşruiyetin temellerini baltalayan, devletlerin egemenliğine açıkça saldıran ve bölgesel ile küresel güvenlik ve istikrarı tehdit eden ihlallerini artırması konusunda uluslararası toplumu uyarıyor.” ifadesini kullandı.
KATAR
Katar, Netanyahu'nun “büyük israil vizyonu” ile ilgili açıklamalarını kınadı. Katar Dışişleri Bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, bu söylemlerin, işgalin kibirli yaklaşımının, krizleri ve çatışmaları körükleme siyasetinin, devletlerin egemenliğine, uluslararası hukuka, BM Şartı’na ve uluslararası meşruiyet kararlarına yönelik açık bir saldırının devamı niteliğinde olduğunu belirtti.
Açıklamada, işgalin asılsız iddiaları ve kışkırtıcı, sorumsuz beyanlarının Arap devletleri ve halklarının meşru haklarını ortadan kaldıramayacağı vurgulandı. Katar, bu tür provokasyonların bölgeyi daha fazla şiddet ve kaosa sürüklediğini belirterek, uluslararası toplumun birlik içinde karşı durması gerektiğini ifade etti. Katar, bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrarı pekiştirecek, adil, kapsamlı ve sürdürülebilir barışa ulaşmayı hedefleyen tüm çabalara tam destek verdiğini yineledi.
ARAP BİRLİĞİ
Arap Birliği Genel Sekreterliği, Netanyahu’nun, egemen Arap devletlerinin bazı bölgelerinin koparılarak “büyük israil” adı altında ilhak edilmesi gerektiğine dair açıklamalarını kınadı. Genel Sekreterlik, bu açıklamaların, Arap ülkelerinin egemenliğinin gasp edilmesi anlamına geldiğini ve bölge güvenliği ile istikrarını baltalama girişimi olduğunu ifade etti. Bu tür beyanların, ortak Arap ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğuna, uluslararası hukuka ve meşruiyet ilkelerine açıkça meydan okuduğuna dikkat çekilen açıklamada ayrıca, kabul edilemez ve hoşgörülemeyecek saldırgan ve yayılmacı niyetleri ortaya koyduğu belirtildi. Arap Birliği, BM Güvenlik Konseyi’ni bu aşırı ve istikrar bozucu açıklamalara karşı sorumluluk almaya, bölgedeki nefret ve reddiyeyi artıran bu söylemlere güçlü şekilde karşı çıkmaya çağırdı.
ÜRDÜN
Ürdün Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, Netanyahu’nun “büyük israil vizyonu”na bağlı olduğunu ifade eden açıklamalarını, “tehlikeli, kışkırtıcı bir tırmanış, devletlerin egemenliğine tehdit, uluslararası hukuka ve BM Şartı’na aykırı” olarak nitelendirdi. Bakanlık Sözcüsü Büyükelçi Süfyan el-Kudat, Ürdün’ün bu kışkırtıcı açıklamaları kesinlikle reddettiğini belirtti. Kudat, işgal rejimi elebaşlarının dillendirdiği bu “absürt hayallerin” Ürdün’ün ve Arap ülkelerinin haklarına zarar veremeyeceğini, Filistin halkının meşru ve devredilemez haklarını ortadan kaldıramayacağını vurguladı.
Kudat, bu söylemlerin ve uygulamaların, işgal hükümetinin kriz içindeki durumunu ve Gazze ile Batı Şeria’ya yönelik saldırılarının sürmesiyle uluslararası izolasyonunu yansıttığını belirtti. Ayrıca bu iddiaların, aşırıcı işgal hükümeti üyelerinin şiddet ve çatışma döngüsünü sürdürmeye teşvik eden söylemleri olduğunu ifade eden Kudat, bunlara karşı uluslararası toplumun net bir tavır alması gerektiğini söyledi. Kudat, bölgenin istikrarı ile uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden tüm kışkırtıcı işgal rejimi adımlarının ve açıklamalarının derhal durdurulması çağrısında bulundu. (İLKHA)
Dünya âlimlerinden net mesaj:
FİLİSTİN’E YARDIM ETMEK
İMAN BORCUDUR!
80'den fazla ülkeden müftü, âlim ve uzmanların katıldığı 10. Uluslararası Fetva Konferansı'nda, Filistin davasının İslam dünyasının ortak meselesi olduğu vurgulandı. Katılımcılar, Gazze'ye acil insani yardım çağrısı yaptı.
Kahire
Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen 10. Uluslararası Fetva Konferansı, Filistin'e destek vurgusuyla sona erdi. 12-13 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen ve 80'den fazla ülkeden müftü, âlim, bakan ve uzmanların katıldığı etkinlikte, "Filistin halkına yardım etmenin dini ve milli bir farz olduğu, bu konuda asla gevşeklik gösterilemeyeceği" mesajı verildi. Daru’l İfta'nın ev sahipliğinde "Yapay Zekâ Çağında Bilge Müftü Yetiştirme" başlığıyla gerçekleştirilen konferans, 5 bilimsel oturum ve 4 interaktif çalıştayda hem şer'i temeller hem de fetva alanında yapay zekâ uygulamaları üzerine tartışmalar yürüttü.
Mısır Müftüsü ve Dünya Fetva Kurumları Genel Sekreteri Dr. Nazir Ayad, kapanış konuşmasında, konferansın en önemli çıktısının Filistin davasının merkeziliğinin teyidi olduğunu belirtti. Katılımcılar, Filistin halkına yönelik insani yardımın engellenmeden ulaştırılması, Gazze'ye yönelik soykırımın durdurulması ve ablukanın kaldırılması çağrısında bulundu. Tavsiyelerde ayrıca İslam dünyasında birlik, ihtilafların giderilmesi, yapay zekâ kullanımında İslami değerler çerçevesinde etik kurallar belirlenmesi, çevre sorunlarının fetva kurumlarının öncelikleri arasına alınması gibi konular da yer aldı.





