Çek Cumhuriyeti’ndeki Charles Üniversitesi ve Masaryk Üniversitesi’nden araştırmacılar, ileri düzeyde İngilizce bilen Çek katılımcıların, İngilizce okurken sadece akıcılık kazanmakla kalmayıp, aynı zamanda ana dili İngilizce olan bireylerin bilişsel zayıflıklarını da benimsediklerini buldu.
Araştırmanın odak noktası, İngilizce'de sık görülen “uyum çekimi yanılsaması (agreement attraction)” adlı bir dilbilgisel işlem hatasıydı. Bu hata, beynin bazen fiili özne yerine yakınındaki başka bir isme göre çekimlemesiyle oluşuyor. Örneğin:
“The blanket on the babies were small”
Bu cümlede “were” fiili, doğru olmasa da çoğul “babies” kelimesi nedeniyle beynimiz tarafından bir anlığına kabul edilebiliyor. Oysa özne “blanket” tekil ve doğru fiil “was” olmalıydı.
Araştırma ekibi, bu tür bir yanılsamanın Çekçe'de neredeyse hiç görülmediğini daha önceki çalışmalarında göstermişti. Zengin dilbilgisel yapısı sayesinde, Çekçe konuşanlar genellikle cümledeki gerçek özneye odaklanıyor ve dikkatlerini dağıtan kelimelere takılmıyor. Bu nedenle Çekçe, “uyum çekimine dirençli” bir dil olarak tanımlanıyor.
Ancak yeni çalışmada, yaklaşık 600 Çek katılımcı İngilizce cümleleri okuduğunda, bu yanılsamaya İngilizce ana dili konuşanlarla neredeyse aynı oranda kapıldıkları görüldü.
Baş araştırmacı Dr. Jan Chromý durumu şöyle açıklıyor:
“En çarpıcı bulgu, işleme biçimindeki net farktı. Katılımcılar kendi dillerine özgü güvenilir stratejileri İngilizce’ye taşımadı. Bunun yerine, tamamen İngilizce’ye özgü bir işleme moduna geçtiler. Hatalar da dâhil olmak üzere cümleleri, tıpkı ana dili İngilizce olan biri gibi işlediler.”
Araştırma yalnızca ikinci dilin bilişsel yapısının benimsendiğini değil, aynı zamanda ana dilin bazı durumlarda devreye girerek okuma stratejilerini yeniden şekillendirebileceğini de gösterdi.
Katılımcılar önce Çekçe’de benzer bir okuma testi yaptığında, ardından haftalar sonra İngilizce testi çözdüklerinde, yanılsama neredeyse tamamen ortadan kalktı. Ana dilin aktif şekilde kullanılması, beynin özneye daha fazla odaklanmasını sağlamış ve bu strateji geçici olarak İngilizce’ye de taşınmıştı.
Chromý bu durumu şöyle yorumluyor:
“Görünüşe göre beynimiz ikinci bir dilin ‘hatalı’ alışkanlıklarını benimseyebilecek kadar esnek; ama aynı zamanda ana dil, daha güvenilir bir işleme tarzını geçici olarak geri getirebiliyor. Bu da dil işleme şeklimizin sabit değil, son derece dinamik olduğunu gösteriyor.”





