HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında zorunlu eğitimin dezavantajları olduğunu belirterek lise kademesinin zorunlu olmaktan çıkartılması gerektiğini ifade etti.
Gazze’de yaşanan insanlık dramına değinerek basın toplantısında başlayan Dinç, “Gazze için sözden öte bir şeyler yapılması gerekiyor. Soykırım sadece Gazze’yle de sınırlı değil. Maalesef bu siyonist işgalci terör şebekesi israil, sadece Filistin’i değil; bölge ülkelerini ve Ortadoğu’yu adeta ateşe veriyor, istikrarsızlığa sürüklüyor. Kuduz stratejisiyle de memleketlerimizi ateşe vermeye devam ediyor.” dedi.
Dinç, siyonist terör rejiminin Gazzelileri mülteci konumuna düşürmek istediğini belirtti. Dinç, konuşmasının devamında direniş güçlerinin bazı bölge ülkeleri tarafından silahsızlandırılmak istenmesini ise kabul edilemez olarak nitelendirdi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in "Avrupa Birliği-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın askıya alınması" çağrısının kıymetli olduğunu vurgulayan Dinç, “Bu çağrı desteklenmeli; vicdanını kaybetmeyen dünya ülkeleri de bu sese kulak vermelidir. Ne yazık ki, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi birçok ülke tüm bu vahşete rağmen terör rejimiyle ilişkilerini sürdürüyor, "normalleşme" konularını gündeme getiriyor. Bu durum sadece Filistin halkına değil, tüm İslam ümmetinin ortak vicdanına ihanettir.” şeklinde konuştu.
İslam dünyasının sessiz kalamaması gerektiğini belirten Dinç, “İslam ülkelerindeki kardeşlerimiz sadece dayanışma göstermekle kalmamalı; aynı zamanda yöneticilerini harekete geçirecek eylemler ve çalışmalar yapmalıdır. Çünkü idareciler bu soykırıma karşı sessiz kalmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Gazze’de acil ateş kes çağrısı yapan Dinç, terör rejiminin Gazze’den kalıcı bir şekilde çıkarılması gerektiğini belirtti. Dinç, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Siyonist terör şebekesinin bu soykırımı durdurulana kadar, Gazze asla gündemden düşmemelidir.”
Zorunlu eğitim üniversite mezunu işsizler ordusu oluşturuyor
Gençlerin zorunlu eğitim nedeniyle hayata hazırlanmada geciktiğini belirten Dinç, “12 yıllık zorunlu eğitim süreci, bir gencin 18 yaşına kadar pratik değil, teorik eğitimle meşgul olması demek. Bu da gencin sahada meslek edinme, becerilerini ve üretkenlik potansiyelini ortaya koyma fırsatını elinden alıyor. 18 yıl sonra üniversite kapısına giren genç, mesleğini orada belirlemeye çalışıyor. Üniversite sonrası ise iş bulma görevi adeta devlete yükleniyor ve maalesef üniversite mezunu işsizler ordusu oluşuyor. Çoğu mezun, elinde "işsizlik belgesi" gibi kalan diplomalarla kalakalıyor. Çünkü zorunlu eğitim sürecinde bir meslek öğrenemediler.” dedi.
Yapılan anketler ve saha araştırmalarında zorunlu eğitimin dezavantajlarının gözler önüne serildiğini belirten Dinç, “Zorunlu eğitimden; okul yöneticileri, aileler, öğrenciler ve ebeveynler şikâyetçi. Bu nedenle, gençlerin potansiyelini ve üretkenliğini ortaya çıkaracak, onlara meslek kazandıracak bir eğitim sistemi geliştirilmeli. Özellikle lise kademesi zorunlu olmaktan çıkarılmalı; isteyen genç okumalı, ancak kimseye "okuyacaksın" dayatması yapılmamalıdır. Gençler kendi yeteneklerini keşfetmeli.” şeklinde konuştu.