• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Adanalılar deprem korkusunu hala atlatmadıklarını paylaştı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Adana'da 13 bina tamamen yıkılmış, 418 hayatını kaybederken 34 kişi de sağ kurtarılmıştı.

Adana'da 3 bine yakın ağır hasarlı binanın yıkımı hala devam ederken, hafif hasarlı binaların güçlendirme çalışmaları sürüyor.

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ise, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen kentte 1589 deprem konutunun tesliminin şubat ayı sonuna kadar gerçekleştirileceğini paylaştı.

7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremin etkilerinin devam ettiğini belirten Adanalılar, depremde yaşadıkları o anları İLKHA muhabirine anlattı.

"Korkunçtu"

Berk Serin

Depreme uykuda yakalandığını ve telaşla dışarı çıktığını söyleyen Berk Serin, "Deprem gece saatlerinde oldu. Bir sallantıyla uyandık, uyku sersemliği nedeniyle pek bir şey hissetmedik ve sonradan deprem olduğunu anlayınca bir telaşla dışarı çıktık. Depremin dinmesini bekledik ama dinmiyordu, yaklaşık 1 dakika falan sürdü. Yani korkunçtu, öncelikle onu söylemem lazım. Özellikle çocukların ağlaması insanı korkutuyordu. Yatıyordum kalktığımda annemleri uyandırdım, onları dışarı çıkarttım ve telefona bakıp arkadaşlarımı aradım iyiler mi diye. Deprem bize bilinç kazandırdı. Deprem konusunda, depremden önce kimse depreme dikkat etmiyordu, kimsenin evlerinde ilk yardım ve erzak çantası yoktu. Bununla beraber binalar artık depreme dayanıklı yapılmaya başlandı. Maddi ve manevi zararlarla insanlar yakınlarını kaybetti, en önemlisi de yakınlarımızı kaybetmemizdi. Korku psikolojisini ailemdekiler hala atlatabilmiş değil, ben İstanbul'da okuyorum. Oranında deprem tehlikesi var, orada da biraz korku yaşıyorum. Bu nedenle çok da atabilmiş değilim. İnşallah bir daha böyle bir şey yaşanmaz. Önlemlerimizi alalım daha sonrasında üzülmeyelim." şeklinde konuştu.

"Tanıdığımız insanlardan kayıplarımız oldu"

Mehmet Uçar

Deprem gecesi yağmur yağdığını ve eve giremedikleri için ıslandıklarını aktaran Mehmet uçar, "Sabaha karşıydı, yağmur yağıyordu. Bir ses ve gürültü ile kalktık. Tabi evdekileri kaldırdım, çocuklarımı, hanımı kaldırdım. Bir şey yıkılırsa zarar görmeyeceğimiz bir yere durduk. Yağmurun altında ıslandık fakat ona da dua ettik. Tanıdığımız insanlardan kayıplarımız oldu. Allah onların acılarına hafiflesin, korkunç şeyler yaşadık kısacası." dedi.

"Ayağa kalkıp olduğum yerde kalakaldım"

Berkan Ekşi

Daha önce deprem yaşamadığını ve ilk kez 6 Şubat'ta depremle tanıştığını belirten Berkan ekşi, "Üniversite öğrencisiyim. O gece uyuyordum, sonra birden bir şey olduğunu fark ettim, uyandığımda kendimden geçtim ve ne olduğunu da anlayamadım. Hayatımda daha önce deprem yaşamamış birisi olarak, avizenin çok fena bir şekilde sallandığını fark ettim. Sonra çok korktum, ayağa kalkıp olduğum yerde kalakaldım. Dışarı çıkmak bile aklıma gelmedi, sonra deprem biraz yavaşlayınca kendime geldim ve konuyu anlayıp dışarı kaçtım. Milyonluk evlerin içinde, insanlar daha borcunu öderken onlara tabut, mezar oldu o evler. Bu da demek oluyor ki dünya malı gerçekten dünyada kalıyor. O mal seni öldürebiliyor. Asla deprem kader değildir, tedbirsizlik de var. Umarım daha doğru bir yerleşim düzeni, daha bilinçli insanlarla, herkes mesleğini düzgün yaparsa daha iyi olur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"Bir bardak çay bile ne kadar kıymetliymiş"

Osman Ünal-Elif Ünal

Deprem gecesi korkuyla eve tekrardan giremediklerini ve arabalarda kaldıklarını kaydeden Osman Ünal-Elif Ünal çifti, "Akşamdı baya sarsıldık, yerimizden fırlayıp dışarı çıktık. Dışarısı yağmurdu, o gün tekrardan biz içeri girdik ve tekrardan deprem olunca bir daha dışarı çıktık ama çok kötüydü. Biz dışarıda arabalarda kaldık. Allah bir daha kimseye göstermesin. Bulunduğu mahallede evlerin yıkıldığını söyleyen Ünal çifti, Belli bir süre camide kaldık. Çok kötü bir zamandı, içerilere giremedik korkudan. Bizim evimiz müstakil fakat karşımız apartman olduğu için pek güvenemedim. Huzur evlerinde binalar yıkıldı, tanıdığım insanlar vefat etti, Allah rahmet eylesin. Deprem bize hiçbir şeyin kıymetli olmadığını öğretti. Biz oturup bir bardak çay bile içemiyorduk evimizde. Demek ki bir bardak çay bile ne kadar kıymetliymiş, ne kadar değerli bir şeymiş, kuru bir bardak çay bile. Mesela evimizde oturamıyorduk, yatamıyorduk, geceleri nöbet tutuyor öyle yatıyorduk. Yatmaya bile muhtaçtık, ben hala o korkudayım. Yazmamı (başörtüsü) bir köşede tutuyorum, yazman bir köşede çıktığım zaman kapının oradan direk alabileyim, o şekilde bile bilinçaltımıza yerleşmiş. Hiçbir zamanda geçeceğini düşünmüyorum." sözlerini kullandı.

"Soğukta yatmak çok zor"

Filistin'de sokakta kalanların görüntülerinin, kendisine deprem sonrasını hatırlattığına vurgu yapan Ünal,  "Mesela Filistin, insanları görüyorum ya bir şekilde çamurun üstünde yatıyorlar, ya diyorum ki 'soğukta yatmak çok zor, biz de arabalarda falan yattık, ısınamıyorduk.' Sabaha kadar o şekilde yatıyorduk, o nedenle Allah Filistinlere yardım etsin, çok zor. Biz de gördük ya biliyorum, onları görünce falan çok üzülüyorum. Biraz da olsa insan onları anlıyor." diye konuştu.

"Deprem kendimize gelmemizi istedi"

Mithat Öztürk

Depremde yaşananlardan gereken dersin çıkarılmadığını ifade eden Mithat Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

"Deprem bize kendimizi görmemizi, kendimize gelmemizi istedi. Biz ibret aldık mı? Hayır, almadık. Daha fazla kötülük yapmaya başladık yani şu deprem bizi ayıktırıp duruyor; 'kendinize gelin' diyor, gelen var mı? Daha kötüsü olduk. Cenabı Allah memleketimizi her türlü kötülükten korusun, her yerde bolluk bereket olsun."

"Allah'tan gelen bir şey, boyun eğeceğiz"

Dursun Öztoprak

Aslen Sivaslı olan, 52 senedir de Adana'da yaşadığını söyleyen Dursun Öztoprak ise, şunları kaydetti:

 "O deprem gecesinde yağmur yağıyordu. O panikle dışarı kaçtık, kapılar da açılmıyordu. Dışarı çıktım, dışarıda yağmur, çocuklar telefon açtı 'baba bir şeyin var mı?' diye sordular. Şu an dışarıdayız, yağmur da üstümüzde yağdı dedim. Velhasılıkelam öyle bir rezillik yaşadığımız bir gece oldu. Buna da çok şükür. Yalnız bizim akrabalardan üç kişi öldü. Çoluk çocuk her biri bir yerde, onlarda panik yapıp arabalarda kalmışlar. Cenabı Allah'tan gelen bir şey, kuldan gelmedi ki; onun için ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara da baş sağlığı ve uzun ömürler dileyeceğiz. Bundan başka elimizden gelecek bir şey yok. Hem canımız hem malımız gidiyor ama Allah'tan gelen bir şey, yalnız buna boyun eğeceğiz başka bir şey yapamayız." (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir