ASTP Başkanı Kır: Fiilen ve hukuken israil soykırımcıdır
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin siyonist rejim aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı "soykırım" davasını değerlendiren ASTP Başkanı Mustafa Kır, "israilin soykırımcılığının tescillenmesi Güney Afrika Cumhuriyeti’nin uluslararası arenada kazandığı bir zafer olduğu kadar İnsanlık onurunun da zaferidir." dedi.
Güney Afrika'nın, siyonist işgal rejimine, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı soykırım davası ile ilgili Ankara Sivil Toplum Platformu (ASTP) Başkanı Mustafa Kır, yaptığı yazılı açıklama ile değerlendirdi.
Siyonist işgalcilerin 7 Ekim'den bu yana Filistin toprakları üzerinde Gazze halkına yönelik olarak, vahşet, soykırım, etnik temizlik ve zorla göç ettirme gibi işlediği suçlardan dolayı Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 1948 tarihli Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne istinaden 29 Aralık 2023 tarihinde Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) nezdinde açtığı davanın ara kararı açıklandığını hatırlatan Kır, "Mahkeme siyonist israilin soykırım suçu işlediğine hükmettiğini belirtti." dedi.
Lahey’de de vicdanlı hakimlerin olduğunu aktaran Kır, "Siyonist işgalci israil tarafından 7 Ekim’den bu yana hiçbir hedef gözetmeksizin, 11 binden fazlası çocuk, 7 bin 500’den fazlası kadın olmak üzere 26 bin 500 Filistinli bebeklerin, çocukların, kadınların, eli silah tutmayan masum insanların şehit edilmesi, 66 binden fazlasının yaralanması ve sakat bırakılması ayrıca binlerce cesedin bina yıkıntıları ve molozların altında çürümeye terk edilmesi, savaşlarda kullanılması yasak bombaların kullanılması, yerleşim alanlarının, hastanelerin, okulların, mabetlerin yerle bir edilmesi, 2,5 Milyon Gazze halkının tamamına yakınının rotasyona tabi tutulması sebebiyle israilin savaş hukukunu çiğnediğine yaptıkları işgalin, vahşetin, etnik temizliğin ve göçe zorlamanın, öldürmek için hedef seçtiği kitlenin özellikle çocuklardan ve kadınlardan oluşmasının temel gıda, su, ilaç elektrik gibi insani gereksinimlerin ulaşımını engellemenin Filistinli sivillerin hayatlarını tehdit eden düşmanca operasyonların Uluslararası Adalet Divanında görevli yargıçlar tarafından BM’in ortaya koyduğu soykırım şartlarını taşıdığına ve israilin bilinçli bir soykırım yaptığına hükmetmesi; dini, dili ve ırkı ne olursa olsun vicdanların hala ölmediğinin ve adalet mekanizmasının Lahey’de çalıştığının göstergesidir." ifadelerine yer verdi.
"Filistin savaşında İslam ülkeleri sınıfta kaldı"
İşgalciler ile Filistin savaşında İslam ülkelerinin sınıfta kaldığını aktaran Kır, "İsrailin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve insanlık suçu karşısında kınamanın ve laf üretmeninin ötesine geçemeyen İslam coğrafyasının yöneticileri ve İslam İş birliği Teşkilatına mensup ülkeler ne yazık ki sınıfta kalmıştır. İsraile karşı Uluslararası Adalet Divanı nezdinde israil aleyhinde açtığı soykırım davası sebebiyle emperyalist küresel güçlerden ülkelerine gelebilecek her türlü siyasi, askeri ve ekonomik saldırıyı göze alarak, ilk adımı, Müslümanların (yüzde 1,52) azınlıkta kaldığı, halkının yüzde 79,7'si Hristiyan olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin atması son derece önemli ve anlamlıdır." şeklinde belirtti.
"İşgalciler sadece ICJ nezdinde değil, dünya kamuoyunun vicdanında da mahkûm olmuştur"
UAD’nın soykırım kararının siyonist işgalcilere ve işbirlikçilerine indirilen bir tokat olduğu aktaran Kır, devamında şunları belirtti:
"Diğer taraftan Uluslararası Adalet Divanıda (ICJ) görevli olan ABD, Rusya, Slovakya, Fransa, Fas, Somali, Çin, Uganda, Hindistan, Jamaika, Lübnan, Japonya, Almanya, Avustralya ve Brezilya ülkelerinden görevli 15 yargıcın ülke yönetimlerinin israil-Filistin meselesine ilişkin politikalarına rağmen vicdanlarının sesini dinleyerek 15’e karşı 2 ret oyu gibi ezici bir çoğunlukla israilin soykırımcı olduğuna hükmetmeleri de ayrıca takdire şayan bir durumdur. Şunu ifade etmek isterim ki, Uluslararası Adalet Divanının israil hakkında aldığı soykırım kararının sadece siyonist israile karşı indirilmiş bir tokat değil, aynı zamanda israil tarafından Filistin halkına karşı işlenen insanlık dışı vahşete rağmen hala israilin yanında yer alan israil saflarında yer alan Filistin halkına karşı savaşmak üzere asker, silah ve mühimmat gönderen başta ABD ve işbirlikçilerine karşı da indirilen okkalı bir tokattır. Uluslararası anlamda birçok suça bulaşan, 75 yıldan beri Filistinli çocuklara tecavüz eden, sivilleri öldüren, çocukları, gençleri zindanlarda çürüten, Uluslararası hukuka rağmen Kudüs’e çöken, Mescidi Aksa’yı işgal eden sadece Ortadoğu’nun değil dünyanın güvenliğini tehdit eden, işlediği cürümlerden dolayı uluslararası arenada ABD tarafından sürekli aklanan sözde siyonist israil devleti sadece uluslararası adalet divanı nezdinde değil, dünya kamuoyunun vicdanında da mahkûm olmuştur."
"İslam ülkeleri, soykırımcılığı tescillenen siyonist israil ile normalleşme süreçlerini devam ettirmekten vaz geçmeyecekler mi?"
İmtihan sırasının İslam ülkelerinin yöneticilerinde olduğunu vurgu yapan Kır, "Şimdi imtihan sırası İslam coğrafyasında veya İslam İş birliği Teşkilatına üye devletlerde! Soykırımcılığı tescillenen siyonist israil ile normalleşme süreçlerini devam ettirmekten vaz geçmeyecekler mi? Askeri, siyasi, ticari ve diplomatik ilişkilerini hala sürdürecekler mi? Gelinen noktada bütün Dünya’nın gözleri önünde siyonist israilin Filistin halkına karşı uygulanan soykırım karşısında askeri müdahale veya Uluslararası Adalet divanı nezdinde dava açma yürekliğini gösteremeyen İslam ülkelerinden beklentimiz siyonist israille siyasi, ticari ve diplomatik ilişkilerini sonlandırmaları, limanlarını üslerini israil ABD ve işbirlikçilerine kapatmaları, siyonist soykırımcı israil elçilerini sınır dışı etmeleri, kendi elçilerini de israilden geri çağırmalarıdır. Şu anda çok acil bir şekilde ihtiyaç duyulan temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin Gazze’ye ulaştırılması için derhal bir insani koridorun açılması için gerekli önlemleri almalarıdır. Aksi takdirde israilin yaptığı soykırım karşısında gerekli önlemi almadıklarından dolayı tıpkı israil ve işbirlikçileri gibi Allah huzurunda ve İnsanlığın vicdanında hesap vermekten kurtulamayacaklardır." diyerek açıklamasını sonlandırdı. (İLKHA)