• DOLAR 34.552
  • EURO 36.219
  • ALTIN 2964.33
  • ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz söyledik mi yaparız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar;

Bugün bu hattı, Gayrettepe'ye bağlayan Kağıthane-Gayrettepe kesiminin açılışını yapmak için bir aradayız. 9 istasyondan oluşan ve hızı saatte 120 km'ye ulaşan hattımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir. Mesafe 30 dakikaya, Göktürk-Mahmutbey arası 38 dakikaya, Tekstilkent-İHL arası 45 dakikaya, Taksim-Göktürk arası 26 dakikaya inecektir. Bu hattımızın hizmete alınmasıyla İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi yaparız. Ortada bırakmayız. Belediye başkanlığımdan tutun sonra hükümete geldik ve hükümette de Ulaştırma Bakanlığı olarak nasıl bu yolları, hızlı tren hatlarını yüksek hızlı tren hatlarını yaptıysak aynı şekilde İstanbulumuza da bunu yaptık. Birileri de hafriyatla ne yaptılar, kim olduğunu biliyorsunuz. Esasen raylı sistem projelerinde en önemli konulardan birisi hattın beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir. Aselsan-TÜBİTAK'la bu alanda başkalarına bağımlı olmaktan kurtuluyoruz.

Gayrettepe-Havalimanı metro hattının ilk etüt projesinden uygulamasına kadar süreçleri kendi yerli mühendislik ve tasarımımızla gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Hayata geçirdiğimiz her projede yerli milli projelerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz. Her konuda tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız.

Gayrettepe-Kağıthane metro hattı durakları

Kaç durak var? Güzergah ne?

Bizler 2 günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışına sahip inancın mensuplarıyız. Siyasette de parolamız vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet vermektir. Şehirlerin ihtiyaçlarını gidermeyi ana vazifemiz olarak görüyoruz. 

Millete tepeden bakanlar, milleti hor görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar siyasette kaybetmeye mahkumdur. 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz. Türk siyasi tarihine göz attığımızda bunun sayısız örneğine şahit olursunuz. Emanetin teslim edildiği nice bakan, başbakan, belediye başkanının siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz. Bu gerçeklerin ışığında kendimizi sürekli hesaba çekiyor, her gece bugün ülkemiz milletimiz için ne yaptık sorusunu kendimize soruyoruz. Geride hayırla, şükranla yad edilecek bir miras bırakmayı arzu ediyoruz. Siyasetin inişli çıkışlı yolculuğunda pek çok zorluk, engel, hukuksuzlukla karşılaştık. Vesayetin gölgesinin ülkemiz karabasan gibi çöktüğü 1990'larda belediye başkanlığı yapmış siyasetçi olarak zorluklar karşısında yılmadık. Millete hizmet sevdamızda aramıza kimsenin girmesini istemedik.

Vatandaşımızın içtenlikle söylediği, Allah ondan razı olsun duasını siyasi ve dünyevi hesabın üzerinde görüyoruz. Yolda kalanlardan kesinlikle olmaz. Her kul gibi bizim de eksiğimiz, kusurumuz olabilir. Samimi gayretlerimizle tüm çabalarımıza rağmen bazı hususlar çıkabiliyor. Önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın ülkeye ve millete hizmetten asla vazgeçmiyoruz. Zorluklara aldırmadan, bahane aramadan, Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sabırla yürümeyi sürdürüyoruz. Bizim nazarımızda 85 milyon vatandaşımızın tamamı oy tercihlerinden bağımsız olarak eşit şekilde hizmete ve hürmete layıktır. 21 yılı aşkın iktidarlarımızın belediyelerimizi siyasi rengine göre ayırmadık. Kampanya dönemi boyunca yaptıklarımızı anlattık, projeleri paylaştık, muhalefetle ilgili eleştirileri açık yüreklilikle dile getirdik. Bu durum İstanbul için de geçerlidir. İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse, bizim elimizi taşın altına koymamızdır.

Bu Kağıthane’nin Haliç’e bağlanan kısmının nasıl pislik olarak aktığını hatırlıyor musunuz? Gençler hatırlamayabilir, anneleri ve babaları gayet iyi hatırlıyor. Bütün bu pisliği, boğazın o pırıl pırıl temiz suyunu ne yaptık? Biz buraya bağladık. Kağıthane’ye ve Haliç’e bağladık. Ondan sonra buranın suyu tertemiz oldu. Biz yaptık. Söyledik mi yaparız. Bundan sonra da yapacağız. ‘Murat’ımızla yapacağız. Siz de muradınıza ermek istiyorsanız, Murat’a sahip çıkacaksınız. Durmak yok, 61 gün kaldı.

''31 Mart yaklaştıkça maskeler düşüyor''

31 Mart seçimleriyle ilgili takvim işlemeye başladıkça maskeler düşüyor. Herkesin gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Kimin şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca 3 dönüm bostan, yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Sandıkta millete hesap verme günü yaklaştıkça görüyoruz ki birilerinin dizleri titremeye başladı. Ülkenin ikinci büyük partisinin acemi genel başkanının birkaç gün önce belediye başkan adaylarıyla ilgili yaptığı skandal açıklama, muhalefette yaşanan panik havasının işaretleridir. Neymiş? İllerde farklı partilerden adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Bakınız çok açık ve net söylüyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir beyana rastlayamazsınız.

Bunlar halen açık oy, gizli sayımla milletin iradesinin gasp edildiği tek parti faşizminin özlemiyle yaşıyorlar. Genel başkan koltuğunda oturanlar değişse de demokrasiye tahammülsüzlükleri değişmiyor. Bunların faşizan kodlarında zerre gerileme olmuyor. İnşallah 31 Mart’ta sandıktan çıkacak güçlü iradeyle İstanbul başta olmak üzere her yerde çoğulcu demokrasiden korkan bu kibirli zihniyet hak ettiği dersi alacaktır.

İstanbul’un sorunlarına dair kapsamlı çözüm önerilerimizi başkan adayımız Murat Kurum kardeşimiz kısa süre önce İstanbul halkıyla paylaştı. Ulaşımdan, kentsel dönüşüme kadar her alanda İstanbul’u hak ettiği hizmetlere kavuşturmayı hedefliyoruz.

"Yol, köprü, viyadük ve tünel yaparak trafik sorununu azaltabiliriz"

Murat kardeşimizle birlikte önümüzdeki dönem için hedefimiz ortalama yolculuk süresini 64 dakikadan 39 dakikaya düşürerek trafiği bir sorun olmaktan önemli ölçüde çıkarmaktır. Raylı sistemde 2029 yılına kadar toplam uzunluğu 650 kilometreye yükseltmeyi planlıyoruz. Bir sonraki aşamada bu uzunluğu 1004 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Şu anda toplu ulaşımda kara yolunun ağırlığı yüzde 72'ler, raylı sistemlerin payı ise yüzde 26 seviyesindedir. İstanbul'da trafiğin bir mesele olmaktan çıkarmak için bu dağılımın daha dengeli bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Yol, köprü, viyadük ve tünel yaparak trafik sorununu azaltabiliriz. Ama sorunu kökten çözemeyiz. Trafik sorununa kalıcı çözümün anahtarı karayolu, raylı sistem ve deniz yolu alt yapısını eş zamanlı olarak geliştirmektir. Bizim niyetimiz ulaşımda 2029 yılına kadar karayolunun payını yüzde 60'a düşürmek, raylı sistemlerin payını yüzde 37'ye çıkarmaktır. Bir sonraki aşamada hedefimiz bu oranları yüzde 48'ler seviyesinde dengelemektir.

"Deniz ulaşımı payını 3 yeni hat ile 2 kat artıracağız"

Beylikdüzü'nden Avcılar'dan metroya binen bir İstanbullunun Boğaz'ın altından geçerek Söğütlüçeşme'ye ulaşmasını temin edeceğiz. Şu andaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi acaba ne yaptı? Deniz ulaşımı payını 3 yeni hat ile 2 kat artıracağız. İstanbul'un iki yakasına iki büyük tünel inşa ederek karayolu ulaşımını da Allah'ın izniyle rahatlatacağız. Murat kardeşimiz de ilk 5 yılda Avrupa Yakası'nda 15 kilometrelik Çayırbaşı-Ayazağa-Levazım-Dolmabahçe Tüneli ile 6,5 kilometrelik Kağıthane-Bayrampaşa-Hal Tüneli'ni açacağız. Anadolu Yakası'nda ise Yenisahra ile Bostancı'yı 6 kilometrelik tünel ile bağlayacağız. İkinci 5 yılda Bayrampaşa-Hal-Büyükçekmece arasında 28,5 kilometre karayolu tünelini tamamlayacağız. Harem-Çengelköy-Kavacık arasında 13,6 kilometrelik bir karayolu bağlantısı kurarak sahil yoluna alternatif güzergah oluşturacağız. Daha bunun gibi pek çok eseri İstanbullu kardeşlerimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Aziz milletimizin takdiri ile 1 Nisan tarihinden itibaren nerede kalmıştık diyerek İstanbul'umuz için ilk günkü heyecanla, ilk günkü aşkla çalışmayı sürdüreceğiz. İstanbul'a sadece kaybolan yıllarını geri vermekle kalmayacağız, inşallah bu güzel şehri hakiki manada bir dünya yıldızı haline getireceğiz.

Bu haberler de ilginizi çekebilir