Vanlılar 34 yıldır Gelincik Sınır Kapısı'nın açılmasını bekliyor
Vanlılar, 1990 yılından beri kapalı olan Gelincik Sınır Kapısı'nın yeniden açılarak faaliyete geçmesini istiyor.
İran'la 300 kilometrelik sınırı olmasına rağmen tek bir sınır kapısı bulunan Van, 34 yıldır Gelincik Sınır Kapısı'nın açılmasını bekliyor.
Saray ilçesindeki Kapıköy Sınır Kapısı'nın ticaret ve turizm yönünden yetersiz kaldığını belirten Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, İran'ın onay vermesi halinde kapının kısa sürede açılacağını söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin Türkiye ziyaretinde Gelincik Kapısı da ele alınacaktı ancak o ziyaret ertelenmişti. Başkale ilçesindeki Gelincik Sınır Kapısı, 1989 yılında Başbakan Turgut Özal döneminde bölge ekonomisine katkı sunması amacıyla açıldı. Ancak, kapı açıldıktan tam 6 ay sonra "güvenlik" endişeleri gerekçesiyle, Türkiye hükümetinin tek taraflı kararıyla kapatıldı. Gelincik Sınır Kapısı'nın kapıları o günden beri bir daha açılmadı.
34 yıldır açılmayı bekliyor
İki ülke arasında mutabakat imzalandığını ve İran'ın onay vermesi halinde kapının açılacağını belirten Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, "Türkiye ile İran arasındaki 525 kilometrelik sınır hattının 300 kilometresi Van iline bağlı. Şu an Van'da sadece Kapıköy giriş-çıkışlara ve turizme açık. Başkale Gelincik, bir de Çaldıran Çilli Kapısı için müracaatlarımız vardı. 4 ay önce Türkiye ile İran arasında yapılan Sınır İlleri Ekonomi İşbirliği Toplantısı'nda, Gelincik Kapısı mutabakatta yer aldı. Açılması konusunda da imzalar atıldı. Türkiye tarafında herhangi bir sorunumuz yok. İran Eyalet Valisi de 'İran'da Türkiye'ye yeni bir kapı daha açılacağı' müjdesini verdi. Artık onların hızlanmasını bekliyoruz. Biz Gelincik Sınır Kapısı'nın açılması konusunu her platformda yüksek sesle dile getiriyoruz. 1989-90 yılları arasında 6-7 ay açık kaldı daha sonra güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. 30 yıldan beri de biz sürekli bir an önce açılması gerektiğini söyledik. Çünkü 300 kilometrelik bir sınırımız var, sadece bir kapı yetmiyor. Dolayısıyla buna İran tarafı da sıcak baktı. İran tarafından hızlandırılıp kapının faaliyete geçmesini bekliyoruz." dedi.
"Bavul ticaretindeki kapasite artırılmalı"
Özellikle günübirlik geçişlerin binlerce Vanlı için iş kapısı olduğunun altını çizen Çeliktaş, bavul ticaretinde, ürün limitinin kısıtlı ve az olmasının vatandaşları zorladığını, bu yüzden, bu limitin artırılması gerektiğini düşünüyor.
Çeliktaş, "Turizme açık olan Kapıköy'de yaklaşık 600 bin civarında İranlı turistin giriş yaptığını, Türkiye tarafından da bavul ticareti için 300 bine yakın günü birlikçi kardeşlerimizin, emekçilerimizin girip çıktığını biliyoruz. Resmi veriler elimizde var fakat bunların eşya getirme kapasiteleri çok düşük. Nihayetinde buradan eşya götürüyorlar, oradan da eşya getiriyorlar ama kısıtlamalar çok fazla var. Bunun biraz daha hükümet tarafından veya yetkililer tarafından kesinlikle biraz daha genişletilmesi lazım. İlin ekonomisine katma değeri çok fazla. Çünkü buradan İran'ın ihtiyacı olan tekstil, giyim, makine parçaları gibi ürünler götürülebiliyor. Oradan da buraya has ihtiyaç olan ürünler getirilebiliyor. Yani bir komşuluk ilişkisi içerisinde mutlaka yapılması gerekiyor. Bunda biraz daha esnek davranılması lazım. Bunu da yetkililer ve karar vericiler sürekli dile getiriyor. Şu anda da büyük bir sorun var Kapıköy'de, çok kısıtlama var. Yani bir insanın gidip gelişini kurtarmıyor. Bir kişinin gidip gelmesini, en azından yevmiyesini çıkarabilmesi için biraz daha yükseltilmesi lazım. Türkiye'de Gayri Safi Milli Hasıla'da en son sıradayız. Yani çok sayıda işsiz gencimiz var. Bunları bir şekilde işe yönlendirmemiz gerekiyor. Bu anlamda sürekli yüksek sesle bu konuyu dile getiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Gelen ham madde Gaziantep, Trabzon ve Kayseri'ye gidiyor Van ise izliyor"
Kapıköy ve Van Gümrük Müdürlüklerinde ihtisas sahası olmadığından dolayı İran'dan getirilen ürünlerin diğer illere gönderildiğini vurgulayan Fevzi Çeliktaş, "Genelde cam sanayi İran'dan gelip Trabzon'da, Kayseri'de birleştirilip tekrar geri geliyor. Biz bunun Van'da yapılmasını istedik. En azından trenle, demiryoluyla buraya getirilerek birleştirilebilir. İhtisas alanımız yok, gıda ihtisas alanımız yok. Mesela İran'da barbunya çok fazla var, nohut çok fazla var. Barbunyayı aldığınızda bunu en yakın Gaziantep'e götürüp, birleştirip, geri getirip burada satmanız gerekiyor. Biz bu ihtisas yetkisini almak için defalarca yazılar yazdık. Bunların kesinlikle olması lazım. Petrol ürünleri ve türevleri Gebze'ye, gıda Gaziantep'e, cam sanayi Trabzon ile Kayseri'ye, halı Isparta ve Gaziantep'e gidiyor. Van'da birleştiremiyoruz, gözümüzün önünde gidiyor. Van Gümrük Müdürlüğü ve Kapıköy Gümrük Müdürlüğü olmak üzere iki gümrüğümüz var. İkisi de birinci sınıf gümrüklerdir. İkisinin de ihtisas alanları ellerinden alınmış. Aslında bunları yapacak hem fiziki yapıda hem de memur bakımından eksiğimiz yok, fazlamız var. Dolayısıyla burada alt yapı var ama birinci sınıf olmalarına rağmen ihtisas alanlarında yetkileri yoktur. Bir yazıyla yetkilendirilebilir. Bu da ilin gelişimi için çok önemli bir konudur." diye konuştu.
"Van'da organize serbest bölgesi kurulmalı"
İki ülke arasındaki ticaret hacminin artması için Van'da organize serbest bölgesinin kurulması için girişimlerinin olduklarını anımsatan Çeliktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'da PVC petrole bağlı olduğu için PVC maddeleri var. Orada enerji de ucuz. En azından o ürünler mamul halinde getirilip burada işlenerek yurt içi ve yurt dışına da sevk edilebilir. Hatta biz serbest bölge istedik. Organize Serbest Bölgesinin İran ve Türkiye arasında olan Van'da kurulmasını talep ettik. Bizde iş gücü, onlarda da elektrik, enerji ve altyapı. Bunları bir araya getirip işleyip ihraç edebiliriz. İran 30 yıldan beri ambargo altında eziliyor. Biz bu şekilde bu ambargoyu da delmiş olacaktık. İlimizin ve ülkemizin ekonomisine de katma değer sağlamış oluruz. Şimdi sınır ticaretinde 100 milyon dolarlık tescilli bir ticaret var. Bunun yıllık 15-20 milyonu hem ihracat hem de ithalatta gerçekleşemiyor. Bu da kapının ihtisas sahasının olmaması, ihracatta bir türlü istenen seviyelere gelinmemesi anlamında bir sıkıntı yaşanıyor."
Van-Şırnak karayolunda son durum ne?
İran'ın yanında Irak ile de turizm ve ticaret ilişkilerinin artırılması gerektiğini ve bunda Şırnak karayolunun büyük etkisinin olacağını dile getiren Çeliktaş, "Şırnak karayoluna daha önceden başlandı. 1990'da başlandı ama uzun süre güvenlik nedeniyle ara verildi. Daha sonra da tamamen güvenlik nedeniyle değil de firmanın sıkıntılarından dolayı ertelendi. 2021 yılından beri tekrar yapılmaya başlandı. Eğer bu yol tamamlanırsa bizim Irak'a 90 kilometre daha yaklaştığımızı gösterir. Hakkâri üzerinden gitmemiz hem zor hem de meşakkatli bir yolculuk oluyor. Bu yolla Van olarak kuzeyi güneye bağlayacağız. Bu anlamda ulaşım çok önemli. 6 buçuk saatlik yol 3 buçuk saate düşecek. Daha rahat Irak'a ve Irak pazarına ulaşacağız. Irak bizim için çok önemli. Hem iklim anlamında; onlarda yaz ayları kavurucu sıcak bizde iklim çok ılık geçiyor hem de aynı bölgenin insanları olarak birbirimizi tanıyoruz. O bölge hem ticari hem de turizm anlamında çok önemli. Biz Van TSO olarak köyümüze gitmediğimiz kadar İran'a gidip geldik. İlimizin tanıtımını yaptık, billboardlar kiraladık, yerel ve sosyal medya fenomenlerini kullandık. İyi reklam yaptık. Bunu Irak'ta da yapmak istiyoruz. Bir iki kez gittik ama daha fazla gitmemiz, ilimizin tanıtımını yapmamız gerekiyor. Çünkü Irak Kürdistan Bölgesi zengin bir bölge, onu da buraya çekersek ilimizin ve ülkemizin ekonomisine katkısı yüksek olur." dedi. (İLKHA)