• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Prof. Dr. İrvan: Gazeteciliği yaşatmak için politikaların geliştirilmesi lazım
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Gazeteciler birçok ortamda kimi zaman zor koşullarda çalışmalarını sürdürerek, toplumu bilgilendirmek maksadıyla haber, fotoğraf ve görüntü üretmeye çalışıyor.

Dünyanın birçok yerinde gazeteciler toplumu bilgilendirmek için mesleklerini icra ederken; özellikle 7 Ekim'den bu yana Gazze'de mesleğini icra etmeye çalışan gazeteciler işgal rejiminin saldırıları sonucu görevleri başında katlediliyor.

İşgal rejiminin saldırılarında 113 gazeteci katledilirken, 80 gazeteci ağır yaralandı ve onlarcası esir alındı. Öte yandan Gazze'de 169'dan fazla medya ve basın bürosu işgalcilerin düzenlediği saldırılarda zarar gördü.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan; Türkiye'de 1961 yılından beri her yıl, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerle kutlanan "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" münasebetiyle İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Gazze'de ne olduğunu medya üzerinde görüyoruz"

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle çalışan ve çalışamayan gazetecilerin gününü kutlayan İrvan, "Gazetecilik; her şeyden önce toplumun olan bitenden haberdar olmasını sağlayan, bilgi edinmesini sağlayan bir meslek grubudur. Genel olarak bizim bildiğimiz anlam gazetecilik; 17'nci yüzyıldan itibaren başlamış, günümüze kadar gelişmiş ve bugüne gelmiştir. Çok sayıda medya kuruluşu, çok sayıda gazeteci toplumu bilgilendirmeye çalışıyor. Neden önemlidir? Toplumun karar verirken doğru karar verebilmesi için bilgiye ihtiyacı var ve bu bilgiyi nereden sağlayacak? En başta medya üzerinden sağlıyor. Olan bitenler, siyasilerin vaatleri, yaptıkları ve yapamadıkları hepsini medya üzerinden topluma medya aktarıyor. Bu açıdan çok önemlidir. Bunun ötesinde de ülkemizde ne olup bitiyor, dünyada ne olup bitiyor; dünyada devam eden savaşlar var Gazze'de israilin saldırısı var. Gazze'de ne olduğunu yine medya üzerinde görüyoruz. Medya; bizlere dünyada ve yakın çevremizde, ülkemizde ne olup bittiğini her gün aktaran, bizi bilgilendiren bir iletişim aracıdır."dedi.

"Gazeteci; uçak kaçırıldığında 'Keşke ben de uçakta olsaydım' diyen kişidir"

Gazetecinin; herkesin kaçtığı yere koşarak giden kişi olduğunu vurgulayan İrvan, "Gazeteci bunu da aslında düşünmeden yapar, gazetecilik böyle bir meslektir. Gazeteci; uçak kaçırıldığında 'Keşke ben de uçakta olsaydım' diyen kişidir. Herkes 'İyi ki ben uçakta değilim' diye sevinirken gazeteciler 'Neden o uçakta ben yoktum' diye dövünür. Gazetecilik aslında sıcak haberin tam ortasında olmayı gerektiren ya da güdülen meslektir. Savaş olur savaşa koşar, deprem olur depreme koşar, sel olur sele koşar, böyle bir meslektir. Gazetecilik gerçekten değişik bir meslek bu anlamda. Biraz adrenalini yüksek, sıcak olayların içerisinde olmayı seven bir meslek grubu. Bu anlamda diğer insanlardan ayrılıyor elbette; gazeteciler çok değerli birşey yapıyorlar. Çünkü orada bittiğini biz nereden öğreneceğiz, herkesin kaçtığı yerde birşeyler oluyor aslında, orada birilerinin olması lazım ki bize olanları aktarsın. O yüzden gazetecilik çok önemlidir." şeklinde konuştu.

"Gazetecilerin sorunlarının aşılabilmesi için işte birtakım politikalar geliştirilmesi gerekiyor"

Yerel medyanın en büyük sorunlarından birinin basılı gazetecilik için kağıt maliyeti olduğuna dikkat çeken İrvan, "Gazeteler ithal kağıda basıldığı için yüksek maliyetler var, dolayısıyla basılı gazeteciliğin böyle bir sorunu var. İlan ve reklam gelirlerinin düşük olması gibi bir sorun var. Gazetecilerin aldıkları düşük ücretlerin sorunu var. Aslında ulusalda olduğu gibi yerelde de çok sayıda sorunlar var. Bu sorunların aşılabilmesi için birtakım politikalar geliştirilmesi gerekiyor. İlan ve reklam gelirlerinin artırılması gerekir veyahut da başka yardım olabilir.  Bazı ülkelerde yapılan yardımlar gibi kamu yardımları da düşünülebilir. Gazeteciliği yaşatmak için politikaların geliştirilmesi lazım. Burada hem gazetecilik meslek örgütlerine hem de kamu otoritelerine bir görev düşüyor." diye belirtti.

"Gerçekleri öldürmenin bir yolu gazetecileri öldürmekten geçiyor"

Bir savaş olduğunda savaşın ilk kurbanının gerçekler ve gerçekleri aktaran gazeteciler olduğunun altını çizen İrvan, "Her savaşta işte öldürülen gazetecileri haber yapıyoruz, konuşuyoruz. Gazze'de de öyle; 100'ün üzerinde gazeteci öldürüldü. Biz bu haberleri her gün duyuyoruz aslında, ne kadar gazetecinin Gazze'de şehit edildiğini konuşuyoruz. Burada saldırgan olarak israil gazetecileri niye öldürüyor? Çünkü oradan dünyaya haber aktarılmasını, gerçeklerin aktarılmasını istemiyor. Gerçekleri öldürmenin bir yolu gazetecileri öldürmekten geçiyor. Dolayısıyla gazetecileri aslında temel olarak bir hedef olarak görüyor. Normalde savaş koşullarında gazetecilerin korunması lazım. Savaşan tarafların gazetecileri hedef almaması lazım ama malesef artık günümüzde buna dikkat edilmiyor. Gazeteciler de hedef haline gelmiş durumda. Bu durumu Ukrayna'da da gördük, şimdi Gazze'de de görüyoruz, diğer savaşlarda da gördük. Gazeteciler malesef kolay hedef oluyorlar çünkü onların yapabilecekleri birşey yok; ellerinde silah yok, ellerinde sadece kamera ve fotoğraf makineleri var ve bunlarla haber yapmaya çalışıyorlar. Olan biteni dünyaya aktarmaya çalışıyorlar."ifadelerini kullandı. (İLKHA)













Bu haberler de ilginizi çekebilir