• DOLAR 34.654
  • EURO 36.472
  • ALTIN 2929.319
  • ...
HÜDA PAR Adana İl Başkanlığı saldırısının ilk duruşması görüldü
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Merkez Seyhan İlçesi Türkocağı Mahallesi'ndeki HÜDA PAR Adana İl Başkanlığı'na 22 Temmuz'da A.S. (72) isimli şahıs tarafından bıçaklı saldırı düzenlenmişti.

Gerçekleştirilen saldırıda İl Sekreteri Sacit Pişgin'i şehid eden, İl Başkanı Salih Demir'i de yaralayan tutuklu sanık A.S. hakkında müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

Görülen davaya HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir, HÜDA PAR Mersin İl Başkanı Tahirhan Uysal, Şehid Sacit Pişgin ve hanımı Şevkiye Pişgin'in Avukatı Hakan Özbay ve Salih Demir'in Avukatı Mehmet Emin Çınar katıldı.

Görülen davaya ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Hakan Özbay, "Malumunuz olduğu üzere geçen Temmuz ayında menfur bir saldırı gerçekleşti. Bu menfur olayda deli olduğunu iddia eden bir şahıs, HÜDA PAR Adana il Başkanlığı binasına gelerek Sacit Pişgin kardeşimizi şehit etti, Salih Demir Başkanımızı da yaraladı. Bu olayla alakalı 14'üncü Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Bu dava sürecinde ilk duruşmamız bugün yapıldı." dedi.

"Sanık, akıl sağlığı konusunda sorunlu olduğunu göstermeye çalışıyor"

Duruşmada beyanların alındığını ve davaya gelmeyen bir kişiye zorla getirilme kararının çıktığını ifade eden Özbay, şahsın çelişkili ifadeler verdiğini belirtti.

Özbay, "Yapılan duruşmada şahsın savunmaları alındı. Müşteki olan Salih Demir Başkanımız ile Şehit Sacit Pişgin kardeşimizin de eşleri müşteki olarak beyanlarda bulundular. Bu süreçte yaşanan hadiseye ilişkin tanık beyanları da alındı. Daha öncesinde bir kısım tanık beyanları da alınmıştı. Sadece bir tanığın beyanı kaldı, bu kişiyle alakalı da zorla getirilme kararı çıktı. O şahsın beyanı sonrasında muhtemelen mütalaa hazırlanır ve artık davada bir sonuca ulaşılacaktır. Dosya için bu aşamada şunu söyleyebiliriz: 'Şahıs hala ifadelerinde olayı hatırlamadığını, daha doğrusu önce verdiği, yaptığını söylediği ve iddia ettiği olayların şu an hiçbir şekilde kendisi tarafından söylenmediğini ve gerçekleştirilmediğini iddia ediyor ve bu şekilde savunmada bulunuyor. Amacı daha önce de olduğu gibi kendini akıl sağlığı konusunda sorunlu olduğunu göstermeye çalışarak cezadan kurtulmaya gayret etmek. Şunu görmek gerekiyor, şahsın soruşturma aşamasında akıl sağlığına dair yapılan, alınan sağlık kurul raporunda akıl sağlığında herhangi bir problem olmadığına dair net tespitler yapılmıştır. Buna rağmen şahıs bu duruşmada biraz daha absürt ifadelerde bulunarak, kendini tekrardan sevk ettirmeye çalıştı. Buna istinaden mahkeme heyeti de çelişki olmaması, net olarak sonuca ulaşılması adına tekrardan şahsı gözlem altına almak üzere İhtisas Kuruluna sevk etti. Bu şahıs bir süre gözlem altında tutulacak. Bu gözlem sonucunda şahsın gerçekten de akıl sağlığının yerinde olup olmadığı konusunda rapor net olarak gelirse, sonraki süreçte de muhtemelen bir-iki celse sonrasında artık mahkeme dosyayı karara bağlar diye düşünüyoruz." dedi.

"Şahsın bu işi tasarlayarak işlediğine dair kanaatimiz oluşmuştur"

Duruşma tarihinin 7 Mart'a ertelendiğini anımsatan Özbay, "İddianame TCK 81/1. maddesi kapsamında kasten adam öldürme üzerine açıldı. Yine Salih Demir'e yönelik yaralama eylemi üzerine açıldı; fakat bizim taleplerimiz farklı. Özellikle de HÜDA PAR'a 14 Mayıs ve 28 Mayıs sürecinde gerçekleştirilen saldırıların HÜDA PAR'ın başka partiler tarafından hedef gösterilmesi ve şahsın da bunlar yüzünden 'Biz bunların yüzünden seçimi kaybettik' şeklindeki mahalledeki beyanları gözetildiğinde, şahsın bu işi tasarlayarak işlediğine dair bizim kanaatimiz oluştuğundan, mahkeme heyetine bununla ilgili talepte bulunduk. Hem Salih Demir'e karşı kasten öldürmeye teşebbüs hem de Sacit Pişgin'e karşı da tasarlayarak adam öldürme' şeklinde yargılamanın şekillenmesini istedik. Bu sürecin de buna göre devam edilmesini ve şahsın cezalandırılmasını istedik." şeklinde konuştu.

"Bazı siyasi partiler, kişisel ihtirasları uğruna bu memleketi ateşe veriyor"

Bazı siyasi partilerin kullandıkları kutuplaştırıcı dili terk etmeleri gerektiğini vurgulayan ve görülen davanın takipçisi olacaklarını kaydeden HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç ise şunları söyledi:

"Bugün Şehit Sacit Pisgin'in ve yaralanan HÜDA PAR İl Başkanı Salih Demir'in ilk duruşmasına katılım sağladık. Nitekim biz sürekli şunu söyledik: 'Ayrıştırıcı dil değil birleştirici bir dil kullanılsın' dedik. Sorumlu bir dilin kullanılması için tüm siyasilere çağrıda bulunduk. 'Savaşa değil seçime giriyoruz' dedik ancak bazı siyasi partiler kişisel ihtirasları uğruna bu memleketi ateşe verdi ve vermeye devam ediyor. Bundan beş ay önce Adana il Başkanlığımıza bir saldırı oldu ve Adana il Başkanlığı'mızda Şehit Sacit Pişgin namazdayken vuruldu, şehit oldu. Aynı şekilde Adana İl Başkanımız da yaralanmıştı. Bu saldırıların arkasında onları motive eden zihniyet, sürekli partimizi hedef gösterenlerdir. Sadece hedef göstermekle kalmadılar, seçim sürecinde asılsız ithamlarda bulundular ve 'Biz HÜDA PAR'ın kökünü kazıyacağız' diye tehdit de bulundular. Ancak şunu da belirteyim, HÜDA PAR'ın kökü tevhide dayanır, dalları da adalettir. Kökleri çürümüş ve Batı'nın sözcülüğünü yapanlara da asla boyun eğmeyecektir. HÜDA PAR olarak tüm kardeşlerimizle birlikte bugünden sonra da artık hızımızı 100 kart arttırarak her mahalleye her sokağa her insanımızın gönlüne de dokunmaya devam edeceğiz. Bunun da böyle bilinmesi lazım."

Saldırıda şehit olan Sacit Pişgin'e rahmet dileyen, saldırıdan yaralı kurtulan Salih Demir'e de geçmiş olsun dileklerini ileten ve davanın takipçisi olacaklarını ifade eden Dinç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün girdiğimiz ilk duruşmada tüm siyasi cinayetlerde olduğu gibi yine de katil olan şahıs meczup ayağına yatıyor. Maalesef dün de İstanbul Fatih Camii'nde bir imama ve bir hafıza da saldırı oldu. Büyük ihtimalle o da meczup çıkacaktır. Bugün değerlerimize saldıran ve sürekli hedef gösterenler, aslında bu saldırıların failleridirler ve halen bu dili terk etmemişlerdir. Bu kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dili kullanmaya da devam ediyorlar çünkü bunlar kin ve nefreti bayraklaştırmışlardır ve bununla da memleketimize zarar vermeye devam ediyorlar." (İLKHA)










Bu haberler de ilginizi çekebilir