• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...
Dil Terapisti Kurt: Konuşma bozuklukları kişinin sosyalleşmesini, duygu durumunu etkiliyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Her yaştan insanda dil veya konuşma bozukluklarına rastlanabiliyor. Çocuklarda en sık karşılaşılan dil bozukluğunun gecikmiş dil ve konuşma, özgül dil bozukluğu ve ikincil dil bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, konuşma sesi bozukluğu ve akıcılık bozukluğunun da sıkça görülen konuşma bozuklukları olduğunu ifade ediyor.

Uzmanlar, dil ve konuşma bozukluklarının çocuğun yaşamını akademik, sosyal ve psikolojik açıdan olumsuz etkileyebildiğini vurgulayarak tedavisi için zaman kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Genel konuşma bozuklukları ile ilgili İLKHA'ya konuşan Dil ve Konuşma Terapisti Hatice Kurt, bu bozukluğu yaşayanların uzman dil ve konuşma terapistlerine gitmesi gerektiğini vurguladı.

"En sık karşılaştığımız problem de gecikmiş konuşmadır"

Konuşma bozukluklarını anlatan Kurt, "Genel olarak baktığımızda en sık karşılaştığımız problem artikülasyon (boğumlama) bozukluğu dediğimiz seslerin hatalı üretimidir. 'K' yerine 'tı' demek, 'rı' yerine 'lı' demek gibi araba yerine 'alaba' demek artikülasyon bozukluğu diye adlandırılıyor. Burada yanlış öğrenmede kaynaklandığı gibi down sendromu, dudak yarıklığı, işitme engeli nörolojik problemler anatomik ve fizyolojik olarak kaynaklı olabiliyor. Başka buna benzer olarak fonolojik bozukluğu dediğimiz yine artikülasyonla karışık olarak hatalı üretim görüyoruz burada. Burada çok tutarlı hatalar olmadığı için artikülasyon bozukluğundan ayırabiliyoruz. En sık karşılaştığımız problem de gecikmiş konuşmadır. Burada da çocuğun geç konuşmasıdır. Beş yaşında bir çocuğun üç yaşında ki çocuğun seviyesinde konuşmasıdır. Ya da üç yaşındaki çocuğun hiç konuşmaması gibi problemler gecikmiş konuşma olarak adlandırılmasıdır. Bunun nedeni uyaran olarak adlandırılıyor." dedi.

"Kekemelik kendi içinde çeşitlere ayrılmaktadır"

Kekemelik ve hızlı konuşmaya değinen Kurt, "Başka bir konuşma konumuz akışkan bozukluğu dediğimiz konuşmadır. Kekemelik ve hızlı konuşmayı etkileyen konuşmadır. Bunların içinde en sık karşılaştığımız kekemelik var. Kekemelik kendi içinde çeşitlere ayrılmaktadır. Hece takılmaları dediğimiz 'ta-ta-ta' şeklinde konuşmadır. Blok tipi dediğimiz 'e- e- e' şeklinde olan konuşmadır. Bide uzatmalı şeklindeki konuşmadır. 'E-e-e elma' şeklindeki konuşmadır. Bunun nedeni tam olarak bilinmiyor. Bilimsel olarak literatürde açıklaması yok." diye konuştu.

"Ses bozukluğunda sesin perdesinde şiddetin de kalitesinde bozulmalar olabilir"

Ses bozukluğunun en çok yetişkinlerde görüldüğüne dikkat çeken Kurt, "Ses bozukluğu dediğimiz şey var. Bunu daha çok yetişkinlerde görüyoruz. Ses bozukluğunda sesin perdesinde şiddetin de kalitesinde bozulmalar var. Ses perdesi dediğimizde sesin tam olarak çıkmaması bir kadının erkek şeklinde konuşması, ya da bir erkeğin kadın şeklinde konuşması gibi durumlardır. Bunlar sesin perdesini etkileyen durumlar. Sesin şiddeti normalden yüksek veya alçak olmasıdır. Bunlar ses bozukluğu olarak adlandırılıyor." ifadelerini kullandı.

"Travma geçirilmesi sonrasında konuşma kısmen ya da tamamen yitirilebilir"

Kaza ve travmaya bağlı olarak da konuşma bozukluğunun olabileceğini dile getiren Kurt, "Bir diğer bozukluk edinilmiş konuşma bozukluğudur. Diğer bir bozukluk afazi bozukluğudur. Afazi kaza ve travmalara bağlı olarak konuşmanın daha sonrada yitirilmesi durumudur. Normal konuşan yetişkinler travma geçmesi sonrasında konuşmanın kısmen ya da tamamen yitirmesidir. Konuşma ile ilgili beyin notlarının veya üretim kısmının hasar almasıdır. Biri ya da her ikisinin birden hasar almasıyla konuşmanın kısmen ya da tamamen yitirilmesi durumudur. Son olarak konuşma bozukluğu dediğimiz motor konuşma bozuklu var. Bunlar apraksi ve dizaksi dediğimiz olarak adlandırılıyor. Konuşmadan sorumlu kasların zayıflaması güçsüzleşmesi koordinasyonun sağlanmaması dediğimiz motor konuşma bozukluğu dediğimiz durum ortaya çıkmaktadır." şeklinde konuştu.

"Özellikle lisans diplomasını almış terapistlerine gidilmesini öneriyoruz"

Yapılan konuşma bozuklukların özellikle çocukları olumsuz etkilediğini söyleyen Kurt, "İncelediğimizde en çok özgüven eksikliği çıkartıyor. Kişilerin özgüveni okuma yazma becerilerini ortaya çıkarıyor. Kişinin sosyalleşmesini duygu durumunu etkiliyor. Bunlar çocukların yetişkinlerin yaşayabileceği durumlardır. Çocukların akademik başarısını etkiliyor. İleriki dönemlerde üniversite hayatını belirliyor. Dil ile konuşma terapisti olarak biz böyle bir durum yaşayan ailelerin dil konuşma terapistlerine özellikle lisans diplomasını almış terapistlerine gitmelerini öneriyoruz. Burada aileler yine böyle bir durumla karşılaştıklarında ilk önce bir işitme taramasına girmelerini öneriyorum. Gecikmiş konuşma ve artükülasyon olan çocukların işitme kaybı düşünülebilir. Mutlaka bir uzmandan destek almalarını öneriyorum. İlk yapacağı şey bir dil terapistine gitmeleri gerekiyor. Gittikleri terapistleri mutlaka iyi bir terapist olması gerekiyor. Özellikle kekemelik öğrencisi olabilir. Normal artikülasyon olan çocuklar akran zorbalığına uğruyor. 'Sen konuşamıyorsun, konuşmayı beceremiyorsun.' en çok duyduğumuz şikâyetlerden biridir." dedi. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir