Doktorların sessiz yürüyüşü 6'ncı haftasında
İstanbul'da hekimler ve sağlık çalışanları, işgal rejiminin Gazze'de sürdürdüğü soykırıma dikkat çekmek ve Filistinli meslektaşlarına destek amaçlı kanlı önlükleriyle sessiz yürüyüş etkinliğinin 6'ncısını gerçekleştirdi.
Filistin'de masum sivillerin yanı sıra hastanelerin bombalanması ve sağlık çalışanlarının ayırt etmeksizin öldürülmesine tepki amaçlı Üsküdar Belediyesi önünde bir araya gelen hekimler ve sağlık çalışanları, Üsküdar Sahili'ne doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüşün sonunda yaptıkları basın açıklamasıyla Gazzeli meslektaşlarına desteklerini ifade eden hekimler, Filistin'de yapılan barbar saldırılara dikkat çekti.
Hekimler katledilen meslektaşlarını temsilen kanlı önlükleri ile yürüdü.
Hekimler adına basın açıklamasını Doktor Selman İyibildiren okudu.
"İnsanlığın çiğnendiği bu katliamda kimlerin hangi tarafta durduğunu görüyoruz"
Türkiye'de; İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Edirne'den Kars'a 40'tan fazla şehirde aynı anda Filistinli masumların sesi olmak için, siyonist işgalcilerin katliamını duyurmak ve bu zulme engel olmak için vicdanlı kalabilmenin hâlâ mümkün olduğunu haykırmak için toplandıklarını belirten İyibildiren, "Geçtiğimiz hafta Han Yunus kentine yapılan saldırıdan sonra yaralılar Naser Hastanesi'ne getirildi. İşgalciler hemen bir gün sonra Naser Hastanesi'ni bombardımana tuttu. israil, Gazze'deki bombardımanında Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın bir çalışanını öldürdü. Fransa hükümeti veya herhangi bir uluslararası yapıdan hala tek bir açıklama gelmedi. Ayrıca Filisin'in işgal altındaki diğer toprakları olan Batı Şeria ve Kudüs'te de israil ve yasadışı yahudi işgalcilerin saldırılarında 301 Filistinli öldürüldü. İnsanlığın çiğnendiği bu katliamda kimlerin hangi tarafta durduğunu görüyoruz. Mesele kendi çıkarları olunca insanlık ve özgürlük dersi verenler, Gazze’deki vahşeti hangi vicdana sığdırabiliyorlar?" dedi.
"Gazze halkı; hayranlık verici dirayeti, adanmışlığı, sabrı ve cesareti ile dünyanın geri kalanına kalp masajı yapıyor"
İşgal rejiminin en büyük düşmanının gerçekler olduğunu vurgulayan İyibildiren, "Gerçeğin temsilcileri basın mensupları ve gazetecilerdir. israil onlarca yıldır gazetecileri hedef almaktayken, sadece 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 98 gazeteci öldürüldü. Nerede basının özgürlüğü , nerede dokunulmazlık? Dünyada hakim güç olarak görünenlerin samimiyetini işte buradan okuyabilirsiniz. Gazze halkı; hayranlık verici dirayeti, adanmışlığı, sabrı ve cesareti ile dünyanın geri kalanına kalp masajı yapıyor. İnsanlık derin uykusundan uyanıyor. 8 milyar insan, bir grup azgın işgalcinin pervasızca sürdürdüğü soykırıma daha fazla seyirci kalamaz. Durumu kritik 5000 yaralının acilen tahliye edilmesi için Refah Sınır Kapısı derhal açılmalıdır. Refah Sınırı'nda utanç tümörleri gibi bekleyen insani yardım tırlarının acilen Gazze içine geçişi sağlanmalıdır. 7 Ekim'den bu yana Gazze'de; işgalci siyonist israil saldırılarında şehid olanların ve kayıpların sayısı; 27 bini geçti. 8 bin çocuk öldürüldü, 6 bin 200 kadın öldürüldü, 310 sağlık çalışanı, 97 hekim öldürüldü. Şifa Hastanesi başhekimi, el Awda Hastanesi Müdürü dahil 99 hekim ve sağlık çalışanı işgalciler tarafından tutuklandı. Hastanelerden, ailelerinin yanından gözaltına alınıp kıyafetleri zorla çıkartılarak elleri bağlı şekilde bilinmeyen yerlere götürülüp alıkonulan sivillerin katledildiği haberleri geliyor. İşgal güçleri insanlığa ait tüm değer ve sınırları çiğneyerek katliamlarına devam ediyor. 52 bin 600 konut, 282 okul ve üniversite 126 hükümet binası 112 cami 90 okul ve üniversite binası 23 Hastane, 53 sağlık ocağı bombalarla tamamen yıkıldı ve 102 ambulans imha edildi. 254 bin konut, 200 cami, 3 kilise, 140 sağlık kuruluşu hedef alındı, tahrip edildi ve kullanılamaz durumda. Enkazlar kaldırılamıyor, yaralılara ulaşılamıyor. 7 bin kişi hala kayıp, kayıpların %70'i çocuk ve kadınlardan oluşuyor." şeklinde konuştu.
"İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal ediliyor"
Gazze Şeridi'nde yerinden edilen Filistin halkının barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çeken İyibildiren, "355 bin kişi çeşitli bulaşıcı hastalıklara yakalandı. 1034 çocuk, kanser veya diyaliz hastası, 10 bin kanser hastası, 45 bin hamile ve 68 bin emziren kadın bakıma muhtaç halde, kansızlık, kanama ve ölüm riskiyle karşı karşıya. Hastaneler zorla boşaltıldı. Artık neredeyse hiçbir sağlık hizmeti verilemiyor. 53 bin yaralı var; çok acil tıbbi müdahale yapılmazsa 5000 yaralı için artık çok geç kalınmış olacak. Bu dehşet tabloyu seyreden Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, NATO... Sizlere sesleniyoruz; insan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal ediliyor. Binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledililiyor. Dünya'daki bütün uyarı, yürüyüş, eylem, protesto, kınamalara rağmen israil pişkince ve göz göre göre savaş suçu işlemeye devam ediyorken; insanlıktan, vicdandan, hak ve hürriyetten ve ırkçılık karşıtı söylemlerden bahsettiğinizde samimiyseniz, bu zulmü durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz ? Elbette gün gün kaydettiğimiz bu savaş suçları bir gün karşınıza gelecek, dünyada ve ahirette bu zülmü işleyenlerden ve destek olanlardan hesabı sorulacaktır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)