Müflis tüccar (TÜSİAD), eski defterleri karıştırmaya başladı
TÜSİAD, yayınladığı son bildiriyle, 20 yıl öncesine gitmenin hayalini kurduğunu bir kez daha net bir şekilde ortaya koydu. Amacı ilerlemek olan bir yapının, geçmişte kalmış çağdışı bir kavgayı tekrar alevlendirmek istemesi gericilik değil de nedir?
Doğruhaber - Mesut Tunce
Akıllara ziyan bildirinin tam metni şöyle:
"Geçmişte yaşanan acı tecrübeler dikkate alındığında cemaat ve tarikatlara eğitim sisteminde yer olmaması gerekir. Eğitim sisteminde çağdaş eğitimle bağdaşmayan konuların gündemde olmasının ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri ile uyuştuğunu söylemek mümkün değildir."
Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki, "Bayram değil, seyran değil, bu TÜSİAD ne yapmaya çalışıyor" Durduk yere böyle bir bildiri yayınlamak nereden icap etti. Neden bir anda, İslami eğitim sisteminin bizim ilerlememizi ve teknolojik gelişimimizi engelleyeceğini düşünmeye başladı. Vatandaşın tüm duyularıyla Gazze'de yaşanan vahşet ve katliama odaklandığı bir zamanda, Halkın hiç bir şekilde gündeminde olmayan, "İslami eğitim kurumları" neden hedefe konulmak istendi.
Her şeyden önemlisi, 20 yıl önce halkın mücadelesiyle tozlu raflara kaldırılmış çağdışı bir zihniyetin savları, bugün durduk yere neden tekrar hortlatılmaya çalışılıyor.
Ayrıca İslami Eğitim kurumları çağdaş eğitim vermiyor da, Kendini Kemalist olarak tanıtan kesimin önerdiği eğitim sistemi çok mu çağdaş.
Bildiri metninden anladığımız o ki, TÜSİAD, tarikat ve cemaatlerin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde örgün eğitime katıldığını düşünmekte ve hedefine bunu koymakta. Oysa Medrese, Sübyan Mektebi gibi kurumlarla hayatımıza giren ve halkın yoğun teveccühüyle kısa zamanda tüm ülke sathında büyük ölçekli hizmetler vermeye başlayan bu eğitim kurumları, MEB'e bağlı olarak ve onun müfredatında eğitim vermezler. Özgündürler, halkın talepleri doğrultusunda ortaya çıkmışlardır ve her yönüyle İslami bir eğitim üzerine yoğunlaşırlar.
İslami eğitim veren kurumlara gidenler, MEB bünyesinde devlet eliyle faaliyet gösteren eğitim sistemine ayrıca dahil olmakta, iki yönlü ve daha zengin bir öğrenim süreci geçirmektedirler.
Yani, bizim İslami eğitim dediğimiz, TÜSAD'ın ise Tarikat ve Cemaat okulları dediği sistem, bir alternatif değil, tamamlayıcıdır. Birine giden diğerinden mahrum kalmıyor.
Bu akla ziyan bildiriyle ilgili aklımıza gelen tek mantıklı açıklama ne yazık ki şu oluyor:
"Öyle görünüyor ki, ağababalarından aferin almaya çalışan bu çağdışı müflis zihniyet, on yılların ardından bir kez daha eski defterleri karıştırma niyetinde"