HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: AKSA TUFANI BATININ YÜZÜNDEKİ PERDELERİ SÖKÜP ATTI
İstanbul 4. Olağan kongresinde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, “Aksa Tufanı öyle bir esti ki Batının yüzündeki insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, demokrasi, özgürlük, insani hukuk, küresel sistem, Birleşmiş Milletler ne kadar perde varsa hepsini söküp attı.” ifadelerini kullandı.
Ali Tarhan / Nizamettin Aşkın
HÜDA PAR İstanbul 4'üncü Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu'nun katılımıyla Bağcılar-Göztepe Spor Kompleksi'nde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Gazze'de meydanda ve medyada iki savaşın yaşandığını söyleyen Yapıcıoğlu, "Gazze'nin üzerine zalimler ölüm kusuyor. Orada bir katliam yapılıyor. 49 gün aralıksız katliamın ardından dikkatleri dağıtmak için adına 'insani ara' dediler ama aslında zalimler, vahşiler daha toparlanmak ve dünya kamuoyunun baskısını azaltmak için önce 4 günlüğüne ateşi kestiler sonra 3 gün daha ilave ettiler. Bir haftalık aradan sonra daha da şiddetli bir şekilde saldırılar devam etti. Evet Gazze'de savaş var. Ama iki savaş var. Birisi meydanda diğer ise medyada. Gazze'de bir savaş var ama zannedildiği gibi siyonistler savaşmıyor. Gazze'de bir avuç mücahit, 75 yıldır o toprakları işgal etmiş terör çetesine karşı bir savaş veriyor. Ama elinde silah bulunan ve topraklarını savunmak için canını dişine takan o mücahitlere karşı savaşacak cesareti yok siyonistin. Onlar savaşamadığı için savunmasız silahsız kadınları ve çocukları katlederek, bir anlamda yüreklerini soğutmak istercesine intikam alıyorlar. Gazze halkından intikam alıyorlar. Direnişin yanında oldukları için o insanlardan intikam alıyorlar." şeklinde konuştu.
"AKSA TUFANI PEK ÇOK ŞEYİ AÇIĞA ÇIKARDI"
Aksa Tufanı ile birçok algının kırıldığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Aksa tufanı pek çok şeyi açığa çıkardı. Açığa çıkardığı şeylerden bir tanesi de buydu. Daha önce yenilmez ordu her şeyden haberi olan uçan kuştan haberdar olan bir İstihbarat Teşkilatı. Karşısında birkaç devletin birleşmesiyle bile durduramayacak bir askeri güç olduğu vehmedilen ve böyle zannedilen bir çete vardı. Ama Aksa Tufanı Allah'ın izni ve inayetiyle birkaç saat içerisinde bütün bu yalanların çökmesine yol açtı. Öyle bir sonuç verdi, siyonist terör çetesinin yenilmez olmadığını gösterdi. Ama aynı zamanda onların ne kadar vahşi olduğunu, ne kadar barbar olduğunu, ne kadar acımasız olduğunu, ne kadar yalancı olduğunu ne kadar hırsız olduğunu, ne kadar kaypak olduğunu, ne kadar korkak olduğunu da gösterdi. Evet, Gazze bir ayna, bir ışık, bir okul oldu. Aksa Tufanı'ndan sonra artık inanıyorum ki hiçbir şey Tufan öncesi gibi olmayacak. Sadece Aksu Tufanı değil aslında daha önce de bunun bazı alametleri, işaretleri vardı. Mesela korona salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı da aslında Batının yüzündeki perdeyi aralamıştı. Ama Aksa Tufanı öyle bir esti ki Batının yüzündeki insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, demokrasi, özgürlük, insani hukuk, küresel sistem, Birleşmiş Milletler ne kadar perde varsa hepsini söküp attı. Evet, Tufan sert esmişti, perdeleri kaldırdı. Ama sadece zalimin yüzündeki perdeyi kaldırmadı, biraz da bize ışık tuttu." şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIN ÖLÜMÜNÜ SAĞIR SULTAN BİLE DUYDU AMA…”
Yapıcıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aksa Tufanı, belki işgal edilmiş Filistin topraklarında koptu ama emin olun etkisi çok geniş olacak. Çok geniş bir alana etki edecektir. İslam ümmetinin doğusundan batısına sadece İslam coğrafyası değil, şu anda belki daha belirgin bir şekilde Dünya küresi kuzey ve güneyde ayrıldı. Bu tufan koptuğunda kuzeydeki ülkeler belki bagajlarından dolayı belki arkalarındakilerden dolayı geçmişte işlemiş oldukları suçlardan vahşetlerden dolayı, belki kabarmış borçlarından dolayı, belki İslam'a ve Müslümanlara kendilerinden dolayı zulmün yanında saf tuttular, siyonistlere destek oldular, her katliamında 'israilin kendisini savunma hakkı vardır' dediler. Çocukların ölümünü sağır sultan bile duydu, kör gözler bile görmemezlikten gelemedi, ama onlar dünyanın gözlerinin içine baka baka 'biz israilin sivilleri öldürme konusunda kasıtlı davrandığına inanmıyoruz ya da onları korumak için gerekli tedbirleri aldıklarını görüyoruz' diyebildiler. Kahrolası Biden ve yönetimi ve onun kör olası Dışişleri Bakanı, 'Gazze'deki siviller için, çocuklar için Amerika'dan daha fazla çaba gösteren bir ülke söyleyemezsiniz' dedi. Evet 17 yıldır abluka altında, kuşatılmış, suyu, elektriği ve gıdası kesilmiş, üzerine durmadan bomba yağdırılan, eğer bombalar altında ölmezse yıkılan binaların enkazından sağ çıkabilirse, açlık susuzluktan ölüme terk edilen o çocuklar için çok şey yaptığını söylüyor. Bir anlamda doğru söylüyor, evet onların ölümü çabuklaşsın diye daha güçlü bombalar gönderiyor. Tonluk bombalar yetmedi, 2 tonluk bombalar gönderdi. Binaların yarısını yıkacak bombaları yetmedi, bir anda birkaç bina yıkacak güçte bombaları gönderdi. Acaba o çocuklar orada açlıktan yavaş yavaş öleceklerine daha güçlü bombalar gönderelim de bir an önce Rablerine kavuşsunlar da cennete açlık yoktur, orada susuzluk yoktur, orada üşümek yoktur, orada sıcaktan bunalmak yoktur, orada üzülmek de yoktur. Bir an önce cennete gitsinler diye belki uğraşıyorlar. Bunu kastetmediklerini herhalde hepimiz biliyoruz ama dünyanın gözünün içine baka baka bu yalanları söyleyebiliyorlar.”
"SİYONİZM SİYONİSTTEN BAŞKASINA ASLA DOST DEĞİLDİR"
Hem Amerika'nın başkanı hem de Dışişleri Bakanı siyonist olduklarını açıkça söylediler, bunu gizleme ihtiyacı hissetmediler. Ve bütün bu hareketler, bütün bu yapılanlar, bütün bu söylenenler, bize şunu gösterdi ki, -biraz önce söyledim- hani o perdeler kalktı ya Siyonizm barbarlık, Siyonizm vahşettir, Siyonizm yalancılık, Siyonizm katliamdır, Siyonizm yalandır yalancılıktır, Siyonizm talancılıktır, Siyonizm merhametsizliktir, Siyonizm düşmanlıktır, Siyonizm fitnedir, Siyonizm mutlak kötülüktür ve Siyonizm siyonistten başkasına asla dost değildir. Onunla onlarla dostluk ilişkisi geliştirmeye çalışanlarında kulağına küpe olsun. Siyonizm bu kadar vahşi, bu kadar yalancı."
"AKSA TUFANI'NDAN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK"
Uluslararası hukukun olmadığını belirten Yapıcıoğlu, "Evet, gençler aslında meydanda bir savaş var, oradaki mücahitler siyonistler ile savaşıyor, ama savaşın komutası Amerika'da. Savaşı komuta eden savaşı yöneten ve yönlendiren Amerika'dır. O yüzden bugün itibariyle bu savaş itibariyle belki düşmanlığın en ön safında bulunan Amerika'dır. İnşallah O zalim ile birlikte o da layık olduğunu bulacaktır ve Aksa Tufanı'ndan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, değişecek ve değişmesi gerekenlerden bir tanesi de küresel sistemdir. Savaş devam ederken, kıyım-katliam devam ederken ve dünya seyretmekle yetinir bir uluslararası ilişkiler profesörü televizyondan şu cümleyi kuruyor, yaşını başını almış bir üniversite hocası 'biraz geç oldu ama maalesef şimdiye kadar ben üniversitede öğrencilerime Uluslararası Hukuk sistemini anlattım ama ben geç de olsa anladım ki aslında uluslararası hukuk diye bir şey yokmuş.' Evet uluslararası hukuk diye bir şey yok, bu da anlaşıldı. Aslında var ama bugün itibariyle yok." dedi.
"ZULÜM BİR GÜN BİTECEK ZALİMLER DİZ ÇÖKECEK"
Zalimlerin diz çökmesinin mazlumların ayağa kalkmasıyla mümkün olacağını söyleyen Yapıcıoğlu, "Zulüm bitecek bir gün. Evet Zalimler diz çökecek bir gün. Ama zalimlerin diz çekmesi için mazlumların ayağa kalkması gerekir. İşte biz herkes otursa da O mazlumlarla dayanışma adına, bu zalim sisteme itiraz adına, zulme başkaldırı adına kıyamda olacağız. Zulüm sonra eriyinceye kadar, herkes yerine otursa Gazze'ye sırtını dönse Filistin'e sırtını dönse biz oturmayacağız. Sayılara takılmayın, ama meydanları Allah'ın izniyle boş bırakmayacağız. Yüzbinleri toplayamazsak on binleri toplayacağız. Onu yapamazsak bin kişiyle olsa yine meydanda olacağız. Kimse gelmezse 100 kişi çıkacağız. O da olmadı her bir ferdimiz tek başına kıyamda olacak. İnşallah zalime geri adım attırıncaya kadar bu kıymamız devam edecek." şeklinde konuştu. Yapıcıoğlu son olarak şu ifadeleri kullandı: "Ben bu duygu ve düşüncelerle İstanbul 4. Olağan il kongremizin Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Buraya gelen teşrif eden bütün misafirlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, en kalbi duygularımla selamlıyorum. Şimdiye kadar görev almış, çalışmış emek vermişler ter dökmüş kardeşlerimizin çabasının Allah katında makbul olmasını ve Allah'ın Rızası için kabul görmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yeni görev alacak olan Kardeşlerime Hak yolda Meşru hedeflere doğru ilerlerken büyük bir sebat ve kararlılık ve muvaffakiyet diliyorum. Allah hepinizden razı olsun Allah'ın selamı rahmeti bereketi mağfireti hidayeti inayeti hepimizin üzerine olsun." (İLKHA)