Gazze için Bitlis'te yürüyüş yapıldı
İHH öncülüğünde "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" dolayısıyla Gazze'de işgal rejimi tarafından gerçekleştirilen soykırıma dikkat çekmek amacıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi.
Bitlis'in Tatvan ilçesinde öğlen namazına müteakip, merkez İbadullah Camii önünde toplanan yüzlerce vatandaş yürüyüş yaptı.
"HAMAS'a selam, direnişe devam", Kahrolsun israil" sloganlarıyla bir AVM'nin önüne kadar yürüyüş yapıldı.
Burada toplanan kalabalık sık sık tekbir getirdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan İHH Ahlat Temsilcisi Emrullah Erkan, siyonizme karşı onurluca direnen HAMAS'a omuz vermek, kutlu direnişi selamlamak için toplandıklarını söyledi.
Erkan, "On yıllardır Filistin'de büyük zulümler işleyen işgalci israil, 7 Ekim sonrasındaki süreçte ise saldırılarını daha da artırdı. Gazze'de tam anlamıyla bir soykırım yapan işgalciler, son 2 aylık süreçte, 13 bine yakını kadın ve çocuk olmak üzere, 17 binden fazla Filistinliyi şehit etti. İşgalciler, Gazze'de insan haklarını ve savaş hukukunu hiçe sayarak çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin saldırılarını sürdürüyor. Hiçbir sınır gözetilmeksizin yapılan israil saldırıları sebebiyle şu an Gazze'de hiçbir yer güvenli değil. Camiler, hastaneler, okullar ve sivil yerleşim yerleri siyonistlerin hedefinde. Beyaz bayrak açan siviller dahi üzerlerine ateş açılarak katlediliyor. İşgalciler, kullanılması uluslararası sözleşmelerce yasaklanmış bombaları Gazze'ye yağdırıyor. İnsanlık tarihinde örneğine az rastlanır bir zulüm, tüm dünyanın gözleri önünde yaşanıyor." dedi.
"Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalci İsrail hukuku tanımıyor, saldırmaya ve işgale devam ediyor. Ne yazık ki, dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulmü durduracak somut adımlar atılmıyor." diyen Erkan, "Halkları işgalci israil'in zulümlerini yüzbinlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto ederken, ABD ve Batı dünyası yaşanan zulümleri görmezden gelerek hâlâ işgalcilere verdiği desteği sürdürüyor. Ne hazindir ki; askeri, ekonomik ve siyasi anlamda büyük güçlere sahip olan İslâm ülkeleri de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmiyorlar." ifadelerini kullandı.
Erkan, "Yalnızca vatanlarını işgale teslim etmedikleri için ağır bedeller ödeyen, yakınlarını kaybeden, evlerini kaybeden ve hatta her an kendi hayatlarını kaybetme tehlikesi bulunan Filistinliler, haklı davalarından asla vazgeçmiyorlar. Filistinli kardeşlerimiz, verdikleri mücadele ile insanlığın onurunu korumaya devam ediyorlar. İşgalci israil'in saldırıları bir kere daha gösterdi ki, siyonizm yalnızca Filistin için değil, başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünya için büyük bir tehdittir. Tarih, çok zalim devletler gördü. Tarih boyunca zalim hiçbir devlet, âbâd olamadı. Her biri er ya da geç işledikleri zulümlerin bedelini çok ağır bir şekilde ödedi ve nesillerine zulümlerini bir utanç olarak bıraktılar. israil de Allah'ın izniyle hedefine asla ulaşamayacak. İşgalci israil rejimi, yaralıların tedavisini dahi engelliyor. Hatta Gazze'ye yakıt girişini yasaklayarak kuvözdeki bebekleri ve yoğun bakımdaki ağır hastaları ölüme terk ediyor. Yıllardır Filistinlilerin topraklarını işgalci teröristler eliyle gasp eden israil, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de uyguladığı soykırımla Filistinlileri vatanlarını terk etmeye zorluyor. İşgalci israil tarafından 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye, tüm dünyanın yaklaşık 80 yıldır acısını unutamadığı Hiroşima saldırılarında atılan bombaların 3 katından fazla bomba atıldı." diye konuştu.
Türkiye'ye ve Müslüman halka seslenen Erkan, şunları kaydetti:
"Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye'yi, uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail'in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz. Özellikle yoğun bombalamalar sonucu yerlerinden sürülmeye mecbur bırakılarak Refah Sınır Kapısı'nda ve şehirde direnen Gazzeli Müslüman kardeşlerimize insani yardımların ulaştırılabilmesi ve daha da içinden çıkılamayacak insani dramların oluşmaması için başta Mısır olmak üzere tüm İslam ülkelerini harekete geçmeye ve sınır kapısını acilen açtırmaya davet ediyoruz. Son olarak herkese sesleniyor ve diyoruz ki tüm dünya halkları tepkisini açıkça göstermelidir. Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. israil, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir. Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün, Filistin'in ve dünyanın özgürlüğü, siyonist zulmün ve işgalin sona ermesi için, yapılan eylemleri desteklemek hepimizin görevidir. Bizler Türkiye'nin sivil toplum kuruluşları ve halkı olarak Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemizi tüm gücümüzle sürdüreceğiz."
Program, Muhammed Zahid Kuldaş Hoca'nın yaptığı duayla sona ererken, programa bazı siyasi parti ve STK temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce vatandaş katıldı. (İLKHA)