Murat Nehri ve Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Tanıtımı kapsamında, Malatya Kongre Kültür Merkezi Konferans Salonunda "Misyon Toplantısı" düzenlendi.

"Halkın refah düzeyini, standardını yükseltmek için başlatılmış olan bir projede yer almak gerçekten mutluluk verici"

Toplantının açılışında konuşan Elazığ Orman Bölge Müdürü Muhammed Salih Çetiner, çalışmalarının bölge halkının refah seviyesini yükselteceğini belirterek; "Bugün hakikaten heyecanlıyız. Fırat, Fırat Nehri ve kırsalında yaşayan vatandaşlara yönelik bir projenin misyon toplantısını siz değerli paydaşlarımızla birlikte burada değerlendirme yaparak nasip olursa 2024 yılında fizibilite çalışmalarını, 2025 yılında da inşallah kazmayı vurarak tabii kaynakların iyileştirilmesine yönelik ağaçlandırma, toprak muhafaza, mera ıslah çalışmaları ve gelirleri arttırmak için de üst bölgede yaşayan mahalli halkın hayat refah düzeyini, standardını yükseltmek için başlatılmış olan bir projede yer almak, sizlerle beraber olmak gerçekten mutluluk verici. Murat Nehri havzası, rehabilitasyon projesinde de de yer almış biri olarak Bingöl, Muş ve Elazığ illerinde IFAD heyetiyle, Birleşmiş Milletler Tarımsal Kalkınma Fonu ve hükümetimiz arasında 7 yıl süren bir ikaz anlaşması, borç verme anlaşması imzalanmış iki yılda uzatılmış toplam dokuz yıl çalışıldı." dedi.

"Kaynak iyileştirilmesi, hayat standardını ve refah düzeyini yükseltmek için vatandaşlarımıza dokunacağız"

Depremden zarar gören orman köylüsüne de destek olunacağının sinyalini veren  Çetiner, "Burada bizimle beraber ekip halinde çalışan hem orman mühendisi olan arkadaşlarımız, üniversitedeki temsilcilerimiz, oda ve ziraat oda birlik başkanlarımız bunlarla beraber 7 yıl, 9 yıl güzel bir şekilde çalışmış olduk. Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü ile Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü sınırlarında icra edilecek inşallah. Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü'nde Bingöl kısmen Genç ilçesi, Elazığ'ın Ağın, Keban, Baskil, Sivrice ve Maden ilçelerini, Fırat’a bakan havzayı özellikle planlıyoruz. Yine hakeza Malatya'da da kuzeydeki ilçelerden ta Pütürge'ye kadar. Bu arada Akçadağ ve Doğanşehir en çok depremde de malum hasar gördü. Bu ilçelerimizde ciddi manada tabii kaynak iyileştirilmesi ve hayat standardını, refah düzeyini yükseltmek için vatandaşlarımıza dokunacağız." ifadelerini kullandı.

"Bu proje, Murat Nehri projesinin bir nevi devamlı şeklinde"

Pazartesi gününden itibaren, Şanlıurfa'dan başlamak üzere, Birleşmiş Milletler Tarımsal Kalkınma Fonu ile hükümetimiz arasında yapılacak olan rehabilitasyon projesi kapsamında 3 gündür arazi çalışmalarını yürüttüklerini kaydeden Ağaçlandırma Daire Başkanı Mustafa Tuncer, "3 ilde yaptığımız çalışmaların bugün Elazığ, Malatya ve Bingöl üçgenini siz katılımcılarla beraber değerlendirme imkânı bulacağız. Bu proje, Murat Nehri projesinin bir nevi devamı şeklinde. Genel Müdürlüğümüzün 25 havzasından bir tanesi olan Fırat Nehri üzerinde bu projelerin hayata geçirmesiyle kırsalda yaşayan vatandaşımıza ekonomik anlamda yardımcı olmak ve onların sorunlarına bir nebze dokunmak. Aynı zamanda doğal kaynak bozulumuyla ilgili çalışmalar yaparak ağaçlandırma kontrol, sel kontrol ve diğer  faaliyetlerle üst havzadaki mera ıslahı gibi faaliyetlerle üst havzalardaki bozulan doğal dengenin ihdası, alt havzadaki insanımıza da dokunmak istiyoruz." diye kaydetti.

"Ehemmiyetli bir şekilde rehabilitasyona önem vermemiz gerekiyor"

Malatya Vali Vekili Reşit Özer Özdemir ise projenin Malatya için önemine değinerek, "İFAD uluslararası tarım alanında şimdiye kadar yapmış olduğu başarılı çalışmalarla dünya kamuoyunun dikkatini çeken bir noktaya geldi. Bunun artık ülkemizde de bazı tezahürlerini görmekteyiz. Şüphesiz Türkiye bir tarım ülkesidir. Dolayısıyla bizim buradaki yapmış olduğumuz çalışmalarda ehemmiyetli bir şekilde rehabilitasyona önem vermemiz gerekiyor. Çünkü bir defa burada çok önemli bir nimetin yanındayız. Fırat Nehri gibi. Ve bu nehir üzerinde bulunan Karakaya Barajı ve Atatürk Barajı var. Tabi bütün bu barajların da aslında bir ekonomik ömrü var. Bu ekonomik ömrü uzatmak tabii ki tabiat olaylarıyla da ilgili ama biraz da bizim elimizde. Mera ve ormanların ıslahı, küresel ısınmayla mücadele, yeni orman alanları, toprağın korunması ve bilinçli tarım. Bütün bunlar hepimizin üzerinde hemfikir olduğumuz konulardır. Bütün bunları koruyup geliştirmek elimizdedir. Bu nevi çalışmalarla da umut ediyorum afetleri de azaltacağız. Ürün çeşitliliğini de arttıracağız. Bu havza içerisindeki kuru tarım, hayvan başı verim gibi hususlarda da verim alacağımızı düşünüyorum. Bu projenin ülkemize, bölge tarımına tabii kaynaklarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Aslında bu, sadece Anadolu coğrafyasını değil, bütün bir bölgeyi etkileyeceğini düşündüğümüz bir dünya projesidir. Ülkemizde de güzel neticeler vermesini ümit ediyorum." dedi. (İLKHA)