Said Ercan: Dünya artık gerçekleri görüyor, uyanışa geçiyor
Filistin'de son yaşanan gelişmelerde geleneksel medyanın yerini dijital medyaya bırakmasıyla çekilen videoların direkt kitlelere düştüğünü ve arada sansürcülerin olmadığını belirten USMED Başkanı Said Ercan, yapılan soykırımdan rahatsız olunduğuna dair içerik üretmenin ve rahatsız etmenin önemli olduğunu dile getirdi.
HAMAS'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları tarafından 7 Ekim tarihinde işgalci siyonistlere karşı başlatılan Aksa Tufanı operasyonu devam ederken işgal rejimi yanlısı medya da iftira dolu asparagas haberlerini hız kesmeden sürdürüyor.
İşgal rejimi, batılı geleneksel medyasının da desteğini arkasına alarak dezenformatif haberlerle insanlığı kandırmaya çalışırken; dijital medyada ise tüm sansür çalışmalarına rağmen hakikatler tüm dünya halklarına ulaşıyor.
İşgal rejiminin yaptığı soykırımı gören dünya halkları, sokaklara dökülerek tepkisini vermeye devam ediyor.
USMED (Uluslarası Sosyal Medya Derneği) Başkanı Said Ercan, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
"Orada çekilen video direkt bize düştü; arada kimse yoktu, arada sansürcüler, gizleyiciler yoktu artık"
USMED Başkanı Said Ercan
Özellikle Körfez Savaşı'ndan sonra medyanın hakim güçlerin elinde olduğunu ve medya sansürünün inanılmaz boyutlarda olduğunu belirten Ercan, "Medyanın meşhur görseli var ya; ağlayan bir tane israilli çocuğu gösteriyor da arkadaki yüzlerce hayatını kaybeden çocuğu göstermiyor. BBC, Newyork Times, FOX, CNN ve diğerleri hepsi bugüne kadar vahşetten yana tavır aldılar. Burada bir şey değişti, burada sosyal medya ile beraber orada çekilen video direkt bize düştü; arada kimse yoktu, arada sansürcüler, gizleyiciler yoktu artık. Şunu gördük, dünya gördü biz zaten biliyorduk ama Amerikalı birden şoka girdi; kendi devletlerinin bir katilin yanında durması ve onun bombalarına finansör olmasını Amerikalılar, Avrupalılar hazmedemedi." dedi.
"Artık dünya gerçekleri görüyor; bu çocuklar cennete giderken dünyamızın nasıl cehenneme döndüğünü de bize gösterdiler"
Dünya halklarının uyanışa geçtiğine değinen Ercan, "Hatırlarsanız Rachel Corrie ne demişti, 16 Mart 2003'te israil, bir doktorun evini yıkmasın diye dozer canlı yayında üzerinden geçmişti. Amerika Rachel Corrie'nin hesabını sormadı, Furkan Doğan'ın da hesabını sormadı. Şu anda Amerikalılar; zulüm bizdense ben bizden değilim diyen Rachel Corrie'yi yeniden tanıyorlar. Amerikalılar aslında kendilerinin özgür olmadığını, Filistinlilerin yüreğinin özgür olduğunun yeni farkına vardılar. Kendi ruhlarının tutsak olduğunun yeni farkına vardılar. Dünya yeniden uyanıyor. Netenyahu, 'Ortadoğu'yu değiştireceğim' demişti ama farkında olmadan kader planı böyledir dünyayı değiştirdi. Artık dünya gerçekleri görüyor; bu çocuklar cennete giderken dünyamızın nasıl cehenneme döndüğünü de bize gösterdiler. Dünya halkları yeniden özgürlüğünü istiyor. Bakın; Güney Amerika, İspanya, Endonezya'da hatta Londra'da milyonluk yürüyüşler var. İnsanlar Müslümanlarla yanyana durmayı öğrendiler. Yanyana durduğu adamın terörist olmadığını öğrendi. Yanyana durduğu adamın kendisi gibi bir insan olduğunu öğrendi ve bu uyanışın çok büyük olduğunu düşünüyorum. Bu manada dünyada yeniden bir insanlık tarihinin yazılacağına inanıyorum. Önce İslamlık kazandı, insanlık kazandı ve insanlar Kur'an'a koşuyor. Bugün Amerikalı fenomenler Müslüman oluyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Mümkün mertebe herkesi rahatsız edelim"
Türkiye medyasının ve sosyal medya kullanıcılarının bilinçli olduğunu dile getiren Ercan, "Türkçe'den ziyade mümkün mertebe İngilizce etiket ve içeriklerle ve diğer diller; İspanyolca, Fransızca hatta belki Arapça... Çünkü Arap Dünyasında bugün Suudi Arabistan batıdan daha çok uyuyor. Bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nden falan hiç ses yok. Gidin Dubai'ye hayat devam ediyor, Riyad'da gençlik festivalinde cadılar bayramı kutlanıyor. Demek ki biz Arapları da en azından halkları da uyandırmamız lazım. Medyalarında çok ciddi bir sansür var. Bu manada diğer diller de dünyanın etkin insanlarına rahatsızlığı gösterecek, tepki vermeyi gösterecek paylaşım yapılmalı. Bakın bugün ne oldu; Elon Musk Twitter ile beraber bazı markalar reklam vermeyi durdurdu. Elon Musk; 'benim Twittera vediğim para değeri değildi, düşünce özgürlüğünün değeriydi' diyor. Twitter şu anda sansürü en az uygulayan sosyal ağ ama diğerleri Zuckerberg'in şirketleri olan İnsatgram, Facebook ve diğerleri çok ciddi bir sansür uyguluyor. O zaman ne yapacağız; Telegram'dan diğer platformlardan mümkün mertebe özellikle yurtdışındaki arkadaşlarımıza içerikler üreterek göndereceğiz. Yapay zekayı kullarak içerikler oluşturabiliriz. Bize zaten videolar geliyor, mümkün mertebe herkesi rahatsız edelim. Ali Şeriati, 'sizi rahatsız etmeye geldim' diyor ya bizim de rahatsız olduğumuzu ve rahatsız etmemizi önemli buluyorum." ifadelerini kullandı.