Gazzeli çocuklar, çocuk değil mi?
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günün nedeniyle Gazze’de bebek ve çocukların şehit olmasına dikkat çekmek için UNICEF ve BM Türkiye Ofisi önünde toplanan Ankaralılar, Gazzeli çocukların, çocuk olarak kabul edilmediğine dikkat çekti.
20 Kasım Dünya Çocuk Günü münasebetiyle Filistin'de bebek ve çocuklara karşı yapılan katliama dikkat çeken Ankara Filistin Dayanışma Platformu, basın açıklaması düzenledi.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde yapılan basın açıklamasını Esra Duru okudu.
Duru, "20 Kasım 1989 tarihi Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabulü ile dünya çocukları açısından önemli bir dönüm noktası olmuş ve sözleşme ile birlikte çocukların sağlıklı bir yaşam ve gelişim için temel hakları ilan edilerek hukukun evrensel koruması altına alınmıştır. Ancak aradan geçen 33 yıl boyunca dünyanın farklı coğrafyalarındaki çocuklar, önsözünde Birleşmiş Milletler Antlaşmasında ilân edilen ilkeler uyarınca insanlık ailesinin tüm üyelerinin, doğuştan varlıklarına özgü bulunan haysiyetle birlikte eşit ve devredilemez haklara sahip olmalarının tanınması, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu düşünerek hazırlandığı söylenen bu sözleşmedeki ifadelerin samimiyetini sorguluyor." dedi.
"UNICEF nerede?"
Bugün dünyanın farklı ülkelerinde birçok çocuk çeşitli şekillerde temel haklarından yoksun bırakılıyor, adeta kapitalizmin kölesi olarak Afrika'nın derin madenlerinden, Uzak Doğudaki ışık görmez fabrikalara, Doğu Türkistan'daki toplama kamplarından, Ukrayna'daki "medeni" bir savaşın gölgesinde birbirlerinden habersiz bir şekilde "çocuk hakları" nın gerçekten var olup olmadığını sorduklarını belirten Duru, "Ancak 20 Kasım 2023 günü yine ve yeniden Çocuk Hakları Sözleşmesi anılırken dünyanın her yerindeki çocuklar, mazlum olsun ya da olmasın ekranlara bakıp aynı soruyu soruyor: UNICEF nerede? Temel işlevi beş daimî üyenin çıkarlarını diğerlerine kabul ettirmek gibi görünen BM ve BM'nin egemenleri adına misyonerlik faaliyetlerini sürdüren UNICEF'in sadece son 20 yılda başta Filistin olmak üzere hiçbir kriz bölgesinde kınama yayınlamaktan öteye geçememesi, bu kurumların varlığını sorgular hale getirmiştir. Çünkü dünya tarihinde eşi benzeri az görülen bir vahşet ve soykırım uygulayan ırkçı apartheid israil rejiminin, Gazze'de yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek ayrımı yapmayan vahşeti adeta kanları dondururken; vicdan sahibi bütün insanları hayrete düşüren asıl konu ise dünyaya çocuk hakları dersi veren, çocuklar üzerinden bütün dünyada sözde yardım ve eğitim faaliyetleri yürüten UNICEF'in suskunluğudur." ifadelerine yer verdi.
Konuşmanın devamında Duru, şu ifadelere yer verdi:
"2000 yılından bu yana ırkçı apartheid rejim, işgal edilmiş Filistin topraklarında 12 büyük katliam gerçekleştirmiş, günübirlik cinayetlerinin, insan hakları ihlallerinin, baskı, işkence ve tutuklamalarının dışında 7 Ekim'de başlattığı saldırılarla vahşetini soykırım boyutuna taşımıştır. Okulların, hastanelerin hedef alındığı, 5 binden fazla çocuğun öldürüldüğü, kalanların en temel yaşam haklarından yoksun bırakıldığı bugünlerde Gazzeli çocuklar başta olmak üzere dünya üzerinde vicdan sahibi herkes bütün uluslararası kurum ve kuruluşların yanı sıra UNICEF'in de suskunluğunu hayret ve ibretle takip etmektedir."
"Küçücük çocuklar hastane betonlarında uzanmış halde ölümün gelmesini beklerken UNICEF nerede?"
Son olarak Duru, "Bir halk hepimizin gözleri önünde yaşadığı yerden sürgün edilip soykırıma uğratılırken, her zaman masum olan çocuklar vahşice katledilirken herkes aynı soruyu soruyor: UNICEF nerede? Kundaktaki bebekler fosfor bombaları ile öldürülürken UNICEF nerede? Cansız çocuk bedenleri bombaların yol açtığı enkazların altından, kucaklarında oyuncakları ile çıkarılırken nerede? Anneler çocuklarını sıra sıra kefenlerken UNICEF nerede? Küçücük çocuklar hastane betonlarında uzanmış halde ölümün gelmesini beklerken UNICEF nerede? Okul sıralarında eğitim görmesi gereken çocuklar, insafa sığmayan bombardımanların altında can verip babalarının kucağından cennete giderken UNICEF nerede? Anneler çocuklarının cansız bedenlerindeki yaraları gözyaşları ile temizlerken nerede? Soykırımcı israilin kelimelerle tanımlanamayan şiddeti, kötülüğü; kendisine bakacak kimsesi kalmamış, ruhunda, bedeninde onulmaz yaralar açılmış yetimler ortaya çıkarırken UNICEF nerede? Şimdi biz de UNICEF'e soruyoruz; Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde, hangi çocukların haklarını konuşacağız? Çocuk Hakları Sözleşmesiyle haklarını güvence altına aldığınız çocuklar arasında 10 dakikada bir öldürülen Gazzeli çocuklar yok mu? Gazze'de hayatlarını, ailelerini, evlerini, yurtlarını, hayallerini kaybeden çocukların hakkını kim koruyacak? UNICEF nerede?" şeklinde konuştu. (İLKHA)