HÜDA PAR Sözcüsü Emiroğlu: Soykırımın farklı bir boyutuyla karşı karşıyayız
HÜDA PAR Bingöl 4'üncü Olağan Kongresi'nde konuşan HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, dikkatleri Gazze'de yaşanan siyonist vahşete çekerek, "Bugün, 100 yıldan fazladır devam eden bir soykırımın farklı bir boyutuyla karşı karşıyayız." dedi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu'nun katılımıyla gerçekleştirilen Bingöl 4'üncü Olağan Kongresi'nde, il başkanlığına tek aday olan Refik Alpaya seçildi.
HÜDA PAR 4'üncü Bingöl Olağan Kongresi, Bingöl Belediyesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan kongrede, Divan Kurulu üyeleri seçildi. Programda, partinin faaliyet ve mali raporun okundu. Raporlar, oy birliğiyle kabul edildi.
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Refik Alpaya, kongrenin açılış konuşmasında, kongrelerini siyonist işgalcilerin Filistin'de yaptığı katliamlar nedeniyle hüzün ve öfke duyguları arasında gerçekleştirdiklerine vurgu yaptı.
Alpaya, "Bugün, burada büyük bir coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirmeyi düşündüğümüz programımız, işgalci siyonistlerin Filistin'de gerçekleştirdiği soykırım nedeniyle hüzün ve öfke duyguları arasında gerçekleştiriyoruz. Sözlerimin hemen başında Gazze'de şehadete kavuşan kardeşlerimizin şehadetini tebrik ediyor, Aksa Tufanını ve şanlı direnişi selamlıyorum." dedi.
"Şehrin kalkınması ve değerlerimizin daha yaşanılır hale gelmesi için çalışmalar yürüttük"
Bugün Bingöl il Başkanlığı olarak 4'üncü Olağan Kongre'lerini gerçekleştirdiklerini dile getiren Alpaya, "HÜDA PAR olarak kurulduğumuz ilk günden bugüne kadar siyasetimizi hakkın rızası doğrultusunda halkımıza hizmet etme anlayışı üzerine inşa ettik. Şehrimizde de bu anlayışla halkımıza hizmet etme sorumluluğumuzu yerine getirmeye gayret ediyoruz. İl Başkanlığım süresince yönetimimiz ile birlikte şehrin kalkınması ve değerlerimizin daha yaşanılır hale gelmesi için bir dizi çalışmalar yürüttük, ziyaretler yaptık. Bingöl'ümüz için çaba sarf eden kurum ve kuruluşlarımızla uyum içerisinde çalışma azmi gösterdik. Halkımızın sorunlarına çözümler üretmek için kamu kurum ve kuruluşları ile etkili ve verimli görüşmeler gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.
"Yapıcı ve inşa edici bir muhalefet anlayışını önceledik"
Alpaya, "Yaptığımız ziyaretlerde karşılaştığımız olumsuz durumlara ve sıkıntılara çözüm ürettik, yapıcı ve inşa edici bir muhalefet anlayışını önceledik. Adalet temelinde olaylara yaklaştık. Halkımızın haklı taleplerinin yanında yer alarak siyasetimizi şekillendirdik. İl, ilçe, belde ve köylerimizin maddi ve manevi değerlerine sahip çıkmaya çalıştık. Aynı şekilde şehrin kronikleşmiş sorunlarını da gündeme taşıdık. İlin sanayisine, eğitimine, sağlık sektörüne, ulaşımına, tarım ve hayvancılığına, inanç ve kültürel turizmine sahip çıkılması ve bir bütünlük içerisinde kalkınmasına dikkat çekerek gerekli girişimlerde bulunduk. Bingöl halkının faydasına olabilecek her türlü hizmetin arkasında durduk ve bundan sonrada durmaya devam edeceğiz inşallah, istiyoruz ki taşıdığımız bu hassasiyetler artık belediyelerde ve milletin meclisinde de yer bulsun. Ben bir kez daha kongremize katıldığınız için hepinize teşekkür ediyor, hürmetlerimi sunuyorum." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
"100 yıldan fazladır devam eden bir soykırımın farklı bir boyutuyla karşı karşıyayız"
Kongrede bir konuşma gerçekleştiren HÜDA PAR Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu ise, Gazze'de yaşanan siyonist vahşete dikkat çekerek pansuman tedbirler ile bu işin çözülmeyeceğine vurgu yaptı.
Bingöl 4'üncü Olağan Kongre'nin Bingöl'e, memlekete ve partilerine hayırlı olması temennisinde bulunarak sözlerine başlayan Emiroğlu, zaman zaman görev değişimleri olabileceğine işaret etti.
Emiroğlu, "Elbette bu bir bayrak yarışıdır. Daha güçlü ilerlemek için gereklidir. Doğrusu kongreler; siyasi partiler için coşkulu programlardır. Bu tür programlarda daha çok yüksek tempo, heyecan olur. Ama malumunuz yaklaşık 40 gündür Gazze'de kardeşlerimiz hunharca, barbarca katlediliyor. Elbette bir siyasi partinin kongresinde konuşulacak konular aşağı yukarı bellidir. Memleketin yığınla sorunları var. Sosyal hayatı ilgilendiren, siyasal hayatımızı ilgilendiren, iktisadi hayatımızı ilgilendiren, 7'den 70'e bütün vatandaşlarımızı maddi ve manevi açıdan ilgilendiren meselelerimiz ve sorunlarımız var. Elbette biz de bu sorunlarla ilgili çözümler üretmek, sorunları doğru tespit edip ona uygun çözümler üretmek için siyaset yapıyoruz. Dolayısıyla aslında kongrelerde ağırlıklı olarak bu tür meseleler konuşulur. Fakat bugün başka bir gün. 100 yıldan fazladır devam eden bir soykırımın farklı bir boyutuyla karşı karşıyayız." dedi.
"75 yıldır o hançer zehrini bir tümör gibi bu coğrafyanın bütün damarlarına zerk ediyor"
Emiroğlu, "Gazze meselesi, Filistin meselesi kökleri çok eskiye dayanan bir meseledir. 1897'deki birinci siyonizm kongresi ki, İsviçre'nin Basel kentinde düzenlenmişti. Birinci siyonizm kongresinden bu melun rejimin ilan edildiği tarihe kadar geçen süre 51 yıl. Bu düzen, bu zehirli hançer, İslam coğrafyasının bağrına saplanırken bir akşam düşünülüp sabah icra edilen bir süreçle olmamıştır. Bu; temelleri sağlam atılmış, planlı, programlı bir işgal projesi olarak bu coğrafyanın bağrına saplanmış ve tam 75 yıldır o hançer zehrini bir tümör gibi bu coğrafyanın bütün damarlarına zerk ediyor." dedi.
"Hiç kimse bu meseleye el atmasa bile 'Hür Kadrolar' bu işi omuzlayacak"
Kudüs meselesinin Müslümanlar açısından imanî bir mesele olduğuna vurgu yapan Emiroğlu, "Bu, bir iman davasıdır. Neden? Çünkü bunun işaretlerini Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de çok net ortaya koymuştur. Efendimizin kutlu siyerinde de bunun işaretleri çoktur. Pansuman tedbirler ile bu işin çözülmeyeceği ortada. Hiç kimse bu meseleye el atmasa bile 'Hür Kadrolar' bu işi omuzlayacak. Bize yakışan budur. Elimizden ne gelirse onu yapacağız. Her bir kardeşimize çağrımız şudur, lütfen bu işi geçici sürelerle sınırlı tutmayalım. Çocuklarımız bu ruhu taşısın." ifadelerini kullandı.
"Bize düşen, bu saatten sonra boykotlu malları almamaktır"
İşgalcilere ait mallara tüm alanlarda boykot uygulanması gerektiğine dikkat çeken Emiroğlu, "Bize düşen; bu saatten sonra ateşkes olsun veya olmasın boykotlu malları almamaktır. Bizim artık yerli üretimi esas almamız gerekiyor. Tarımda, hayvancılıkta ve savunma sanayisinde kendi kendimize yetebilmemiz lazım. Neden şimdi ciddi bir müdahale yapamıyoruz? Çünkü siyasi olarak uluslararası kanunlar ve sözleşmeler Türkiye'nin elini kolunu bağlıyor. İktisadi olarak adım atacak halde değiliz şu anda. Elbette bu iş nereye varır, bilemeyiz. Önümüzde inşallah daha güzel günler olacak. Biz istiyoruz ki, savunduğumuz bu bakış açısını kardeşlerimiz iyice benimseyip özümsesin. Bu düşünceyi bizim büyütmemiz lazım. HÜDA PAR'ın medeniyet projesi olarak adlandırdığımız parti programını ve bu vasat çizgiyi büyütüp geliştirip Müslümanların maslahatına, maddi ve manevi kalkınması için bu hizmeti bizim ciddi şekilde yüklenmemiz lazım." dedi. (İLKHA)